Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '10

     
    Kategori
    Sosyoloji
     

    Atatürk'ü anmak mı, anlamak mı?

    Atatürk'ü anmak mı, anlamak mı?
     

    Türkiye Cumhuriyeti devleti kuruluşundan bu yana diğer dünya devletlerine göre özellikle de batı devletlerine göre bazı sıkıntıları daha çok çekmiştir. Bunun bir çok nedeni olmuştur; coğrafi konum, etnik yapı, ekonomi v.s. Mustafa Kemal Atatürk bu ülkeyi sıfırdan başlayarak kurmuştur ve çok büyük imkansızlıklar içinde ve çok kısa bir sürede bir çok şeyi düzeltmiştir. Onun ne kadar büyük lider olduğunu tartışmaya gerek yoktur ve bunu bir çok devlet adamı ve tanınmış kişide dile getirmiştir. Örnek olarak; Yunanistan başbakanı Eleftherios Venizelos'un 1933 yılında söylediği ''Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir... Bu olağanüstü işleri yapan Mustafa Kemal, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmıştır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir.'' sözü verilebilir.

    Türkiye tarihine ilgi duyduğumdan ve hangi evrelerden geçerek günümüze geldiğimizi daha iyi anlamak için naçizane okumaya araştırmaya ve öğrenmeye çalışırım. Atatürk'ün ölümünden sonra karşılaşılan her olumsuz olayda bir kurtarıcı arar olduk. Bir çok kaynakta okuduğumda hep bir kıyaslama yapıldığını gördüm ve günümüze yaklaştıkça Atatürk daha çok aranır oldu. Günümüz liderleriyle kıyaslandı sürekli. Üzülerek farkına vardığım bir şey var; her geçen yıl Atatürk'ü daha çok arar olduk. Bir kurtarıcı gelmesini bekliyoruz sürekli. Atatürk gibi bir liderin çıkıp tekrar her şeyi düzeltmesini bekliyoruz. Sanırım Atatürk bu manzarayı görse en çok üzülen olurdu. Üzülürdü üzülürdü fakat neye üzülürdü? Tabi ki ülkemizde bu kadar çok sorun olmasına, siyasi liderlerin görev yapmaktan daha çok birbirleriyle kısır tartışmalara girmesine üzülürdü ama en çok üzüleceği nokta halkının bakış açısı olurdu. Atatürk bize neyi öğretti; çalışkan olmayı, geçmişten ders alıp geleceğe bakmayı, aydın insan olmayı, okumayı, tartışmayı, tüketmeyi değil üretmeyi, yurtta barış dünyada barış felsefesini öğretti. Yani bir kurtarıcı beklemeyi değil kurtarıcı olmayı öğretti.

    Artık bizim yapmamız gereken Atatürk'ü anmayı bırakıp anlamaya başlamak değil mi? Atatürk'ü anmayı bırakıp anlamaya başladığımız anda zaten bir kurtarıcı beklemeyi bırakıp birer kurtarıcı adayı olmayacak mıyız? Atatürk tek başına kurtarıcımız olmadı yanında arkadaşları, kurmayları ve arkasında kocaman bir Türk halkı vardı, Bizimde hepimiz birer kurtarıcı olmasak da kurtarıcı olanların yanında bulunsak zaten sorunları teker teker aşmayacak mıyız? Millet olarak en kısa sürede bu çağdaş anlayışın farkına varmamız ümidiyle..
     
    Toplam blog
    : 1
    : 446
    Kayıt tarihi
    : 04.09.10
     
     

    Çukurova Üniversitesi i.i.b.f iktisat bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. İktisat eğitimi almadan önce Mer..