AZ pilav üstü ALKMAAR

Bu maçtan çıkartılacak çok ders var. Ne mi bu dersler? Tabi ki fizik, kimya ve matematik..Fizik gücün zaman zaman oldukça yükseldiği maçta, neredeyse %100 performansla oynayan en az 10 oyuncu vardı sahada. Bunların çoğu da Fenerbahçe'deydi. Gücünü daha verimli kullanan takım ise Alkmaar'dı. Daha az eforla 3 golü bulmaları, Fenerbahçe'nin genelde diri gözüken defansının basiretsizliğinden oldu aslında.

Maçın değil ama Fenerbahçe'nin kimyasına baktığımızda durum pek de parlak değil. 3-1 geriye düşüldüğünde dakikalar 63'ü göstermesine rağmen takımın ıslıklanması, taraftarın hala sabırsızlığının ve tatminsizliğinin göstergesiydi. Özellikle Alex ve Volkan üzerinde yoğunlaşan tepkiler, Başak burcu olduğundan dolayı olsa gerek duygusal Alex'i oldukça etkiledi. Onun etkilenmesi, vatandaşı Deivid'i de etkiledi tabi. Beraberliği getiren golde Tümer'in sevincini paylaşan sadece Tuncay ve genç Olcan vardı. Aslında tüm takım bu protestodan oldukça olumsuz etkilenmiş gözüktü. Takımın kimyasında bozulma oldu ve asıl tehlike bence burada.

İşin matematiğine gelince, 3-3 biten maç Fenerbahçe'nin Hollanda'da mutlaka kazanmasını gerektiriyor. Burada yapamadığını orada yapabilir mi bilinmez ama bu akşam Alkmaar'ın oynadığı gibi sakin ve bilinçli olmaları şart. Fenerbahçe genelde deplasmanlarda bu sakinliği yakalıyor. Orada da gollü bir maç olması büyük ihtimal. 2-1 ya da 3-2'lik bir galibiyet, Fener'i turlatır.

Seyirci maç sonunda rakip takımı alkışladı. Bu, gecenin güzel bir bölümüydü. Keşke rakip takım sahaya çıkarken ve isimleri okunurken de ıslıklamak yerine bunu yapsalardı. Ve yine keşke, kendi takımlarını ıslıklamak için biraz daha bekleselerdi..

Fener şimdilik AZ pilav üstü Alkmaar'la yetindi. Rövanş maçı da, yemek üstüne tatlı tadında geçer umarım. Turu geçmek, ballı kaymak...