Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '09

 
Kategori
Öykü
 

Aşk şampiyon kalbimde- 3. bölüm

Aşk şampiyon kalbimde- 3. bölüm
 

"RESİM:ALINTI"


AŞK ŞAMPİYON KALBİMDE

3.BÖLÜM

“Göreceğiz…”

“Eee…Yenilmişsiniz 2-1.”

“Sorma ya... O gol kaçmazdı ama…”

“Hep öyle derler… Ne anlıyorsunuz bu maçlardan…Bir top arkasında kaç kişi birden koşup duruyor..”

“Sen küçükken de böyleydin…Biz maç yapardık sen oturur kitap okurdun bir köşede..”

“Koşardınız koşardınız kan ter içinde… Deli miyim ben ne yoracağım kendimi…Ben bilgimi, kültürümü arttırıyordum …”

“Kız tavlamak için değil mi…”

“Eh… O da vardı nedenlerimin arasında…”

“Ya kız dedin de…Bugün maçta bir kızla tanıştık…”

“Bak sen…”

“Ya düşündüğün gibi değil…”

Arkadaşının manalı gözlerinden kaçırdı gözlerini genç adam.

“Sandığın gibi değil…Acayip bir şey…Gelmiş bizim tarafa oturmuş ama Galatasaray’ı tutuyor…Bir görsen bir de sakar ..Önce külahın içindeki çekirdekleri boşalttı kafama. “

Zekeriya arkadaşı anlattıkça gülüyordu..

“Sonra ayağımı ezdi dakikalarca… Maç bitti çıkacak bir domates yapışmaz mı alnına…”

“Sen maç mı seyrettin savaştan mı çıktın üstad…”

“Kesin savaştan çıktım… Ondan bu kadar yorgunum…”

“Kız güzel miydi bari…”

“Bilmem dikkat etmedim ama çatlağın biri..”diyerek ayağa kalktı..

“Neyse yatayım ben artık… Yarın Üniversite ki ilk iş günüm olacak…”

………………..

“Esma… Hadi kalk…Dersim var sabah tan demiştin…”


“Çok uykum var ama…”

“Kalk uykucu kalk…Bak kahvaltı bile hazırladım sana…Reçelli ekmekte yaptım…”

“Sucuk da pişirdin mi...”

“Yok. Onu hafta sonu yaparız…Şimdi rahatsız eder seni…”

“Eh ne yapalım bekleyeceğiz çaresiz…”

………………..

“Damat gibi oldun üstat…”

“Çok mu ciddi oldu Zekeriya..”

“Sen ciddi adamsın velhasıl… İyi böyle…”

“İçimde öyle bir şey var ki Zekeriya… Heyecan desem değil…Sanki böyle bir şey olacak gibi...Pır pır…”

“İlk günün stresi. Sakin ol…Geçer derse girince…”

“İnşallah “diyerek çantasını aldı ve çıktı Selim…


…………….

Gir “dedi içerideki ses.

“ Tuğrul Bey…”

Gözlüklerinin üzerinden baktı Tuğrul…

“Tuğrul Hoca benim…”

“Ben… İşe bugün başlayacak olan..”

“Gel evlat… Selim Arhan olmalısın sen…”

“Evet… O benim işte…”

Ayağa kalkarak elini uzattı Tuğrul meslektaşına.

“Memnun oldum evlat “diyerek oturdu yerine…

O sırada kapı aralandı… Önce kızıl uzun saçlar göründü kapı aralığından. Sonra başını uzattı kız içeriye…

“OOoooo… Hocam misafiriniz varmış. Ben daha sonra uğrayayım…”

“Gel Derya…Selim Bey yabancımız değil…Biz meslektaşımız …Bugün başladı...”

Çok memnun oldum…Hayırlı olsun… “dedi kız tokalaşırken genç adamla…

“Teşekkür ederim…

“Derya’da metodoloji derslerine giriyor…”

“İsmi bile ürkütücü…”

“İşimizin bir parçası… Ama öğrenciler kadar ürkütücü değil..”

“Öğrenciler.”diye mırıldandı Selim…

“Öyle ya işin bir de o boyutu var…” dedi kendi kendine.

