Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '07

 
Kategori
Mizah
 

Düşüncelerimizin rengi olsaydı…

Düşüncelerimizin rengi olsaydı…
 

Dünya üzerindeki insanların ten renkleri beyaz, siyah, sarı, esmer, buğday gibi belli başlı birkaç tanedir. Bu renkler de, yaşanan coğrafi yere göre binlerce yıl içinde oluşagelmiştir. İlk insan yaratıldığında siyahimiydi, beyaz mı yoksa sarı ırktan mıydı tam olarak bilen yok.

Zaten benim amacım da kimin hangi ırktan, fiziki olarak hangi renkten olduğunu tartışmak değil, ben, insan kişiliği, insan davranışları, insan düşüncesi renklerle ifade edilseydi ne olurdu acaba, onu merak ettim..

Yani içinden hırsızlık, cinayet, gasp gibi kötü bir düşünce geçiren, bir başkasına kötü bir davranışta bulunmayı planlayan kişinin ten rengi aniden siyaha dönüşse, ya da bir kıza aşkını ilan etmek isteyen bir gencin ten rengi mavileşse ne olurdu?
İyi düşünceli, iyi niyetli insanlar hep sarı ten renginde, sapıklar mor olsa, üzüntülü olanlar yeşile dönüşse, sevinç rengi pembe olsa ne olurdu?

Peki yalan söyleyenlerin burnu Pinokyo gibi uzamasa da, tenleri kahverengi olsa… Ne olurdu?

Bence o zaman, şimdiki gibi kimse kimsenin düşüncesini okumaya çalışmaz, düşündüklerini tahmin edip, yapacaklarını anlamaya çalışmak gibi bir gayret içinde olmazdı.
Belki o zaman toplumda renk polisi diye de bir kuruluş Yapılanırdı. Yani ahlak polisi, asayiş polisi, hırsızlık, gasp, kapkaç polisi gibi birimler yerine, kahverengi, mor, siyah gibi polis masaları kurulurdu.

O zaman her yer rengarenk olurken, kalabalık yerler de devamlı renkten renge bürünürdü. Bir bakıyorsunuz karşıdan gelen adam aniden sarı renkten siyaha dönüşmüş. Ne yapacaksının o zaman hemen kendinizi korumaya alacaksınız, ya kapkaççıdır ya da başka bir kötü niyet güden biri.
Ya da kadınsınız ve yanınızda mor renkte biri yürüyor, demek ki bir sapığın kapsama alanındasınız.
Ama suçluları yakalamak çok zor olurdu o zaman, çünkü birini öldürmeyi amaçlayıp, gerçekleştiren ve kapkara olab biri, hemen içinden iyi düşünceler geçirerek sararırdı.

Ya da adam karısıyla yürürken kadına alıcı gözle bakan birinin yüzü mavileşince yumruklar konuşur, akşam eve pembe bir yüzle gelen adam, arkadaşlarıyla birlikte olduğu halde ‘işim vardı’ dediğinde kahverengi olunca kıyamet kopardı.

Demek ki insanların birbirlerinin düşüncesini okuyabilmesi kadar, her düşüncenin bir renkle kendini göstermesi de bir o kadar tehlikeli olacakmış.

Bu yüzden yatıp kalkıp Allah’a şükretmek gerekir ki, bazı şeyler insan içinde, insan beyninde gizli kalıyor, onu da bir kendi biliyor. Yoksa insanlığın hali nice olurdu bilinmez…

Ben yazdığım yazıyı sembolize etmesi için bir grafik çalışması yaptım, vallahi İstiklal Caddesi binbir renge büründü….
Her kafayı rasgele farklı renge boyadım, herkese kendi kısmeti çıktı.. Ne de çok farklı düşüncede insan varmış memlekette:))

 
Toplam blog
: 121
: 1472
Kayıt tarihi
: 23.08.07
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. 28 yıllık g..