Avrupa’nın yeni yıldızı Türkiye Akıllı Enerji Politikası ile Cari Açığın belini nasıl kırdı (20)

Küresel medya gizlese de Yeni bir Çağ başlamaktadır. Bu, Hammadde/Petrolün ve ulaşım yollarının kontrolü ve bunların düzenlenmesidir. Bu Çağ “Enerji Çağı’dır. Bu çağın yeni efendileri: Nükleer Teknolojiye sahip olanlar ile, ihtiyacı olan sivil-askeri yüksek teknoloji üretenler olacaktır.

Türkiye (Osmanlı), Sanayii Devrimi ile birkaç asır evvel kaçırdığı fırsatı bu kez can havliyle ve tüm riskleri göze alarak Enerji Çağı'nda ancak yakalayabilmiştir. Bunu yakalamamızla birlikte gelecek, dün olduğu kadar bugün de bize önemli görevler yüklemektedir.

Eğer, Enerji sorununu çözemeseydik, ne büyüyebilir, güçlenebilir ne de ayaklarımızdaki cari açık zincirinden, belasından kurtulabilirdik. Ancak, Cari Açığımızı kontrol edilebilir seviyeye çekmemiz bizlere uzun vadede sürdürülebilir bir kalkınma için yetmeyecektir.

Bu sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz şartı: Nükleer Teknoloji ve Nükleer Elektrik Santralleridir.

İlk planda Batı Avrupalıların (İngiltere, Fransa’nın) gerçekleştirdikleri Sanayii Devrimi, ima edildiği gibi batının aydınlanması ile değil,, enerji sorununu çözmeleri ile başlar.

İngilizler, bugün hatırlamak istemeselerde, Sanayii Devriminin başında maden ve cam üreten ocaklarda kullanmaları (yakmaları) nedeniyle ve kendi ifadeleri ile: “Londra da adam asacak ağaç, çevre kirliliğinden Thames nehrinde zehirlenmemiş balık kalmamıştır." (*)

Bakmayın siz bugün (İngiliz İstihbarat Cinliği) Greenpeace (**) örgütü’nün çevre dostu Nükleer karşıtı kesilmelerine...

Adama demezler mi: sen önce git, ülkende (İngiltere’deki 20’ye yakın) Nükleer Santralleri kapat. Sonra Türkiye’de barış güvercini, Nükleer karşıtı ol.

“Her gün bir avuç fındık iyi gelir, eğer, (bu yalanları) yerseniz!

…

Bugün Ortadoğu’daki büyük kavganın arkasında başları belada ve ekonomileri çökmekte olan batı (Amerika/Avrupa) ile, elbette Rusya vardır.

Batılı toplumlar refahlarını: sömürdükleri ülkelerden temin ettikleri; ucuz hammadde, ucuz işgücü ve bu ülkelere sattıkları pahalı sanayii ürünlerine boçludurlar.

Ancak, bugün onlar için deniz, kaynaklar bitmiştir.

Dünün sömürge ülkeleri bugün hammaddelerini kendileri işlemekte, ucuz işgücünden kendileri yararlanmakta ve ihtiyaçları olan mal-makineyi kendileri üretmektedir. Bunlara: Çin, Hindistan ve Brezilya gibi nüfusu kalabalık ülkeleri dahil edebilirsiniz.

Özeti: Batı, Sanayii Devrimi ile yakaladığı Dünya liderliğini, açıkça ifade edersek: kanatırcasına sömürmesi, zayıfları ezmesi, her türlü ahlaksızlığı (kendi ülke-insanı da dahil) uygulaması yüzünden kaybetmiştir.

Gelen Çağ, Enerji Çağı’dır. Nükleer Çağ’dır. En önemlisi de Ahlak Çağı’dır.

Bakınız bu konuda Yunus Emre ne demektedir:

“Gezdim Haleb’i Şam’ı eyledim ilmi taleb,

Meğer ilim gerideymiş, illa edeb, illa edeb.”

Devam edecek

-Türkiye Enerji Sorununu nasıl hafifletti?

-Türkiye’nin, Batının iki kâbusu olan, Göç ve Enerji geleceği’ nde söz sahibi olması batıyı nasıl ve neden hırçınlaştırdı?

www.canmehmet.com

Resim: Web ortamından alınmış tarafımızdan düzenlenmiştir.

(*) Daha fazlası ve kaynaklar için bakınız;  http://www.canmehmet.com/greenpeace-yesil-baris-dosyasini-aciyoruz-orgut-ingilizlerin-cinliklerinden-birisi-midir-1.html

(**) Green Peace: Dünyanın tabiat dengesini sağlamaya çalışan ve zaman zaman gelişmekte olan ülkelerin ekonomik yapılarına darbe vurmaya çalışan “Green Peace” (Yeşil Barış) örgütünün merkezi de Exeter Üniversitesi olup burada özel laboratuar kurulmuştur Green Peace örgütü elemanlarının hedefleri İngiltere’de tespit edilir ve bu örgüt dünyanın her tarafına yayılmıştır. Green Peace örgütünün İstanbul Boğazında yaptığı eylemler aslında İstanbul için değildir. Rusların çok büyük tankerlerinin petrol-doğalgaz taşımalarını engellenmesi düşüncesiyle Ruslara deniz taşımacılığında darbe vurulmak istenmiştir. Yani İngiltere’nin rakibi olan Rus ticareti engellenmeye çalışılmıştır. Her ne kadar büyük tankerlerin boğazdan geçmeleri tehlike arz etmiş olsa da Gren Peace’nin asıl görevi İngiltere lehine Rus deniz taşımacılığına darbe vurmaktı. Gren Peace’ın İstanbul boğazında yaptığı eylemler ile büyük Rus şilepleri ve tankerlerinin boğazlardan geçişi engellenmişti. Green Peace elemanları dünyanın hiçbir yerinde gerçek manada İngiltere aleyhine oluşacak bir eylem yapamazlar. (İngilizler ve Planlar -Stratejik Yaklaşımlar Dizisi. Mehmet Ali Bilgin, İskenderiye Basım Yayın. Sahife:54