Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '14

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Aylarca korkutmuştu bizi İndepententa

Aylarca korkutmuştu bizi İndepententa
 

Sene 1979. Aylardan  Kasım.. Kadıköy rıhtımının hemen üstünde Yel Değirmeni semtinde oturuyoruz. 

İnsanların evden işe, işten eve korkuyla gidip geldiği, hergün sokaklardan cesetlerin toplandığı, sağ-sol  kavgasının  şehirleri, semtleri, sokakları böldüğü günler tam da. Zaten balon patlasa millet yerlere yatıyor.

Saha doğru 05.30  sıraları. Çok büyük bir patlama. Sanki evin temelinden sarsılıyoruz. Ne oluyor diye  dışarı baktığımda bazı evlerinin camlarının kırıldığını görüyorum. İnsanlar ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Dışarıdan gelen ilk haber  Kadıköy’deki  bir benzin istasyonun  havaya uçurulduğu .. Ancak evlerin çatısına çıkanlar doğruyu hemen görüyorlar. Yel değirmeni  denize göre. yüksek semttir

Haydarpaşa Gar’ı önlerinde bir geminin yandığını söylüyorlar.

Hemen üstümüze birşey alıp Kadıköy rıhtımına iniyoruz. Gördüğümüz manzara, denizde müthiş bir yangın, gemi ile birlikte deniz de yanıyor. Rıhtımdaki tüm dükkanların camları patlamanın şiddetiyle  kırıldığından, içinde işe yarayacak şey olan dükkanlar anında yağmalanmıştı.

Sonradan öğrendiğimize göre bu bir İndependenta isimli Romen petrol tankeriymiş ve bir Yunan gemisi ile çarpışarak Haydarpaşa önlerinde yanarak, karaya oturmuştu. Gemi personelinden yüzerek kıyıya ulaşan olsa da 43 kişinin patlama anında can verdiği yazılmıştı.

Sanki başka yer bulamamıştı patlamak için!. Zaten anarşi ve terör yüzünden yüreği ağzında olan  çevre halkı bu kez de burnu semte dönük bu geminin yanışını aylarca ‘’ya bir daha patlarsa?’’ korkusuyla  çaresizce seyretmişti. Sönmüyordu bir türlü. İçindeki bölmelere geçtikçe yangın zaman zaman şiddetleniyordu ve biz bunu gözleyebiliyorduk. 

Gemin içinde 96.000 ton petrol olduğu söyleniyordu. Bunun 30.000 tonunun denize aktığı  o bölgedeki tüm canlıların öldüğü söyleniyordu. Deniz simsiyahtı aylarca.

Sonra bariyerle çevrildi gemi etrafı. Yaklaşılmıyordu ama bariyerler de gemiden pek uzak değildi.

3 ay bu şekilde yandı İndepentenda.. 

Sonra sessiz bir bekleyiş oldu. Şayet tüm petrolün aktığı veya yandığından emin olunursa gemi çekilecekti. O yüzden korsanlar geminin koca pervanesini bile dalıp götürdüler de kimsenin ruhu duymamıştı!...

Artık  korku kalmamıştı. Kadıköy’den kalkan motorlarla Dolmabahçe’ye maç için geçerken  motor geminin hemen yanı başından geçiyor biz korku dolu anlar ve aylar  yaşatan bu gemiyi  yakından seyrediyorduk.

Sonra  bir gece yarısı gündüz oluverdi. Ne oluyor? Diye balkona fırladığımda gecenin gündüze döndüğünü görmüş, dehşete düşmüştüm. Gece aniden gündüz oluvermişti.

Kimsenin aklına gelmeyecek bir şey olmuş, İndepententa’nın altlarında sıkışan gaz bu kez  parlamış, basınçla birlikte yanarak ortalığı gündüze çevirmişti. Bu püskürtme olayı ile  Acıbadem  E5 üstündeki fabrika alanımızda  geminin parlama ve püskürtme ile oralara  fırlattığı parçaları toplamıştık.

Bu kazanın üzerinden 35 yıl geçmiş. Olayı  çevre halkı can kaybı vermeden atlatmıştı ama  doğa etkilenmişti. Epey bir zaman  Marmara’dan balık  yemeyin uyarıları yapılmıştı.

İstanbul deniz trafiği  şimdilerde çok daha yoğun. 

Sanırım bu tip tehlikeli madde tankerleri ne artık özel önlemler alınıyordur.

İndepentenda yanmış, patlamış, yetmemiş bir de parlamıştı.

2-3 sene sonra leşten arta kalanı çekip götürmüşler, kabusu bitirmişlerdi.

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..