Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Aşırı istek

Aşırı istek
 

Uzun zamandır iş yoğunluğum sebebiyle yazamıyorum. İlk vakit bulduğum anda da yazmak istedim. Son zamanlarda gördüğüm, tespit ettiğim ve de oldukça rahatsız olduğum bir konuda yazmak istiyorum. Konumuz tüketim...

Babamın bana yarış bisikleti aldığı günü hatırladım bir an. O zamanlar ilkokula gidiyodum. Ne kadar sevinmiştim..

Aradan birkaç yıl geçtikten sonra ilk defa taksitle bisiklet satılmaya başlandığına şahit olmuştum. Ne kadar garipsemiştim. Çünkü o zamanlar taksitle sadece ev ya da araba gibi şeyler satılırdı...

Zaman geçtikçe taksitli satışlar artmaya başladı.Derken kampanyalar başladı. Daha sonra sevgililer günü gibi özel günler takip etti bunları önceleri hiç bilmediğimiz... O zamanlar benimde evcilik oynadığım, ileride evlenmeyi düşündüğüm bir kız arkadaşım vardı ama dediğim gibi, o zamanlar daha sevgililer günü kutlanmaya başlanmamıştı. Ona ben hediye olarak aprtman bahçesinde bulunan meyva ağaçlarından topladığım meyvaları getirirdim, sonrada beraber afiyetle yerdik...

Derken kredi kartı girdi hayatmıza. Ne kadar da büyük bir nimet olarak gelmişti ilk başlarda. Yanımızda hiç para olmadan alışveriş yapma imkanı sundu bizlere, halen olduğu gibi. Dedim ya yanımızda para olmadan alışveriş imkanı sundu diye, hiç para olmadan sanki bedavacasına ve sınırsızca alışveriş etmeye başladık. Hele ki bu imkanlara seri sonu indirimler de eklenince kredi kartlarını alanlar ellerinde taşıyamayacakları kadar çok poşetlerle çıkmaya başladılar mağazalardan..

Daha sonra içinde herşeyin satıldığı hipermarketler açılmaya başlandı. Oraya gittiğimiz zaman almayı düşündüğümüz şeylerin dışında, orada görüp de almaya karar verdiğimiz şeyleri de almaya başladık. Onların psikologları bile şaşırtacak derecede pazarlama politikalarına karşı hep teslim olduk. Üniversitede pazarlama dersinde hocamız bize, en ucuz ürünlerin ayak hizzasında yada en arka tarafta , en pahalı ürünlerin ise göz hizzasında oldukarını söylemişti. Gerek kendim dikkat ettiğim gerekse bu hipermarketlerin birinde çalışmış olan bir arkadaşımdan aldığım bilgiler sonucunda bunun tam anlamıyla doğru olduğunu öğrendim. Bu çok basit bir taktik. Onlar daha da ileri giderek dekorasyonları ve kullandıkları renkleri bile insanların harcama dürtülerini güdüleyecek biçimde yaptıklarını da biliyorum. Biz de bu tuzaklara kanarak herşeyi almaya başladık. Nasılsa ödeme kredi kartıyla, parasız, bedava...

Artık tüketim güdüsü bizleri o kadar esir almış ki, insanlarda ihtiyaç ve istek kavramları birbirine karışır hale gelmiş. İhtiyaç, insanın gerçekten gereksinim duyduğu, giderilmediği taktirde bazı eksikliklere yada olumsuzluklara sebep olabilecek şeylerin tümüdür. Örneğin, kışın giyecek bir kışlık ayakkabınız yoksa ona ihtiyacınız var demektir. Almamanız durumunda ayaklarınız üşüyecek ve hasta olacaksınızdır. Ya da en temel gıda ihtiyaçlarınızı karşılayamama durumunda besin ve vitamin eksikliğinden dolayı güçsüz yada yine hasta olabileceğiniz gibi...

Ancak istekler öyle değildir. Bir insanın birşeyi istemesi için ona gerçekten ihtiyacı olması gerekmez. Bu, benim isteklerin karşılanmasına karşı olduğum anlamına gelmesin. Tabii ki yeri geldiğinde onlar da karşılanır. Ancak siz ihtiyaçlarınızın tümünü karşılamamanıza rağmen isteklerinizi karşılamaya çalışıyorsanız, orada bir problem var demektir. Zaten Maslow ihtiyaçlar dizisinde de öyledir. İlk olarak yiyecek, içecek bulunur. Daha sonra barınma ve aidiyet duygusu gelir.

Dikkat edilmesi gereken bir hususta, ihtiyaçlarınızı karşılamadan isteklerini karşılama yönünde eğilimi olan insanlarda, zamanla isteklerinde ihtiyaç olarak algılanmaya başlamasıdır. Bu da son derece tehlikeli bir durumdur.

Bu karmaşanın ve karışıklığın içine girmemek için benim yaptığım birşeyi size tavsiye olarak vermek istiyorum. Ben bir alışveriş yapmadan önce mutlaka ve mutlaka ihtiyaçlarımdan oluşan alışveriş listesi hazırlıyorum. Alışverişe gittiğim zaman da sadece ve sadece onları alıyorum. İhtiyaçlarımın tümünü karşıladığım zaman ise bütçem dahilinde isteklerimi de karşılıyorum. Böylece hem ihtiyaçlarımı karşıladığım için herhangi bir sorunla karşılaşmıyorum, hemde yerine göre isteklerimi de karşıladığım için kendimi ayrıca mutlu etmiş olutorum.

Bütün bunlardan sonra yanlış anlaşılmasın. Ben hiçbirşeyin alınmasına karşı değilim. Sadece aşırısına karşıyım.


A.Erbil BUHARALI

 
Toplam blog
: 6
: 2105
Kayıt tarihi
: 21.12.07
 
 

1977 istanbul doğumluyum. Endüstri Mühendisliği mezunuyum.Uzmanlık alanlarım lojistik, satınalma, dı..