- Kategori
- Gündelik Yaşam
Eskinin domatesleri... yaşlılık emaresi....
Her yağmur yağdığında; pencereyi açıp, büyük bir hevesle havayı kokluyorum.
Nafile bir bekleyiş olduğunu bilsem de; vazgeçemiyorum toprak kokusu almayı beklemekten...
Şimdilerde buna bir de domatesin ve tepesindeki o yeşilin kokusu eklendi .
Nasıl da “yeşil yeşil” kokardı ama, öyle değil mi?
Dalından kopardığımda ellerimden uzunca bir süre çıkmazdı o koku…..
Ama nerde şimdi o eski domatesler?
**
Eskiden diye başlayan cümleler kurmaya başladım bu günlerde.
Yaşlılık emaresi midir nedir ?
Düşünüyorum da ; önceleri sadece “eskinin insanlarından” özlemle bahsedilirdi.
Sonraları buna eskinin dostlukları, arkadaşlıkları , bayramları, domatesleri eklendi tek tek .
Ve şimdilerde; "eskinin aşkları" var sırada……
Yani güzel olan her şey ; tek tek eskide kalıyor….
“AAAH dünya , yalan dünya” diyenlere;
"Yalan olan dünya değil insanlar" derdi Annem…..
Doğru değil mi ?
Dünyanın ne suçu var?
Ne suçu var dostlukların , arkadaşlıkların, bayramların…
Hele hele aşkların…
Her güzel şeyi eskide bırakıp çirkinleşen biz değil miyiz ? .
aralık-2009-haticeatalay