Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '12

 
Kategori
Öykü
 

Aşk zamanı - 4

Aşk zamanı - 4
 

Yirmi gün izin su gibi akıp gitmiş, iş başı yapma vakti gelmişti. Yiğenleri çok üzülürken Ahmet o kadar da üzülmemişti. Fatma’yla birkaç kere görüştüler o kadardı. Ama özlemişti işin gerçeği. Her ne kadar, bunu kendi aklında inkar etse de bavulları indirirken “Çocukları da iyi ki evlerine bıraktım” diye düşündü. Şimdi güzel bir banyo sonra da deliksiz uyamak istiyordu. Çünkü yol çok yormuştu. Sabaha Allah Kerim dedi.

Çalan telefonunun alarmı artık tatilin bitip çalışma zamanı olduğunu hatırlatıyordu. Serviste giderken aklına Fatma geldi. Ne yapmıştı acaba son zamanlarda pek görüşememiştiler. Odasına girip oturup işe adapte olmaya çalışıyordu. Fatma’nın “Hoş geldin” diyen sesiyle irkildi. Ayağa kalkıp “Hoş bulduk” dedi. Gülen yüzüyle adeta günü aydınlatan bir güneş gibi duruyordu karşısında.

“Gel sana çay ısmarlayım” dedi. Sonra beraber çay ocağına doğru yürümeye başladılar. “Neler yaptın ben yokken anlat bakalım” dedi. Fatma “Ne yapacağım işte! Çalıştım. Ev iş arasında geçti hayat dedi. “Evdekiler nasıl ?”diye sordu Ahmet. “Ablasının istendiğini bugün yarın sözleneceğini ve evde bekar kız olarak ben kalacağım” dedi. Ahmet de fırsat bu fırsat diyerek “Sende yakında evlenirsin” dedi. Fatma gülerek “Nasıl olacak, daha aday bile yok.” Dedi. Ahmet de “Vardır da sen görmüyorsundur “diyerek gözlerine baktı.

“O da kendini sandık içinde saklamasın çıksın dışarı.” Fatma.

Fatma uzun boylu sarışın güzel bir kızdı. Bir bakan döner bir daha bakardı. Ahmet bir o kadar kıskançtı. Fatma’nın etek boyu dizinin biraz üstüydü. Mini bile sayılırdı. Bir gün konuşma esnasında “Sevdiğim insan için kapanırım” bile demişti. Bu Ahmet’in hoşuna gitmişti. Gerçi kapanmasına gerek yoktu ama giyimine dikkat ederse hiç de fena olmazdı.

Öğleden sonra müdürün sekreteri telefon ederek müdürün kendisini beklediğini söyledi. Nedense müdür çağırdığı zaman geriliyordu. Yolda giderken Fatma’yı da gördü. Fatma tam ağzını açacakken “Dur müdür çağırmış! Dönüşte uğrarım ben sana” dedi. Fatma gülerek, “İyi de beni de çağırmış beraber gidelim”dedi. Ahmet “Seni niye çağırmış?” O kadar büyüdün mü kız, müdürden görev alacak kadar” diye güldü. Fatma da sinirli sinirli “Çok komik” diye sert bakışlarını gösterdi. Ahmet “Kızınca daha güzel oluyorsun” diyerek iyice üstüne gitti. Tam Fatma cevap verecekken Ahmet müdürün kapısını tıklatıp içeri daldı tabi arkasından da Fatma.

“Gelin çocuklar, size bir görev vereceğim. Bizim ikinci bölgeye eleman lazım. Ben ikinizi düşündüm. Orayı gidip adam edin. Oradaki elaman zafiyeti yüzünden işler bayağı aksamış. Orayı toparlayıp beni mutlu edin” dedi. Ahmet “Yalnız müdür bey orası oldukça uzak bir yer. Gidip gelmek zor olacaktır.” Dedi. Müdür de “Zaten gidip gelmeyeceksiniz. Size iki lojman tahsis edeceğim oraya taşınacaksınız.” dedi.

Birbirlerinin yüzüne bakıp bir anlam veremediler. Aileleri ne olacaktı. Onlar gelmek istemezlerdi. Gerçi ikisi de bekardı ama aileleri şehir merkezinde günlük işlerini bırakıp gelemezlerdi. Müdür gülerek “Ne güzel işte. Kendi eviniz olacak. Karışacak görüşecek kimse yok. Ev işede yakın. Size bir arabada tahsis edeceğim.” dedi. Ahmet için sorun yoktu da Fatma nasıl diyecekti ailesine. Eskiden olsa ablası gelirdi. Şimdi o da sözlü sözlüsünü bırakıp gelmezdi. Müdürün yanından ayrılırken her ikisi de derin düşüncelere dalmıştı. “Bu iş nasıl olacaktı?”

DEVAM EDECEK

Mehmet Ali AKSÜMER

 
Toplam blog
: 110
: 706
Kayıt tarihi
: 27.02.10
 
 

Gülhane Askeri Tıp Akademisinden Bilgisayar Operatörü olarak çalışıp emekli oldum. Evli ve 2 çocu..