- Kategori
- Siyaset
Atatürk'ün Türkiye'si
Türkiye Cumhuriyetinin kurtarıcısı ve kurucusu Mustafa Kemal, bu mücadeleyi verirken Türk halkına güvenmiş, Türk halkıyla birlikte, top yekûn “Kurtuluş Mücadelesi verilmesi” gerektiğini savunmuştur. Bu düşüncesi doğrultusunda 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıkarak halkıyla kucaklaşmış, bu halkla birlikte Kuva-i Milliye ruhuylamücadelesine başlamıştır.
Kurtuluş Savaşı sonrası düşman yurdumuzdan temizlenmiş, ardından ise ikinci bir Kurtuluş mücadelesi başlatılmıştır.
Bu mücadelenin temelinde; çağdaş, laik, sosyal, üniter ve hukukun üstünlüğünü benimsemiş modern bir devleti kurmak ve ilelebet yaşatmak vardır.
Ulu Önder bu mücadelesini de bütün zorluklara rağmen vermiş, “Modern, Çağdaş” bir Türkiye’nin mücadelesini ömrünün sonuna kadar vermiştir.
Bugün Türk milletine düşen görev ise “Atatürk ilke ve inkılâplarına, üniter devlet yapısına, laikliğe, hukukun üstünlüğüne” sahip çıkmak, cumhuriyetin ilke ve değerlerini korurken bu değerleri en üst seviyelere çıkarmak, yüzümüzü hep bilime, çağdaşlığa ve batıya çevirmek zorundayız.
Türkiye’de Atatürk’ün koyduğu üniter yapımızla oynanıyorsa, laiklikle uğraşılıyorsa, yönümüz batının çağdaş ve modernliklerinden, doğunun mistik ve hurafelerine çevriliyorsa;
İşte o zaman bu ülkenin aydınlarına, bu ülkenin Atatürkçülerine, bu ülkenin Kuvvei Milliye ruhunda olan insanlarına ihtiyaç vardır, görev vardır.
Bu görevden ve sorumluluktan kimse kaçamaz. Her aydın, her Atatürkçü ve laikdüzeni, çağdaşlığı savunan herkese ve her kesime büyük görevler düşmektedir.
Osman Özeker