Aşkın " h a l "l e r i...

Aşk üzerine pek çok şey yazıldı ve çizildi ama, kimse aşkın reçetesini veremedi.
Çünkü herkes kendi Leylasını anlattı....

Günümüz insanının yazgısı da, gönlündeki meçhul Leylayı bulamamak olmalı .

Üstelik herkes bir başkasını seviyor ve büyük bir çoğunluk, kendisini sevene aşık değil...

Ve Sokrates : " benim tek bilgim var, o da aşktır "derken ;
Günümüz insanının büyük çoğunluğunun en son bilgisi AŞK şimdi....

Aziz Nesin'in satırlarında bunu daha net görüyoruz...

Romeo eli yüreğinde anlatıyor
Jülyet hesap ediyor
En büyük aşkı yaşıyorken tarih
Jülyet soruyor :
Sosyal sigortası ne olacak

Mecnun canına kıydı kıyacak
Leyla düşünüyor emekli ikramiyesini
Mecnun'un olmaya olacak Leyla
Ama yaşam garantisi ne olacak....

*

"Senin gülün için harcadığın zaman var ya, işte gülünü bu kadar önemli yapan odur"...

Küçük Prens' te geçiyor bu cümle...

Keşke her aklımıza, gönlümüze düştüklerinde sevdiklerimizi arayıp - seni seviyorum - diyebilsek....

Keşke İspanyol haritacıları gibi sevdiklerimize birer ada çizip armağan edebilsek...

Ama kaç kişi yapabiliyoruz ki bunu?

Aşkınız sizi duyarlı kılıyorsa ve sizi çoğaltıyorsa , sahip çıkın ona derim.
Ve - emperyalistlerin oyunu, tüketim çılgınlığı, bir güne sığarmı aşk - gibi cümleler sizi yıldırmasın....

Çünkü özel günler : Anneler günü, Babalar günü, sevgililer günü...vs sevginin takvim yapraklarından oluşurlar....

Koparırken seviyor sevmiyor, seviyor sevmiyor...... diye papatya falı açmaya da gerek yok....

Hem zaten TOPUN AĞZINDA DEĞİL Mİ AŞK ;

Bence bu fırsatı değerlendirmeli .....

...
şubat-2010-hatice atalay