Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '08

 
Kategori
Sinema
 

August Rush- Hala bir şeylere inanmak istiyorsanız!

August Rush- Hala bir şeylere inanmak istiyorsanız!
 

august rush film afişi


Düşleyeceklerimizin sonuna mı geldik? Her şey sonsuz deviniminde akıp giderken, elimizdeki seçenekleri pervasızca harcayıp durduğumuz, hayatımıza girip, iz bırakanları kolayca unuttuğumuz, çoğu zaman yeni bir hikayenin, yeni bir inancın, yeni bir rengin peşine düşmek zor geldiğinden, eskilerine tutunup, ısrarımızla soldurduğumuz günlerde, yeni bir hayata dair hayallerimiz, annesinin elinden kurtulup kaçan yaramaz bir çocuk gibi kaçıp gitti mi ellerimizden? Yoksa çok mu fazla ciddiye aldık her şeyi? Dünya açlık, kıran, savaş ve sömürü içinde boğulurken, sadece tüketmeyi öğrettikleri için bize, elimizde avucumuzda ne kadar yaşama hevesi varsa alıp tüketmiştik de sanki Tanrı’nın harflerinden çalmaya başlamıştık o yüzden. Sonra, ya sonra ne olacak? Yarın ne olacak, akşama ne olacak? Bu dostluğun, bu aşkın sonu ne olacak? İşlerimiz nasıl sonuçlanacak? Yeni eşyalarımız ne renk olacak? Teknoloji bize hangi kolaylığı getirecek? Dövizdeki dalgalanma, sulardaki kimyasallar, bizi hayatta tutacak yeni stratejimiz ne olacak? Hangi madeni çıkarıp satsalar daha çok zengin oluruz? Bir sonraki tatili nerede geçireceğiz? Bir sonraki işimiz, bir sonraki sevgilimiz, bir sonraki hayatımız…Her şeyi planlamak zorundayız. Bu arada içimizden geçenler, birdenbire çarpıldığımız düşler ve işte hayallerimiz, düş kurmanın sınırsızlığı terk etmişolmalı bizi. Binlerce watt gücündeki ihtişamlı ışıklar gözlerimizi yakıyor. Gözümüzü onlardan alıp kendimiz olmaya gücümüz yok. İçimize bakmaya, hayatımıza girenlerin içine bakmaya gücümüz yok. Dünya böyleyken, masalların, rastlantıların, gerçekleşen hayallerin peşine düşmek gitgide zorlaşıyor. Oysa inanmaya ihtiyacımız var. Aslında bütün dünyanın, herkesin… Mucizelere, içimizdeki güce, aşkın, sanatın, hikayenin, yıldızların, rastlantıların, gelecek güzel günlerin gücüne masallara inanır gibi inanmak gerek...

İşte August Rush adlı film bana bunları düşündürdü. 2007 ABD yapımı, yönetmenliğini Kristen Sheridan’ın üstlendiği, Robin Wiliams, Keri Russel, William Suddler gibi oyuncuların rol aldığı şahane müziklerle bezeli dram türündeki bu film, müziğin büyüsünü ve bir şeylere inanmanın gücünü, büyülü sahneler eşliğinde anlatıyor bize.

Filmin konusunu kısaca şöyle: Yetenekli ve karizmatikİrlandalı gitarist ile genç ve güzel çellist New York'taki Washington Square'de karşılaşırlar, ancak bu sıradan bir gece değildir Büyülü anlar yaşayan ikili bir süre birbirlerinden ayrı düşeceklerdir. Ancak bu geceden sonra dünyaya gelen Evan adındaki oğulları, müziği takip ederek, onları bir araya getirecektir. Küçük bir yetim olan Evan, Büyücü karakteriyle izlediğimiz Robin Williams ile karşılaşır ve kendisine taktıkları August Rush ismiyle, sokaklarda kendi müziğini yaparken, bir yandan da annesiyle babasına ulaşmayaçalışır. August yeteneğini giderek herkese kanıtlamaktadır. August’un sahip olduğu müzik dehası, annesiyle babasını bir şekilde ona geri getirecektir.

Etrafındaki her şeyin, dünyanın tınısını hissedebilmektedir August. Sadece müziği dinler, onun peşinden gider. Bu küçük çocuk, başına gelen onca şeye rağmen inancını ve yüzündeki kararlı, korkmayan ifadeyi film boyunca kaybetmiyor. Filmin başlarında kendisinden şöyle bir cümle duyuyoruz: “Ben, müziğe insanların masallara inandığı gibi inanıyorum.”

Dediğim gibi, hepimiz hala bir şeylere inanmak istiyoruz. İnancımız, her sabah uyandığımızda nefes almamız için bir neden sunuyor bize. İnandığımız masallarda tılsımını yitirirse, elimizde ne kalacak? Aşkın, acının, yaşam savaşının, kurduğumuz dostlukların bir anlamı olacaksa eğer, hepsini içimizde ışıyan güç sayesinde koruyabiliriz. Bu güzel film, bize tüm bunları yapış yapış bir duygusallığa boğulmadan, hikayesinin gücüyle verebiliyor.

Recep İvedik laçkalığı yüzünden, Türkiye sinemalarında gerektiği gibi yer bulamayan bu filmi hala izlemediyseniz, mutlaka izleyin. Ne demek istediğimi çok daha net anlayacaksınız.

 
Toplam blog
: 19
: 897
Kayıt tarihi
: 29.03.07
 
 

"Neden?" sorusu kafamı kurclayıp durmakta. Yarın ne kadar sürer, hayaller nerede biter, gerçek nered..