Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '08

 
Kategori
Özel Günler
 

Atatürk'ü Sevmek, Türk Milleti için milli bir ibadettir!

Atatürk'ü Sevmek, Türk Milleti için milli bir ibadettir!
 

Sevgiyle anıyoruz!


Bu sabah Anıt Kabir'de yapılan törenleri izlerken farklı duygular hissettim. Ekrana gelenler Genel Kurmay Başkanı dışında aynı gibiydi. Bu yıl insanlar geçen yıldan daha farklı bakıyor olmalı Ata'sına.

En azından 29 Ekim'den beri Can Dündar'ın penceresinden görünen "Mustafa " betimlemesi ile epeyce gündemde kaldı. Tanımayanlar O'nu daha yakından tanımak için konuşmaya-okumaya ve hatta yazmaya başladı.

"Atatürk'ü sevmek, Atatürk'ü anlamak ve her 10 Kasım'da O'nu saygıyla anmak," klişeleşmiş sözler bunlar. Atatürk'ü yaşamak ve yansıtmak, nefes aldığı her anda minnettar olmak önemli bence.

Yaşamak ve yansıtmak nasıl olacak peki?

Onun çizdiği yol, gösterdiği hedef ve düşünceleri hala geçerliliğini ve evrenselliğini koruyor, hiç başka yerlerden başka hedefler aramaya gerek yok.

Sevgiyle analım O'nu; sevgi saygıyı zaten beraberinde getirir.

" Atatürk'ü sevmek, Türk Milleti için, milli bir ibadettir. Mustafa'yı sevmek de aynı olmalı.


İşte O'nu en iyi anlayanlardan biri ; Geçen günlerde kaybettiğimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca.

Birlikte analım, saygı ve sevgiyle.!

Nur içinde yatsınlar!

MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI

Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden.
Sanki elif elif uzuyordu, inceliyordu.
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,
İnliyordu dağın ardı, yasla
Her bir heceden heceden..

Mustafa Kemal'in kağnısı derdi kağnısına.
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,
Nam salmıştı asker içinde..
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,
Doğrulmuştu yola önceden önceden ..

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar.
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı.
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı
Hafiftiler, inceden inceden..

İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında.
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri.
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti
Niceden niceden ..

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu.
Nazar mı değdi göklerden ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacur gucur.
Nasıl durur Mustafa Kemal'in kağnısı?
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden ..

Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş
Sür beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer, götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele, üzerimden ses seda uzaklaşır,
Düşerim gerilere iyceden iyceden ..

Kocabaş yığıldı çamura,
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar.
Örtüldü gözleri, örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı bacım,
Kocabaş'ın yerine koştu kendini Elifçik,
Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden...


~ Fazıl Hüsnü DAĞLARCA ~

http://www.siirparki.com/atasiir.html

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..