Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '13

 
Kategori
Spor
 

Aynı şeyi Fenerbahçe yapmış olsa?

 

Derbi öncesinde gündemde bir alkışlama polemiği vardı. Türkiye’deki Fenerbahçe-Galatasaray rekabetini yıllarca en derinden ve yakınından şahit olanların sanki ne olup bittiğini bilmiyormuş gibi ihaleyi Fenerbahçe’ye bağlamaları, “ne olacak canım, bitiversin bu tartışma” şeklinde yaklaşım göstermeleri fazlasıyla ilgi çekiciydi.

Derbi böylesi bir atmosferde oynandı. Öncesinde, sırasında ve sonrasında bir sürü olay yaşandı.

İki üç tane nereden geldiği belli olmayan muz üzerinden Fenerbahçe’ye ve taraftarına ırkçılık etiketi yakıştırıldı.

Geçen sene de benzer şeyler Emre ile Zokora arasında yaşanmış, saha içinde tatlıya bağlanan anlık refleks, Trabzonspor yönetiminin soyunma odasındaki çabalarıyla bir anda ülke gündemine yerleştirilivermişti. Öyle ki belki de Zokora bile daha önce aklına gelmeyen bir karşı duyguyla doldu.

Bu işler böyle gelişir, başlar.

Trabzonspor’un niyetinin ne olduğunu Başkan Sadri Şener’in yaptığı son açıklamalarından anlayabiliyoruz.

Başkan diyor ki, “Fenerbahçe ile düşmanlığımız inşallah ilelebet sürecektir. Öyle umuyorum.”

Ortada her ne olursa olsun birileri tarafından ısrarla gündeme taşınıyor, olduğundan farklı gösterilmeye çalışıyor.

Drogba ve Eboue de olayın neden bu kadar uzadığı ve gündemde tutulduğuna büyük bir ihtimalle şaşırıyorlardır. Çünkü birinci dereceden yakınları bile ortada bir ırkçılık olmadığını Türkiye’de yaşadıkları, mutlu oldukları için biliyorlar.

Pascal Nauma’yı burada tutan duygu nedir?

Kuşkusuz ne olup bittiğini, bütün bunların nereden beslendiğini anlamak için bir Galatasaray-Trabzonspor maçının oynanması gerekiyordu.

Her iki takım oyuncularının kardeşlik ve dostluk görüntüleri eşliğinde birbirlerine sarılarak taraftarı selamlamaları futbol adına elbette güzel görüntülerdi.

Aynı görüntüler tribünlerde de vardı; Trabzonspor formalı taraftarlar Galatasaraylıların arasında maç izlemeye gelmişlerdi.

Trabzonspor’u 2010-2011 sezonunun şampiyonu olarak selamlayan Galatasaray taraftarı da bir anlamda gönül alıyordu.

Trabzonspor’un geçtiğimiz yıl ve bu sezon bulunduğu yeri sorgulayan, bunun nedenleri hakkında kafa yoran yok gibiydi. Varsa yoksa 2010-2011 sezonuydu. Oysa o efsane kadronun bütün omurgası bugün Galatasaray’ın başarısı için ter döküyordu.

Hani meşhur bir özdeyiş vardır, “bana yemem için balık verme balık tutmasını öğret” diye. Karnınızın bir sezon doyması mı önemlidir yoksa her sezon size yetecek kadar balığa ulaşmak mı?

Diyelim ki Fenerbahçe Trabzonspor’un elinden bir sezon şampiyonluğunu aldı; ya Galatasaray, bütün geleceğini gasp etmiş olmuyor mu? Bütün bunlara rağmen nasıl oluyor da dost kalınabiliyor?

Aynı şeyi Fenerbahçe yapmış olsa?

Maç öncesi seremonide yaşananlarsa sonradan bir gazetecilik başarısı olarak ortaya çıkacaktır. Bütün bir sezon boyunca yaz kış demeden ligde oynayan takımların formaları üzerlerinden futbolcu ağabeylerinin elinden tutarak sahaya çıkan miniklerden bu sefer Fenerbahçe formalı olanı ortalarda gözükmüyordu, unutulmuştu veya orada olması istenmemişti, bilemiyoruz.

Futbol ortamımız, iyi niyet üzerine kurulu olmadığından aklımıza önce kötüsü geliyor. Özellikle getirtiliyor.

 Peki bütün bu olup bitenler normal mi?

Adil mi?

Bir hafta önce bir kulübün, taraftarının üzerine deli gömleği giydirilmeye çalışılırken, diğer tarafta ortada hiçbir şey yokmuşçasına, yaşanmamışçasına olup bitenler?

Bir hafta öncesinde dostluk mesajları, anlayışı, eli ve alkışı, şampiyonluk kutlaması bekleyenlerin, resmen tescil edilmiş bir başarıyı ısrarla kocaman pankartla başka bir takıma yakıştırması, buna izin verilmesi içinde şiddet içermiyor mu?

Kışkırtıcı bir eylem değil mi?

Temelinde ayrımcılık içermiyor mu?

Küçük bir çocuğun formasındaki sarı lacivert renge tahammül bile gösterememenin anlamı nedir?

 

Salih Uçan’ın milli görevi

Bu yazının yazıldığı zaman diliminde gündeme Salih Uçan’ın milli görev nedeniyle Kupa finalinde Fenerbahçe forması giyemeyeceği, takımla birlikte kampa girmek üzere yurtdışına gideceği konuşuluyordu.

Bu neresinden bakılırsa bakılsın skandal bir karardır, yanlı bir tutumdur.

Fenerbahçe’nin cezalı ve sakatlı oyunculardan oluşan kısıtlı kadro yapısına indirilmiş darbedir.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..