Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '09

 
Kategori
Kitap
 

Ayağınızı denk alın

Ayağınızı denk alın
 

Kitaplar neden yasaklanır? Aradığım kitabı bulamayınca ve bulamayışımın nedenini öğrenince aklıma takılan ilk soru buydu: insanlar neden kitap yasaklar? Kitap yasaklayarak düşüncenin yayılması engellenir mi, yoksa kulaktan dolma bilgilerin çoğalması daha mı iyi? Düşünceleri yok etmenin yolu onu yasaklamak mıdır? Atatürk’ün bir savı vardı, düşünce ancak karşıt bir görüşle yok yenilebilir diye. Atatürkçü geçinen liderlerin, sözde demokratların, apolet sahiplerinin bu görüşten anladıkları eskiyi çürütmek yerine sindirmek mi? Kitap yasaklamak, düşünmeyi engellemez ki veya düşüncenin yayılmasını… Sartre’ın bir sözü geliyor burada aklıma; düşünce özgürlüğünden mahrum olmak düşündüğünü söylememek değil hiç düşünmemiş olmaktır diye. Kısacası düşünce yasaklanamaz, düşünce özgürdür ve yine Sartre’ın dediği gibi insanlar özgür olmaya mahkumdur.

İnsanlar korktukları için kitapları ve aydınları yaktılar. Korktukları için karşı cepheyle savaşmak yerine, altlarına dinamit döşediler. Kökten çözüm dediler, zamanında belki haklı belki haksız nedenlerle ölenleri halkın gözünde daha da kahramanlaştırdılar. O, bu demiyorum, isim de vermiyorum. Kitap yasaklayan zihniyetin kısa vadeli sözde çözümleri uzun zamanda çok daha büyük kahramanlık hikayeleri yarattı. Düşünce korkutularak yok edilemez, demokrat partiden sonra hortlayan adalet partisi bunun en açık örneğidir veya 1971’den 10 yıl sonra yeni bir harekatın zorunlu kılınması bunun sonucudur.

Düşünmek engellenemez, düşünce suçu olamaz, düşünce suç olamaz ki. İnsan beyni kitapları yazar, kitaplar insanların beynini değil, anlamadıkları, anlamak istemedikleri de bu hala. Kitapları yasaklamak zihniyeti yok etmez, yalnızca köreltir. Doğruların bile doğru algılanması engellenir, ele geçemeyen kitap önceki okuyucularından dinlenir, başka yollarla elde edilir, değiştirilir, belki saptırılır…

Gömülen, yakılan onca kitap bugün havada mürekkep kokusudur. Kül soluyan bir toplum yaratanlar ise hala kitap okuyan bir toplum oluşturma çabası güttüklerini ileri sürmektedirler. Okuyun ama ne okuyacağınıza biz karar verelim, görün ama yalnızca bizim gösterdiklerimizi, bilin ama yalnızca bizim size yeterli gördüklerimizi… Eğitim değil öğrenim veren kurumlarda, milli eğitim bakanlığına bağlı okullarda öğrencilere ‘eğitim’ verilsin ama siz Türkçeyi doğru konuşun. Kültürünüzü koruyun ama ülkenizde turizm planlamalarını yapan kurum karar versin hangi kitaba veya filme devlet yardımı yapılacağına kısacası siz kültür diye çırpının ama bakanınız hem kültüre hem turizme baksın. Siz düşünün ama düşündüğünüz için suçlu olabilirsiniz, ayağınızı denk alın öyle düşünün.

Üzgünüm bu ülkede bazı kitapları okumak yasak, bazı filmleri izlemek, bazı adamlara mevkileri nedeniyle dokunmak, hiciv bile yasak artık, mizah dahi mahkemelik, kötü bir haber daha bu ülkede düşünmek dahi suç. Sonuç mu? Sonuç şu siz evlerinizde gönül rahatlığıyla yaşayabilirsiniz, ülkeniz ‘layık’ ellerde, kafanız rahat olsun çünkü onun rahatsız olması da suç, siz düşünmeyin sizin yerinize onlar düşünürler hem de sizin imkansız dediğiniz gibi aynı anda hem turizmi hem kültürü düşünürler, eğitim de verirler, öğretim de hem de millisinden. İyisi mi bir liderin dediği gibi getirin tüm deterjanları yıkayın iktidarları, başka türlü arınmaz bu ülkenin kiri, pası…


 
Toplam blog
: 44
: 740
Kayıt tarihi
: 18.07.07
 
 

Kişisel, deneme ve öykü türündeki yazılarımı bu sayfada paylaşıyorum. Yorum ve önerileriniz için şim..