Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '11

 
Kategori
Güncel
 

Atatürk diyor ki...

Atatürk diyor ki...
 

Evet değerli okurlar,  

Son günlerde yaşanan YGS tartışmaları sonunda, binbir güçlük ve fedakarlıkla çalışan gençlerin, maddi ve manevi hiç bir fedakarlıktan kaçınmayan anne ve babaların moral bozuklukları bilinmektedir, en azından tahmin edilmektedir........ 

Gençler, Ankara'da, Adana'da, Balıkesir'de Adıyaman'da, İstanbul'da, Antalya'da İzmir'de yurdun dört bir yanında sokaklara dökülmüş, ellerinde pankartlarla yaşanan olumsuzlukları kendilerince güzel sözlerle telin etmektedirler....... 

Bakın gençlerimiz sorunlarını nasıl dillendiriyor.......... 

" ÖSYM, hak yeme...... 

Emek değil, şifre gerek...... 

Bizde şifre istiyoruz....... 

Lütfen şifrenizi giriniz....... 

Eğitim sisteminiz batsın, ÖSYM altında kalsın....... 

Liseliler boyun eğme, hırsızı yakala....... 

Şifre çözüldü, YGS çöktü........ 

İmamın hırsızı, elini gençlikden çek........ 

Yüksek güvenlikli skandal........ 

Parasız sınav istiyoruz...... 

Cumhuriyet değil, AKP yıkılacak......... 

Evet, KPS'den sonra skandal şimdi de YGS sınavlarına sıçradı....... 

Bu ülkede biz hangi sınava inanacağız? 

Her taraftan pis kokular....... 

Gerçekten verilen emeğe, kurslara dökülen trilyonlara yazık....... 

Sınavla bir yerlere atanacaklarını, bir yerlere girebileceklerini düşünerek hareket eden insanların sömürüsü ne zaman bitecek........ 

Şimdi insanın sorası geliyor........ 

Bilgisayarla atanan öğretmenler kimdir? 

Onlarda mı acaba şifreli atanmışlardır ? 

Ya 12 Haziranda yapılacak olan seçim sonuçları......... 

O sonuçlarda şifreli mi olacakdır ........? 

Biz sade vatandaş olarak, neye güveneceğiz, kime inanacağız.......? 

Sanırım bu yaşananlardan sonra, endişe ile bu soruları sormakda da haklıyız........ 

Konu eğitim olunca, sormak lazım........ 

DERSANELERİ NİÇİN KALDIRMIYORSUNUZ? 

ORDA DA DERS VERENLER ÖĞRETMEN, OKULDA DA DERS VERENLER ÖĞRETMEN........ 

DEVLET OLARAK O ÖĞRETMENLERİ OKULLARDA ÇALIŞTIRMAYI BECEREMİYOR MUYUZ? 

YOKSA, TC. DEVLETİNİN O KURSLARDAN GELECEK 3-5 TRİLYONLUK VERGİLERE İHTİYACI MI VAR? 

NİÇİN, NİÇİN, KALDIRILMIYOR BU DERSANELER ? 

SINAVLARIN DURUMU ORTADA..........  

AYRICA, BİRİLERİ ŞİFRE İLE SINAVLARI KAZANDIKTAN SONRA KURSLARA GEREK VAR MI? 

* * * * * 

Büyük önder, büyük insan Atatürk'ün, eğitim, gençlik ve iç siyaset ile ilgili düşünceleri ile yazımı noktalıyorum....... 

" Ey yükselen yeni nesil, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.

Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın (kültürün) müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik (uygulama) mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir 

Gelecek için hazırlanan vatan evlâtlarına, hiçbir güçlük karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve öğrenim gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının öğreniminin tamamlanması için hiçbir fedakârlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.

Her kafanın anlamaktan aciz olduğu yüksek bir varlıktır gençlik. 

Sizin gibi gençlere malik bulundukça, bu vatan ve milletin, şimdiye kadar elde etmeği başardığı zaferlerin üstüne çok daha büyük zaferler koyabileceğine şüphe etmiyorum.

Milletin bağrından temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ( Türkiye Cumhuriyeti Devleti ) ona bırakacağım ve gözüm arkamda olmayacak. 

Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutan bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır. " 

Öğretmenler! Yeni nesli, cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister! Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir... Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.

Milli Eğitim'in gayesi yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha çok memlekete ahlâklı, karakterli, cumhuriyetçi, inkılâpçı, olumlu, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst, düşünceli, iradeli, hayatta rastlayacağı engelleri aşmaya kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de öğretim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.

En önemli ve verimli vazifelerimiz milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde kesinlikle zafere ulaşmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur.

Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet henüz millet adını almak kabiliyetini kazanmamıştır. Ona basit bir kitle denir, millet denemez. Bir kitle millet olabilmek için mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır.

Milli eğitim ışığının memleketin en derin köşelerine kadar ulaşmasına, yayılmasına özellikle dikkat ediyoruz.

Öğretmenler; yeni nesli Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, sizler yetiştireceksiniz, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır.Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir...Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmendir. 

Yeni nesil, en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır. 

“Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.” 

“Müspet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.” 

“Türkiye’nin asıl sahibi ve efendisi, gerçek üretici olan köylüdür. O halde, herkesten daha çok refah, saadet ve servete müstahak ve layık olan köylüdür. Onun için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iktisadi siyaseti bu asli gayeye erişmek maksadını güder.” 

“İnsan yaşadığı, bulunduğu ve çalıştığı muhit içinde, o devri sevk ve idare edenlerle beraber ve bir görüşte olursa aynı muhit ve devrin adamı olmaktan çıkamaz.” 1918 

“Hakikati konuşmaktan korkmayınız.” 1918 

“Siyasi kavgaların çoğu neticesizdir. Fakat toplumsal çalışma her vakit için verimlidir. Bizim aydınlar buna çalışmalı. Neden Anadolu’ya gelip uğramazlar? Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar? Memleketi gezmeli, milleti tanımalı. Eksiği nedir görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lafla sevgi fayda vermez.” 1919 

“Bence muhalefet saygıdeğerdir. Çünkü o da bir inceleme, bir inanç ürünüdür. Fakat yapılacak itirazlar akla uygun, ılımlı ve haklı sebeplere dayanmıyorsa muhalefet değersiz olur.” 1919 

“Memleket işlerinde, millet işlerinde, gerçek işlerde duyguya, hatıra, kardeşliğe ve dostluğa bakılmaz.” 1921 

“Bu memlekette çalışmak isteyenler, bu memleketi idare etmek isteyenler, memleketin içine girmeli, bu milletle aynı şartlar içinde yaşamalı ki ne yapmak gerekeceğini ciddi olarak hissedebilsinler.” 1923 

“Ben öyle bir parti kurulmasını düşünüyorum ki, bu parti milletin bütün sınıflarının refah ve saadetini sağlamaya yönelik bir programa sahip olsun. Milletimizin şartları buna uygundur.” 1923 

“Milli egemenlik esasına dayalı ve özellikle Cumhuriyet idaresine sahip bulunan memleketlerde siyasi partilerin varlıkları doğaldır.” 1924 

Eğer Cumhurbaşkanı olmasam, Eğitim Bakanlığı'nı almak isterdim. 

Sanırım fazla söze gerek kalmadı....... 

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..