Asker kışladan çıkamıyordu, neler oluyor; nedir bu operasyon aşkı

Neler oluyor? Memleket seçime odaklanmış, sağ salim 7 Haziran’a ulaşmayı iple çekerken iktidar askeri peş peşe askeri operasyonlara sürüyor.

Ağrı Diyadin, Diyarbakır Lice…

“Aman çözüm sürecine zeval gelmesin” diye askerin iktidardan habersiz adım atmasını engelleyen; askerin operasyon yetkilerini EMASYA protokolünü kaldırarak atadığı biat eden valilerin iznine bağlayan AKP.

 Aklı başında herkesin “iktidarı son günlerde “operasyon bağımlısı” yapan nedir diye sorması gerekiyor.

Bilindiği üzere EMASYA Protokolü 2010 yılında kaldırılmış ve “askerin, sınır içinde operasyon yetkisini validen, sınır ötesi operasyon yetkisini ise hükümetten alması” sağlanmıştı. Tekrar etmekte yarar var; siyasi iktidar izin vermeden asker kışlasından çıkamaz duruma getirilmişti.

Hal böyleyken yıllardır askere operasyon izni vermeyen AKP iktidarı son günlerde “operasyon heveslisi” olup çıktı.

CHP ve MHP’nin oylarının öngörülenden fazla yükselişi, HDP’nin barajı aşarak; AKP’nin değişmez lideri Erdoğan’ın “siyasi istiklal hesapları/başkanlık hayali”nin suya düşmesi olasılığı ile “operasyon” izinlerinin ilişkisini kim görmezden gelebilir?

Senaryo, “ortalama zekâlara” hitap eden yazan açısından aslında iyi kotarılmış!

 Memleketin dört bir tarafına gönderilen şehit cenazeleri, “terör” ile mücadele eden yeni devletin sahibi iktidar ve “vatan millet Sakarya” nutukları ile tekrar AKP’de toplanan milliyetçi, muhafazakar oylar…

Milli Savunma Bakanı inanmaya hazır kitlesine “Çözüm sürecinin bu ülkenin geleceği için olmazsa olmaz unsuru olduğunu görenler bunu aksatmak istiyorlar, birinci husus budur. İkinci husus bu çözüm sürecine karşı çıkanlara milletçe hepimizin karşı çıkması lazım. Üçüncü husus silahla siyaset yan yana olmaz. Milletin iradesinin üzerine silahla ipotek koymak mümkün değildir. Türkiye’nin sabırla barış sürecini devam ettirmesi gerekir ve inşallah devam ettirecektir.” Diyor.

İyi de PKK’lılar uzaydan mı geldi operasyon yapılan yere. Zaten yıllardır oralarda üstleniyorlardı. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre oralarda zaten “devlet otoritesi” yok. Hükümet, 25 Aralık günü, Emniyet Amiri, 4. ve 3. Sınıf Emniyet Müdürü olmak üzere toplam 54 emniyet personelini Ankara’da toplayarak “seçime kadar otorite sağlayacak kahraman” arayışına girerek malumu zaten ilan etmişti…

Ağrı Diyadin’de yaşananlara dair DBP/Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in yaptığı açıklama adeta insanın kanını donduruyor. Yüksek, “AKP hükümeti ve Erdoğan’ın planı bu sabah 15 askerin cenazesini Türkiye’nin değişik illerine göndermekti” Diyor,diken.com.tr’de yer alan haberde.

 Habere yer alan bilgiler aynen şöyle;“Hangi tehdit, hangi durum oluşmuş da siz o alanda operasyon yapıyorsunuz?” sorusunu yönelten Yüksek, 15 askerin ise bizzat PKK’lıların üslenme alanına indirildiğini, burada yaşanan çatışmada HDP’li Budak’la bir PKK üyesinin yaşamını yitirdiğini sekiz askerin de yaralandığını aktardı.

Yaralanan sekiz askerin akşam saatlerine dek çatışma bölgesinde bekletildiğini savunan Yüksek,  “O askerleri orada ölümden kurtaran Diyadin’den giden sivil halktır.”

AKP’nin kurucularından Abdüllatif Şener, “Erdoğan, düşmemek, devrilmemek ayakta kalmak için gerekirse ülkeyi iç savaşa bile sürükler.*” Diye düşüncelerini ifade ediyor.

 Evet, durum bu. Herkesin ne oluyor, neler oluyor sorusunu sorması gerekiyor?

Soruların yanıtını da CHP’nin ‘alkışlı eylem’lerle ‘kaos ortamı yaratmak için toplumu bölmeyi ve birbirine düşürmeyi hedeflediğini’ savunan havuz medyasından değil, en azından gazetecilik etiğine önem veren ya da bağımsız kaynaklardan almak gerekiyor.**

2015’in zor geçeceğine dair kaygılarımı geçmiş yazılarımda da ifade ettim. 7 Haziran seçimlerini toplumun/ülkenin şaibesiz bir biçimde atlatarak; rahatlamaya ve demokrasiye olan inancın tazelenmesine gereksinimi var…

* http://www.aktifhaber.com/sener-erdogan-devrilmemek-icin-savas-cikarir-944766h.htm

** http://onedio.com/haber/sabah-gazetesi-chp-alkisla-kaos-ortami-yaratacak--488307