Atatürkçülük ne değildir?..

Kime sorsanız, şikâyet aynı:

- Atatürkçülük kullanılıyor!..

Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından karara bağlanan Tayyip Erdoğan ve ekibi de Atatürkçü…

Partisinin bayrağında ALTI OK bulunan Deniz Baykal ve ekibi de…

Ve Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Atatürkçü yurtsever aydınlar da…

Peki niçin böyle?..

Atatürkçülüğün ilkeleri belirli değil mi?

Belirli!..

Atatürk, bizzat kendi düşüncelerini yazıp, çizmemiş mi?

Yazmış… Hem de ciltler dolusu eser bırakarak…

Peki bu karışıklığın sebebi ne?.. Yaratılmak istenen kargaşanın anlamı ne yönde?..

İşte bu nokta önemlidir.

Çünkü, altını çizmeye çalıştığımız bu karışıklık ve kargaşanın temelinde bazı ince hesaplar yatmakta ve ustaca sahnelenmiş oyunlar bulunmaktadır.

Bazıları, bu ilke ve düşüncelerin dibini oymak için ellerinden geleni artlarına koymamakta ve geniş medya olanaklarını kullanarak halkın zihnini bulandırmaya çalışmaktadır.

Atatürk ilkelerini… Yani Türk Devrimi’nin temel esaslarını ve aydınlanma düşüncesini ortadan kaldırmanın en emin yollarından birisi de, bu konuda bir kavram kargaşası yaratmaktan geçmektedir.

Gerçeğin kirletilmesi adı verilen bu katakullinin, en açık örneklerinden birisi Mustafa filminde ortaya konulmuştur.

Bu filmde Atatürk, kadın ve içki düşkünü, halktan kopuk bir diktatör ve tüm arkadaşlarını idame gönderebilen yalnız bırakılmış bir lider olarak anlatılmaktadır.

Öte yandan Avrupa Birliği raporlarında Atatürk’ün fotoğraf ve büstlerinin okullardan ve resmi dairelerinden kaldırılması önerilmektedir.

Sözünü ettiğimiz Mustafa filminde Atatürk, emperyalizme karşı ilk milli kurtuluş savaşını vereni bir lider olarak tanıtılmaktan ısrarla kaçınılmaktadır.

Şimdi Avrupa Birliği “örgütü”ne hâkim konumda olan o zamanın emperyalist devletleri ise, kendilerine karşı bağımsızlık savaşı vermiş olan bir büyük liderin gönüllerde taht kurmasını içlerine sindirememektedirler…

Atatürk ilkelerinin temel iki vasfından birincisi, emperyalizme karşı tam bağımsızlık ilkesini benimsemiş olması… İkincisi ise, Aydınlanma devrimini hedef almış laik ve demokratik hukuk devletinin inşasıdır.

Şöyle bir etrafınızı çevreleyen kültürel öğeleri gözden geçirin…

Hangi siyasi parti, hangi kişi ve hangi demokratik kitle örgütü tam bağımsızlıktan yana, emperyalizme karşı kesin bir duruş içindedir?...

Ve yine hangi siyasi parti, hangi kişi ya da hangi demokratik kitle örgütü aydınlanma devrimini özümsemiş, laik ve demokratik hukuk devletinden yanadır?..

İşte size gerçek Atatürkçülerle, Atatürk’ün kültürel ve tarihi mirasını hasır-altına atmak isteyenleri ayırabilmeniz için iki temel kıstas…