Aşk, ona gitmektir!

Bir yudum su, bir lokma ekmek onsuz geçmiyorsa boğazınızdan, attığınız her adımda onun adı, aldığınız her nefeste ona özlem varsa, çok uzaklarda olsa da duyar gibi oluyorsanız kokusunu, baktığınız yüzlerde onu görüyor, karşınızdan gelenler arasında o da varmış gibi bir his uyanıyorsa içinizde, her şeyi bırakıp, ona gitmektir aşk.

Onsuz olamıyorsanız ne gece ne gündüz, ondan başkasıyla konuşmaktan tad almıyorsanız, gülüşleri devamlı kulağınızda çınlıyorsa, sarıldığınızda hissettiğiniz sıcaklığı hala teninizdeyse ve ‘gel diyorsa’ size, ona gitmektir aşk.

Onun dışında her şey olsa da hayatınızda, eksik kalan sadece onunla yaşamaksa, ve gözünüze uyku girmiyorsa onsuz gecelerde, rüyalarınız bir karabasansa soğuk yatağınızda, çağırıyorsa sizi, ölüm bile olsa, ona gitmektir aşk.

Aşk bekliyorsa eğer bir yerde, ve siz biliyorsanız aşk orada, tacı tahtı atıp bir kenara, ona gitmektir aşk.

Neyiniz varsa ona vermek için gitmektir. Gözlerinde kendinizi görmek için gitmektir. Parmaklarını tek tek öpmek için, saçlarını koklamak, dudaklarında yanmak için gitmektir.

Tek vücut olmak için, tek ruhta yaşamak için, özlemleri dindirmek, yangınları söndürmek için gitmektir.

Bulutlar üzerinde yaşamak kadar, dağların altında kalmayı da göze alıp, sadece ve sadece onun için ona gitmektir aşk.