Azıcık da ben ahkam kessem dedim!

Merhaba arkadaşlar, aslında hiç düşünmüyordum, kadın erkek ilişkileri ile ilgili bir yazı yazmayı… Yok şunu yaparsan kadını elde tutarsın yok şöyle davranırsan erkeği kaçırmasın vs. gibi ahkam kesmelerin zaten insanların yaşayarak öğrendikleri tecrübeleri görmezden gelen bir ukalalık olduğunu düşünürdüm.

Yalnız en nihayetinde kadınım işte ilişkilerin devamı ve her daim genç ve dinamik tutmak için sürekli kadınlara reçeteler önerilmesi de beni son derece rahatsız etmekte. Üzgünüm ama tarafsız olmayacağım. Adı önemli değil yaşanıp biten her ilişkinin ardından hüznünü aşk acısını en derininden yaşayan kadınsa, illaki aşkını korumak içinde elinden geleni yapmıştır.

Sonuçta kalıplaşmış top on kurallar duygu ve gönül aleminde sökmez diye düşünüyorum. İnsanlar ilişkilerini yaşarken ortamına, karşınsındaki kişinin yapısına pozisyonuna göre de tavır sergileyebiliyorken;. işte bu yüzdendir ki her reçete her hastaya uymaz. Gazetelerde, dergilerde kalemi alan eline tanımadıkları hastalara hazır reçete veren bir doktor gibi yazıyorlar:) kalemlerine kuvvet!

Sevgili dostlar ben kadını yaşadığı ilişkinin emekçisi; erkeği patronu olarak görüyorum. Erkekler bilir ki, diplomatça davranmayı öğrenirse kadına istediği her şeyi yaptırabilir ve kadın da bunu seve seve yapar. Beklediği mükafat sadece özden samimi sevgi ve takdirdir. Bir erkeğin eşinin güzelliğini ve zevkini takdir etmesi ona alacağı tek taştan daha kıymetlidir…

Hani mükemmel kadını arayıp ta bulamayanlara Turgenyev den bir sözle seslenmek istiyorum. Usta Rus Felsefecisi şunu söylüyor:” Bütün dehamı, bütün eserlerimi, akşam yemeğine geç veya erken gelmemle candan ilgilenen bir kadın uğruna feda etmeye hazırım”.

Eee peki siz erkekler evinizde böyle hanımlarınız varken onlar uğruna neyinizi feda etmeye razısınız? :)

Sevgiyle mutlu kalın…