Aşkı arıyorum

Çocukluğum fi tarihi olsa gerek; büyümeyi istiyordum sokata elele gezip dolaşan çiftleri görünce. Nasıl bir duygu olmalı ki insanlar böyle içten içe birbirine sokuluyor diye düşünüp yorumlardım hep. Ta ki seni görüp de aşka inana kadar. Çocukluğum aşkı olsada o an sana hissettiklerim yine aşkın tam açıklaması olsa gerek "acı ve ulaşamamak"

Budur sanırım tarifi çünkü birine aşırı hissi olduğumuzda adını "aşk" diye vurgularız. Her ne kadar o kişinin haberi olmadan da bunları düşünsek de, karşılığını alamayınca acı duyarız.

Biz mi aşk ka gereksinim duyarız yoksa aşk mı bize! Bu aynı "tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurtamı tavuktan çıkar! " timsalini göz önune getirir. Bir bütün olmalı ki her iki halde de tek bir kavramı iki oluşumda yaşayabiliyoruz.

Hakkımız olmadan sahiplenmek duygusunu yaşarız aşkta, bazen kaba bazen de duygusal şekilde. Pembeyi bile farklı gördüğüm zamanlardandır ve hatta yemeği içmeyi kestiğimiz berbat zamanlar. Körü körüne işkence mensubu oluruz. Ulaşılmazlığın verdiği karmaşa bu denlimi yorar bizi bilinmez ama bunun sonucunda hep yorulan kesinlikle bir kişidir. Oda aşkta mücadele eden kesim.

Şimdilerde yaş kemale erdi, kaldırırmı bunca yorgunluğu bilemem ama aşkın yaşı olmaz derler, buna hemfikirim. Belki kavramlar paylaşımlar biraz daha farklı olur ama aşka inanıpta aşkan kaçanların karşısındayım. Özellikle de menfaat ilşkisi kurmaya çalışanlara sesleniyorum "aşksız yapamazsınız".