Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '20

 
Kategori
Kitap
 

Azrail'in Gözyaşları / Kitap

Azrail’in Gözyaşları / Roman

 

Tüm dünyanın gözü önünde Arap Baharı adı altında Ortadoğu kan gölüne dönerken; dünya tarihinde her kargaşada her savaş-iç savaşta, çatışmalarda daima zarar gören çocuklar olur. Çünkü savunmasızdırlar. Çünkü merhamete korunmaya muhtaçtırlar.

Gel gelelim dünyayı daha güzel yapacağım diyenler çıkarır o lanet  savaşları. İnsanların en masum damarlarından girerler. Ve adına insan hakları, demokrasi, adalet… Ve durun daha çarpıcısı ÖZGÜRLÜK derler… derler ki insanlara büyük umut dağıtırlar.. Sonuçta vaad bedavadır. Hiç maliyeti yoktur..

İşte bu sahte sözlerle başlatılan ve yüzbinlerce insanın öldüğü, yüzbinlercesinin sakat kaldığı ve milyonlarcasının evlerini obalarını yurtlarını terk etmek zorunda kaldığı Ortadoğu batağındaki bir ülkede (Suriye-Halep) başlayan trajedinin Türkiye-Altınözü/Sarıbük Köyünde biten bir yaşamın ROMAN halini okuyacağınız Azrail’in Gözyaşları, soluğunuzu kese kese ve içinizi burka burka sonuna kadar en az 30 defa gözyaşınızı sileceğiniz bir kitaptır.

Tabi şimdi hemen korktunuz bu kadar dram varsa ben almayayım kitabı diye düşünebilirsiniz. Almayın. Siz almayın okumayın, tıpkı akşam haberlerinde kangölü olan komşu ülkelerdeki bebeklerin çocukların kadınların gençlerin yaşlıların ölüm habrlerini görür görmez “ya yine savaş, yine ölüm yeter artık” diyerek hayatınızdaki en hızlı reflek ile kanal değiştirmeniz gibi…

Evet kitabı almayın! Çünkü sizin akşam için kuracağınız hayalleriniz var. Akşama ne yiyeceğinizi tercih etme lüksünüz var! Çünkü sizin ev kredinizi bitirme ve arabanızı yenileme hayalleriniz var! Çünkü çocuklarınıza her istediği oyuncağı alabilir, eline bir androit telefon verebilirsiniz! Çünkü siz akşam yorulduğunuzda televizyon karşısında entrikalarla dolu dizileri izlerken çayınızı kahvenizi yudumlayıp mısır patlağı yiyebilirsiniz! Çünkü size savaş bulaşmamıştır. Çünkü siz henüz günlerce aç susuz kalmamış ve tonlarca bombaların altında can vermemişsinizdir! Çünkü siz henüz çocuğunuzun ölüsüne sarılmamış, daha yaşını doldurmamış bir bebeğin varil bombaları, misket bombaları ile parçalandığını görmemişsinizdir.

Çünkü… Çünkü yaşamayan bilmez, anlamaz maalesef gerçek böyle… Fakat siz bir kanadı kırık kuşa merhamet edebiliyorsanız, bir karıncanın incinmesine yanağınızdan bir damla yaş akıtabiliyorsanız, uzakta bir çocuk koşarken düştüğünde yüreğiniz sızlıyorsa…

Bu kitabı okumalısınız!...

Halep’te başladı, İkarda oradan Çisr-El Şoğur, Derkuş Şanlıurfa-Altınözü-Sarıbük köyünde bitti. Karekterler, olaylar, olay örgüleri ve yaşananlar gerçektir.

Dinlerken ağladık, yazarken, kurgularken ağladık.. Kitabı edit ederken ağladık, neden biliyor musunuz? Çünkü bu acıya Azrail melek olmasaydı o da ağlardı…

 

ARKA KAPAK YAZISI

"Bir süre sonra toz bulutu dağılmaya başladığında beton bloklar arasında annesinin elini gördü. Koştu annesinin elini tuttu. Cudi hala kucağındaydı. Annesine seslendi ama yanıt yoktu. Küçük bedenden çıkan çığlık koca şehrin her yanından duyuluyordu. Gökyüzü karanlığa bürünmüştü. Afra'nın tuttuğu el, vücudundan ayrılmıştı. Tıpkı bedeninin diğer organları gibi… Kafası, kolları, bacakları paramparça olmuş betonların altında kalmıştı. "Anne, anne!" Ağlamaktan sesi kısıldı. Büyük bir çaresizliğin kucağına düşmüştü.

Kardeşine öyle sıkı sarılmıştı ki, Cudi susmuş ne ağlıyor ne çığlık atıyordu. Afra, yıkılmış evin betonlarının arasında tuttuğu elin sıcaklığıyla, titreyen küçük dizlerinin üzerine yıkıldı.

Sanki kendini Azrail'in kollarına bırakmıştı. Göz pınarları kurumuş olmasına rağmen Allah'a yalvarırcasına birkaç damla yaş düştü gözlerinden. Yorgun, uykusuz ve aç bedeni daha fazla dayanamadı, yavaş yavaş gözleri buğulandı, usulca kapandı."

 

 
Toplam blog
: 49
: 964
Kayıt tarihi
: 03.02.13
 
 

Öğretmen / Yazar - Şair  ..