Aşk

Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'sında baş karakterlerden Raif, gizlice tutulduğu Maria ya diyor ki: 

"İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insan hiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar (tek başına sahip olma) ettiremez ve hiçkimseden de böyle yapmasını bekleyemez. Ne kadar çok insanı seversek, asıl sevdiğimiz kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. AŞK DAĞILDIKÇA AZALAN BİRŞEY DEĞİLDİR" 

Aşk dağıldıkça azalan birşey değilse eğer Raif in dediği gibi, bencilce olmamalıdır o zaman, otistik bir vakıa da olmamalıdır. 

Aşk, az bulunur birşey de olmamalıdır o zaman. Bir çok aşkları olmalıdır herkesin. 

Dosta duyulan, cana yakın gelene duyulan güzel his neden aşk olmasın o zaman? 

Aileye duyulan, arkadaşa duyulan neden aşk olmasın? 

Aşkı bir kişiye ait kılmak, bir kişinin meselesi haline getirmek, bir kişiyi merkeze alıp çevresinde dönenmek insan ve hatta tabiat gerçeğine uymaz ki. 

O halde aşkı bir kişide yaşayan, yaşadığını varsayan, doğuşta onda olan bir duyguyu örselemektedir aslında. O duygunun adı da sahici aşktır. 

Yüceltilen, o kişi, o sevgili değil bu duygu olmalıdır işin özeti. 

Çünkü her saçmalığına her hatasına rağmen insanı gözümüze kıymetli gösteren, büyünün sahibi olan aşktır. 

Burada hikmet sahibi, insan değil insanı insana götüren duygudur. 

Seviniz o halde, kaptan kaba aktarmaya gerek yok, cimrilik etmeye gerek yok. 

Aşk, bize doğuşla birlikte verilen sonsuz bir armağandır çünkü. 

Raif'in dediği gibi, dağıldıkça azalan birşey de değildir ki bir eksiklik yaşatsın sevene. 

Cimrilik etmeye ne gerek var.Seviniz o halde.