Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '08

 
Kategori
Anılar
 

Aşk ın trajik halleri...

16 yaşımdı... lise yıllarımdı... deliliğin, baharın damarlarımda dolaştığı günler birbirini kovalıyordu. Birkaç gün sonra tatile girecek, denize, aşklara yelken açacaktım. İçimdeki kıpırtı hiç durmuyordu. Arkadaşlarım dersleri asıyor kırlarda, kafelerde özgürlüğün tadını çıkarıyorlardı. Beni de ayartmaya çalışıyor, bırak artık şu sorumlu hallerini de baharın ve okul kırmanın keyfine var diyorlardı... Bense kanımın kaynamasına karşın; yetişme tarzım, ülkemde yaşanan sancılara, acılara duyarlı oluşumdan mıdır kendime, aileme karşı sorumluluk hissediyordum... yakıştıramıyordum...

Yine o günlerden birinde; arkadaşlarımın okulu kırıp kırlara, bayırlara koştuğu; benimse her zamanki gibi okul yolunu tuttuğum o günlerden birinde; her zaman geçtiğim caddeden geçerken; çoğunlukla farkettiğim kuru temizlemecinin önündeki yaşları benden biraz daha büyük olan üzerlerinde tertemiz beyaz önlükleriyle duran oldukça hoş ve alımlı kızlara bakıyordum. Bahardan olsa gerek onlarında yüzünde güller açıyor, öğle tatilinde olmanın da keyfiyle etrafa neşe saçıyorlardı... birbirleriyle şakalaşıyor, kahkahalar atıyorlardı... Sonra ne olduysa onlarla birlikte benim de gözüm caddenin diğer tarafına kaydı... Tıpkı onlar gibi beyaz önlüklü olan, sapsarı saçları belinde belliki arkadaşları dediğim; beyaz tenli, uzaktan masmavi gözlerini farkettiğim bir kıza bakıyorlardı. O çok kısa anda algıladığımsa kızın yalnız olmadığı; yanında sevgilisi olduğunu düşündüğüm genç bir adamla birlikte olduğuydu. Elele tutuşmuşlardı. Kuru temizlemecinin önündeki kızlarla aynı anda bende o çok kısa zaman diliminde onlara bakıyordum... İçimden birbirlerine ne kadar da aşık görünüyorlar dediğim anda kız yolun bu tarafına geçmek için sevgilisinin elini bıraktı. gülümseyen yüzüyle ve saçlarını savurarak, yolun ortasına geldi ve aniden diğer kaldırımda bekleyen sevgilisine döndü elini kaldırdı ve ona el sallayarak aynı anda adımını attı... Acı bir fren sesi... çığlıklar... beyaz önlüğün, upuzun sarı saçların ve havada kalan elin yola sürüklenerek serilişi.... bembeyaz önlüğe sızan kan... uğultular... haykırışlar... kapanan gözler...

Ertesi yıl o liseden ayrıldım. Arkadaşlarım gibi o gün bende okula gitmemiş olsaydım; aşkın o trajik halini görmemiş olacaktım... ama; aşkın trajik halleri vardı; ben sadece biraz erken öğrenmiştim...

 
Toplam blog
: 2
: 374
Kayıt tarihi
: 03.04.08
 
 

Fen fakültesi yıllarımın ardından; uzun süren yurtdışı yolculuğumdan sonra, kavuştuğum ülkemde gördü..