“Hocam istediğiniz notlar…Umarım istediğiniz gibi olmuştur..”

“Sen hazırlarsın da olmaz mı Derya…”

“Müsaadenizle ben derse gireceğim…”

Arkasından gururla baktı Tuğrul.

“Çok akıllı bir kız… Benim sağ kolumdur…”

Tebessüm etti Selim…

“Sizin dersiniz genç adam… Beşinci amfide…”

Anladım dercesine başını salladı Selim ve çıktı odadan…

“Nerde acaba bu beşinci amfi…”diye mırıldandı kendi kendine…Ama o sırada merdivenleri acele ile çıkan Esma ile çarpıştı ve elindeki kitaplar yere düştü…

Kız eğildi adamın yüzüne bile bakmadan..Ders neredeyse başlayacaktı , acele etmesi gerekiyordu..

“Özür dilerim …Derse yetişmem gerekiyordu ve sizi görmedim…”diyerek doğruldu …

“Kitaplarınız…”sözü boğazında kaldı..

“Bizim fanatik… Hem de sakar “dedi Selim içinden.

“Doğruya burada okuduğunu söylemişti. Hay kafam nasıl atladım ben bunu…” diye düşündü.

“Siz burada ne arıyorsunuz… Yoksa dünden beri beni mi takip ettiniz..”

“Yok canım daha neler... İşim yok da sizi takip edeceğim…”

“Ne işiniz var o zaman peşimde… Bakın söylemedi demeyin ben başka kızlara benzemem..”

“Çattık… Neyse… Beşinci amfi hangi katta…”

“Beşinci amfi… Hani beni takip etmiyordunuz..Derse gireceğim amfiyi bile öğrenmişsiniz…”

“Ne… Beşinci amfi de mi senin dersin..”

“Evet… Artık gidin buradan…”

“Çok isterdim gitmeyi yani. Ama gidemem…O amfide benim de dersim var…”

“Bu da ne demek..”


“Bu şu demek küçük hanım…Bir Galatasaraylı, bir Fenerbahçeliden ders alacak..”

Duraladı Esma…Ne diyordu bu adam…Bugün görmeyi beklediği en son kişiydi. Ama dünden beri kader durmadan karşısına çıkarıyordu bu adamı..

“Nerde bu beşinci amfi..” diye yineledi sorusunu Selim.

“İki kat yukarıda “dedi kız ve merdivenleri tırmanmaya başladı arkasından gelen genç adama aldırmadan…

Amfiye girip boş masalardan birine oturdu ama hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ki… Arkasından sınıfa giren genç adamı gördü…

“Bu kadarı da fazla. Şaka maka amfiye kadar geldi…”diye düşündü.

Genç adam kendinden emin bir şekilde kürsüye geçti.

“Evet sevgili dostlar iktisat dersine hoş geldiniz…Ben Selim Arhan…İktisat derslerini birlikte işleyeceğiz…”

Esma’nın gözleri fal taşı gibi açılmıştı…

“Nasıl yani…Nasıl yani…Selim Arhan benim hocam mı şimdi..”diye düşünmeden edemedi kız… Hiddetle yanaklarını şişirdi…


“Sevgili dostlar…Dünyadaki her şey kıttır… Bu da bizi iktisada davet eder..İnsan ihtiyaçları ise sonsuzdur..Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşinde belirttiği gibi, insan bir ihtiyacı ortadan kalkınca diğerini, diğerini ister… Bu da arz ve talebi doğurur… “


“Aman Allah’ım…Bu adam ciddi ciddi iktisat anlatıyor…”diye iç geçirdi kız..

Selim göz ucu ile Esma’ya bakıyordu ki gözleri kesişti ve sinsice gülümsedi kıza genç adam. Zoraki bir gülümseme ile karşılık verdi kız… Dünden beri yaşadıkları film şeridi gibi geçti gözlerinin önünden…

“Ne olacak şimdi.Ne yapacaksın Esma “diye sordu kendi kendine ve farkında olmadan elindeki kalemi çevirmeye devam etti.

DEVAM EDECEK...

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..