Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '12

 
Kategori
Tarih
 

Atatürk'ün Yazdığı Geometri Kitabı

Atatürk'ün Yazdığı Geometri Kitabı
 

Günümüzün bilim ve teknolojisinin bel kemiği olan matematik, kendine özgü doğrulara, yanlışlara ve dile sahiptir. Matematik yakından ilgilenenlerin anlayabileceği veya “üçgen, kare, dikdörtgen, çember, daire vb..” gibi herkesin yakından bildiği terimler ve çeşitli sembolik gösterimlere sahiptir. Hiç düşündünüz mü, nereden geliyor bu terimler? Kim, neden üç kenarı olan kapalı eğriye üçgen adını vermiş? Bu konu üzerine bir araştırma yaptığınızda karşınıza çıkacak tek isim vardır ki, O da şüphesiz önünde saygıyla eğildiğimiz, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’tür. 

Atatürk'ün geometri kitabı yazdığını 35 yaşında tesadüf eseri bulunduğum konferansta öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Atatürk Türkiye'nin çağdaşlaşmasına yönelik adımlar atarken, geometri kitabı yazılması için Milli Eğitim Bakanlığına görev verebilirdi. Demek ki, böyle bir kitabı yazacak yeterli kadrolar olmadığını düşünmüş olmalı. Zaten Osmanlı, Cumhuriyet'e yeterli aydın sınıfı bırakmadı. Ayrıca, ortada okuma yazma oranı % 6 olan bir toplum vardı.

Cumhuriyet, Osmalı'dan tarım devrimi içinde kalmış, sanayi devrimini kaçırmış bir toplum devraldı. Atatürk Cumhuriyetle birlikte, sanayi devrimine geçiş aşamasında devrimleri peşpeşe ve hızlı yapmak zorunda kaldı. Geometri kitabının yazılmasını hızlı sanayileşmek zorunda kalan bir toplumun ihtiyacı olarak değerlendirmek gerekiyor.

Atatürk bu kitabı ölümünden bir buçuk yıl önce III. Türk Dil Kurultayından hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı'nda kendi eliyle yazmıştır. Atatürk Arapça ve Farsça terimlerle dolu ders kitaplarının öğrenciler açısından öğrenimi geciktireceğini düşünmüştü.

Atatürk Sivas gezisi esnasında, Sivas Kongresinin de yapıldığı Lisenin 9/A sınıfında programdaki Hendese (Geometri) dersine girdi. Bu derste bir kız öğrenciyi tahtaya kaldırdı. Öğrenci tahtada çizdiği koşut iki çizginin, başka iki koşut çizginin kesişmesinden oluşan açıların Arapça adlarını söylemekte zorluk çekmiş ve yanlışlıklar yapmıştı. Bu durumdan etkilenen Atatürk, tepkisini, “Bu anlaşılmaz Arapça terimlerle, öğrencilere bilgi verilemez. Dersler, Türkçe, yeni terimlerle anlatılmalıdır.” dedi ve tebeşiri eline alıp, tahtada çizimlerle “zaviye”nin karşılığı olarak “açı”, “dılı” nın karşılığı olarak “kenar”, “müselles”in karşılığı olarak da “üçgen” gibi Türkçe yeni terimler kullanarak, bir takım Geometri konularını ve bu arada Pythagoras teoremini anlattı.

Atatürk, dilimize karşılığı “koşut” olan “muvazi” kelimesinin yerine kullandığı “paralel” teriminin kökenini açıklarken Orta Asya’daki Türklerin, kağnının iki tekerleğinin bir dingile bağlı olarak duruş biçimine “para” adını verdiklerini anlattı.  

Atatürk geometri kitabını yazarken, Fransızca kitaplar üzerinde de çalışarak Arapça geometri deyimlerini Türkçeleştirmiştir. Türkçe terimleri bizzat üretmiş. Mesela bakın hangi yabancı sözcükleri nasıl Türkçeleştirmiş: “kutur - çap, hattı munassıf - açıortay, kaim zaviyeli müselles - dikey üçgen, murabba - kare, satıh - yüzey, zâviye - açı, amûd - dikey, mustatîl - dikdörtgen, muhammes - beşgen...”

Bugün kullanılan “boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek kesit, yay, çember, teğet, açı, açıortay, içters açı, dışters açı, taban, eğik, kırık, çekül, yatay, düşey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanal, yamuk, artı, eksi, çarp, bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan, varsayı” gibi terimler Atatürk tarafından türetilmiştir.

Bir düşünün “Müsellesin sathı yatalay, dikeley zarbının müsavatına müsavidir.” Cümlesinden ne anlıyorsunuz? Belki anneanne ve dedelerimiz bize bu cümle içinden bir kaç kelimeyi günümüz Türkçe’sine çevirebilir ama bir çoğunuz gibi ben de bu cümleyi ilk okuduğumda hiç bir şey anlamamıştım. Oysa bu cümle “üçgenin alanı, tabanı ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir.” anlamına gelmektedir.

 Lise ve ortaokulda matematik derslerine karşı ilgim vardı, zaten yüksek notlar da alırdım. Öğretmenlerimden, geometri terimlerini Atatürk'ün türettiğini ve konu ile ilgili bir kitap yazdığını söyleyen olmadı. Öğretmenlerim acaba bunu bilmiyorlar mıydı? Galiba onlar da bilmiyordu. Geçen sene TV8'de Okan Bayülgen Cumhuriyet Bayramı ile ilgili bir program yapmıştı. Programda Bayülgen Atatürk'ün geometri kitabı yazdığını öğrendi. Benim gibi o da şaşırdı.

Cumhuriyet dönemine ilişkin bu tür soylu çabalar nedense hep unutulur ya da unutturulur.

 KAYNAKÇA : www.milliyet.com. ,www.isteataturk.com, www.ataturkhayatı.com

 

 

 

 


 

 
Toplam blog
: 48
: 4273
Kayıt tarihi
: 28.08.12
 
 

Kamudan emekliyim. Yaşam felsefem "hayatın içinde her olayın sorgulanması gerektiği" yönündedir. ..