Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk evliliği öldürür mü?

Aşk evliliği öldürür mü?
 

www.fiyilive.com


Hep evliliğin aşkı öldürmesi beknirken, neden aşk evliliği öldürmesin ki?

“Hep ben veriyorum, hep senin dediğin oluyor. Kendime hiç zaman ayıramıyorum. Boğulmuş, kısıtlanmış hissediyorum. Planladığım hiç bir şeyi yapamıyorum. Çok pasaklısın. Bana hiç yardımcı olmuyorsun. Neden alttan hep ben alıyorum?”


Her gün binlerce bitmek bilmeyen konuşmalar, bitmeyen sorunlar, ayrılıklar...


Sevilmek için gerçekten hiç karşılık beklemeden sevebilir mi insan? Yoksa hep kabul edemediğimiz, bitmeyen istekleri mi olur? Ellerimizin arasından kayıp giden aşklardan, bir tutam alışkanlık mı kalır?

Birbirine söz vermiş aşklar kolay yolu seçerek ayrıldıklarında ateşi çoktan sönmüş, dumanı tüten aşkın kokusu kalır geriye. Her seferinde başka başka ateşleri tekrar tekrar yakmaya çalışarak denenen, hep “bu sefer buldum” sanırken bir adım daha kendinden uzaklaşılan...


Ego şeytan gibi, bencilliği her zaman kayırır. Arzuların esiri olanlar eninde sonunda yanlız kalır.


Asıl soru; çok sevilmek için sen ne kadar çok sevebilirsin?


Evlilik kelimesinin, en çok bencillik kelimesi ile yan yana gelmemesi gerekir. Tek bir kişinin yaşantısı, bir kişinin zevki, istekleri yoktur artık. Okuyoruz ya hani; "eşler birbirlerinden bıkmaması için birbirlerini özgür bırakmalıdır. Haftada bir gün serbest gün olup kendi arkadaşlarınla dışarı çıkmalıdır. Sosyal faliyetlerle ilgilenmeli, en azından sevdiğin bir hobi olmalıdır. Hatta arasıra üç beş günlük ayrılıklar bile yaşanmalı. Hatta gerekiyorsa (kıskandırmak için) küçük oyunlar bile yapılmalıdır."


Öneriler ve oyunlar bitmez. Aşkın (bir zaman ki bu çiftlerin ateşine bağlı) uzatması olmaz, bir nefeslik de olabilir bir ömür de...

Nasıl hepimiz ayrıysak, benzerimiz yoksa, ilişkilerin de benzeri olmaz. Hep aynı kilişeler yaşanmaz. İlişkilerin de bir kişiliği vardır.

Yıllar, bedendeki ve ruhtaki güzellikleri hafif çizgilerle silmeye çalışsa da, aşk ıhlamur ağacı gibi dallanıp, kalbe yayılır. Gölgesinde ıhlamurun, kokusunu hissederek birlikte yaşlanmak zevktir. Aynı evde, aynı ruhta, aynı bedende, aynı yastıkta, aynı kaderi yaşayan çiftleri yıllar yıpratmaz, köklerini sağlamlaştırır. Et ve tırnak gibi.


Kim istemez ki çok sevilmeyi, beğenilmeyi?

Her gün öpülmeyi, okşanmayı, sevilmeyi, üzerine titrenmeyi, koklanmayı, gözünün içine bakılmayı, kendisine küçük süprizler yapılmayı.

Kim istemez ki, ilk seferdeki gibi dokunduğu zaman hala içinizin yağlarını eritebilmesini, kollarının arasına aldığında ise ruhunuzun başka alemlerde yolculuk yapmasını.

Kim istemez ki öyle sevimli birini seveyim, aşık olayım ki, her dakika, her saat, her gün görmekten bıkmayayım, yanımdan hiç ayrılmasın, herşeyim olsun (cebimde taşıyayım).

Kim istemez ki sevdiğinin kendisine sürekli ilgi duymasını, güzel sözler söylemesini, takdir etmesini, gururunu okşamasını. Ayna gibi, güzelliğini yansıtmasını kim istemez?


Asıl soru; bu kadar sevilmek için sen ne kadar sevebilirsin?

Ne kadar sabredebilirsin?

Ne kadar egonu eğitebilir, bencilliğinden ne kadar sıyrılabilirsin?


Ha evlilik mi? Etinden tırnağını ayırabilir misin?

Aşk, evliliği öldürür.

 
Toplam blog
: 52
: 7250
Kayıt tarihi
: 08.11.07
 
 

1971 Fethiye'de doğdum.  2000 yılından beri evliyim. Büyüğü 29, 17 yaşında, diğeri 12 yaşında ü..