Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '16

 
Kategori
Güncel
 

Atların ve itlerin izleri!..

Atların ve itlerin izleri!..
 

İzlerin birbirine karışması kolaydır. Zor olan onları ayırt etmek ve temizlemek....


Kabul edin ya da etmeyin, son aylarda yaşadığımız olaylar pek de mide kaldırır cinsten değildi. Spazm geçirmemek mümkün değil.. Sağlam iradeli olmak lazım.. Hele ki 15 temmuz sonrası. Yazılan, çizilenlerin haricinde, her gün ekranlar tartışma (ya da tartışamama) programları da fazlasıyla can sıkıcı ve mide bulandırıcı olmaya başladı. Dizilere takılmak, evlilik programlarını bile izlemek daha cazip hale geldi..

Lakin bu malum tarihten sonra kafamı (muhtemelen pek çok kimsenin kafasını ) kurcalayan yüzlerce soru var. Şeytan ‘yaz ‘ diye dürtüyor. Sanırım, yine şeytanın avukatlığını yapacağım. Yalnız, kimse bu yazıyı okuduktan sonra, bana şucu, bucu diye kulp takmasın. Bizim duruşumuz bellidir. Bu yazı da sosyolojik bir tespittir.

Sözün özü şudur dostlar.

15 temmuz ‘darbe’ girişimi olayı ayrı bir pencerede değerlendirilecek bir olaylar zinciridir. Ancak sonrası sanırım daha çok tartışılacaktır. Çünkü, hükümetin çıkarttığı KHK’larla (Kanun Hükmünde kararnameler), malum örgüte (ya da yapıya) üye ya da sempatizan olduğu iddiasıyla, kamudan atılanların sayısı 60 binin üzerine çıktı.. Bu sayının gittikçe artacağı da kesin gözüküyor.  Yalnız 15 bin civarında Milli Eğitim’den öğretmen ve yönetici atıldı. Ordudan, emniyetten, yargıdan atılanların sayısı da yine 10 binlere ulaştı veya geçti… Devletin başka kurumlarından da atılanlarla birlikte bu rakam çığ gibi büyüyor. Ancak, hesaba katılıyor mu, katıldı mı, buna istinaden bir projeksiyon yapıldı mı bilemem ama başta hükümeti ve elbette ki kurumlarıyla Türkiye Cumhuriyeti devletini çok zor ve sıkınıtılı günler bekliyor. Zira o kadar insan, tazminatsız ve işsiz kaldı. Bunların ailelerini ve çarpanlarını düşündüğünüzde çok ciddi bir insan kaynağı açığı ortaya çıkıyor ve zaten yüksek olan işsizlik oranını da artıracağa benziyor. Bunun da sosyal bir kaos yaratacak kanaatindeyim.

Öncelikle askeri okulların kapatılması bence müthiş bir hata ve gereksiz. Altında başka bahaneleri, sebepleri arıyor insan. Ordunun subay ve üst kademe komuta ihtiyaçlarının karşılandığı askeri okulların kapatılması sonrasında, ordudan şu yada bu sebeple atılan subay, astsubay, üst düzey rütbeli subayları da düşündüğünüz de, ordunun bir insan gücü ihtiyacı eksikliği nasıl doldurulacak. En temel mesele budur. Akabinde de şunu sormak sanırım yanlış olmaz. Bu askeri okullarda okuyan her bir öğrencinin malum örgütle/yapıyla gerçekten bir bağlantısı var mıydı? O binlerce öğrenci ve subay adayını hepsi de çalınmış sınav soruları ve cemaat desteği ile mi o okullara gelmişlerdi? Öğrenciler okullardan atılıp, okullar kapatılmadan da, derinlemesine bürokratik ve istihbari bir soruşturma yapılarak, cemaatle ilgisi olan öğrenci ve akademisyen hakkında işlem yapılamaz mıydı? Bu genlere yazık oldu. Zira içlerinde bence öyle parlak kişiler vardı ki, gelecekleri karartıldı. Özellikle, en kritik okullardan olan Hava harp Okulları, ordumuzun hava kuvvetlerinin uçuş pilotu (Uçak ve helikopter) ve teknik personel ihtiyacını karşılayabilecek personel ve kurmay subay istihdamı için çok önemliydi. Atılan öğrenciler arasında öyleleri vardı ki, birkaç ay sonra teğmen olarak mezun olacak, belki de bir savaş uçağı pilotu olacaklardı.. Peki, sonra ne oldu? Sonrası karışık. Hava Kuvvetlerinden atılanlarla birlikte, ciddi bir pilot açığı ve ihtiyacı doğdu. Şimdi o açık, önceden şu ya da bu sebeple ordudan atılan yada istifa edenleri (yani küskünleri, mağdurları) geri çağırmakla kapatmaya çalışıyorlar. Yeterli olur mu? Göreceğiz.. Lakin, bu askeri öğrencilerin pek çoğu mağdur oldular. Yalnız askeri öğrenciler mi ? Peki ya kapatılan diğer okullar, üniversiteler ? Kapatılan bazı liselerin “imam-hatip lisesi” olarak yeni öğretim yılına başlaması da ayrıca tartışılması gereken bir konu..

