Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk üzerine kısa bir yazı

Aşk üzerine kısa bir yazı
 

Bir arkadaşım aşkı, sevgiyle nefret arasında uzanan bir ip olarak tarif eder. İnsanlar bu ipin üstünde yürürler ve bir şekilde bir tarafa düşerler.
Bu benim şimdiye kadar duyduğum en güzel aşk tariflerinden biri.
Yaşadığımız bir aşk sonrasında ya çok severiz, ya da nefret ederiz. Bir kişiyi aşk sırasında gözümüzde o kadar büyütürüz ki sanki karşımızdaki kişi bir insan değil de, özenle yaratılmış kusursuz bir varlıktır. Ve buna hiç tereddüt etmeden inanırız.
Hatta bazen kafamızda kusursuz bir dünya yaratırız ve bu dünyayı yaşamaya başlarız. Bu kusursuz dünyayı gerçekte yaşamak isteriz. Kusursuz bir dünyada, kusursuz bir kişiyle, kusursuz bir aşk yaşamak... Ama bilmeyiz ki bu ancak hayallerde olur.
Ben genelde rüyalarım sayesinde aşık olurum. Defalarca karşılaştığım, aynı ortamı paylaştığım, ortak arkadaşlara sahip olduğum, ama dikkatimi çektiğini fark etmediğim kişilere... Bir gece rüyamda bu kişiyi görürüm ve uyanınca yazılmaya başlanan rüyalarım sayesinde hayal dünyamı yaratırım. Bu kişiyi hayal dünyamın başkahramanı yaparım. Aşkın platonik dönemini bu dünyada bu kişiyle yaşarım. İstemeden de olsa bu dünya sayesinde bu kişiyi gözümde o kadar büyütürüm ki, yapmasını ummadığım bir hareket yapması, ondan soğumama neden olur. Bir anda ondan soğuyabilirim ve bu nefrete kadar gidebilir. Yani o arkadaşımın dediği gibi bir şekilde ipin bir tarafına düşerim.
Bence en güzel aşk platonik olandır. Zaten platonik aşk hayallerde yaşanır. Hayal dünyanda kurduğun kusursuz bir aşk, gerçek dünyada yaşadığın aşktan daha büyük keyif verir. Ama insanlar doyumsuz oldukları için bu aldıkları zevki tek taraflı yaşamaktan sıkılırlar ve
o kişiyi elde etmeye çalışırlar. Doğal olarak da istediklerini elde edemezler. Yani hayal dünyalarında yaşadıkları gibi bir aşkı gerçek dünyada yaşamalarının imkanı yoktur.
Yaşadığım aşklar bana bir şeyi öğretti: bir insanı ne gözünde çok büyüteceksin, ne de onu çok alçaltacaksın. Bu sonucu çıkardım ama, aşkın zaten bir insanı gözünde büyütmek olduğunu unuttum, galiba!

Tuna Başar

/ onüçşubatikibinbeş yirmibirsıfıraltı
Afyonkarahisar /

 
Toplam blog
: 250
: 411
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

1985 yılının soğuk bir Ocak sabahında gözlerimi dünyaya açmışım. Gerçek ismim Mustafa. Sıradanlık..