Bir başka atılma hadisesi de kamudan atılanlar… Yukarıda da yazdığım gibi yalnız 15 binin üzerinde öğretmen atıldı Milli Eğitim’den. Kimin neci olduğu ya da olmadığı konusuna girmeyeceğim. Peki, yerleri nasıl doldurulacak? Boşalan yerlere başka cemaatlerin adamlarının doldurulmayacağı/dolmayacağı garantisi var mı ? Belirsiz.. Ama bence eğitimde, hükümetin A planı, atanamayan ve atama bekleyen öğretmenleri ekspres bir biçimde atamak olacaktır. Bu atanamayan öğretmenler için belki bir sevindirici fırsat ama açığı kapatabilir mi? Eğitimde kaliteyi ne kadar yakalayabilir mi, belirsiz ! Peki, devletin diğer kurumlarından atılanlar?. Saymakla ve yazmakla bitmez. Hükümet sıkışmaya başladı. Zira her gün sesini çıkartanların sayısı artıyor. Mecliste grubu bulunan partilere müthiş bir başvuru, görüşme ve yığılma var. İktidar partisi sözcüsü, bize başvuranlar atılanların %1’i bile değil derken, Chp kendilerine başvuranların 30 binin üzerine çıktığını, Mhp 3 bin civarında başvuru olduğunu açıkladı. Hdp’ye de başvuranlar olmuştur elbet.

Hükümet, bu sıkıntının farkında. Erdoğan bile “At izi, it izine karıştı” cihetinde açıklama yaptıktan sonra, hükümet geri adım attı ve “bu yapıyla bir ilgisi olmayanlar, görevlerine iade edilecek” dedi. Sonrasında da başvuruları kabul etmeye başladı. Her gün, Valilikler ve Başbakanlık binası önünde yüzlerce metre kuyruk var. Herkes derdini anlatmaya çalışıyor. Gerek siyasi partilerde derman arayanlar, gerekse Başbakanlık önünde kuyrukta sıra bekleyenlerden kimi “ benim cemaatle, paralel ile ilgim yok. Ben Atatürkçü bir insanım” diyor. Kimi “benim gibileri Alevi olduğumuz için attılar” diyor. Bir diğeri “ siyasi görüşümüzden dolayı atıldık “ diyor. Bakın başka ne diyorlar :

“ Boğaziçi mezunuyum. Komşu ülkelerden birinde başkonsolos yardımcısı idim. 10 Ağustos’ta merkeze çağırdılar, 1 Eylül’deki KHK ile hiçbir gerekçe göstermeden ihraç ettiler. Dışişleri Bakanlığı’nda yaklaşık 300 meslek memuru benimle aynı şekilde bakanlıktan atıldı.”

“3 yıldızlı baş komiser olarak Batman’da görev yaparken FETÖ’cü diye meslekten çıkarılıp hapse atılan oğlum için buradayım. Evinde yapılan aramada FETÖ’ye dair hiçbir şey çıkmadı. Oğlumu, Batman’da yattığı hapishanede ziyarete gittim, görüştürmediler.

Sonuç olarak; sebebi ne olursa olsun, At’ların ve İt’lerin izlerinin birbirine karışıp karışmadığını, siyasiler ve adli makamlar çözecek. Hükümet siyasi erk ile, emniyet güçleri ile birlikte adı ne olursa olsun her türlü yapı ve oluşumla mücadele etmeli ve bunlar devlet içinden temizlenmeli. Ancak bunu yaparken kuru ile yaşı da birbirinden ayırt etmeli ve birbirine karışmaması sağlanmalı… Peki yaşların yanına karışmış kurular ne olacak? Sanırım onu ’da mahkemeler çözecek. Ancak, bu sorun çözülmezse, tahminimce AHİM’e binlerce dosya gidecektir. Ve verilen kararla Türkiye Devleti çok büyük tazminatlar ödemek zorunda kalacaktır. Umarım, tez zamanda yanlışlardan dönülür ve ülke normale döner..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..