Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Baba - Ba

Baba - Ba
 

Merhaba, Hayırlı Şubatlar ,

Bu Milliyet Blog'taki ilk yazım, aslında elektronik ortamdaki de ilk yazım sayılır. Arşivimdekilere bakılırsa da yazılarımı paylaşma konusunda oldukça bencil ve tembelim. Belki de insanların kalabalığın ortasında yalnız yaşamasına bu sebep oluyordur diye düşünmüyor değilim. Yazıyorsan, paylaşacaksın. Bilinmeli değil mi ? Kafede, evde, dost meclislerinde, bulunduğumuz her anı sosyal medyadan paylaşırken ki heyecanımız ne ise, teşekkür ettiğimiz bu Blog siteleri vasıtasıyla içimizden gelenleri kaleme alırken ki yaşadığımız heyecan o olmalı. Aslında sevmem de böyle meli malı cümleler kurmayı da burdan değebildiğimiz her beyine birşey eklersek ne mutlu bana. Ben de almalıyım. Okumalıyım sizlerden gelenleri. Bu birlikteliği sağlamın en etkili yolu da çok açıktır ki düşüncelerimizi her gün yenilemek ve kağıda dökmek olacaktır.

Biraz kendimden bahsetmek gerekirse henüz 4 aylık bir baba, iyi bir aile babası olmak ve özel sektörde rıskını kazanmak isteyen bir personelim. Henüz yeni baba olduğum için bu aralar bu duygu bağını içinde barındıran her şey ilgimi çekmekte, üstüne düşünmekteyim. Evet, acemiyim ama çok istekliyim. Allah nazardan saklasın Doruk isminde bir oğlum var. Allah bütün bebekleri hastalıklardan, nazarlardan korusun. Hepsine sağlıklı bir vücut, huzurlu bir aile ortamı, iyi bir gelecek diliyorum.

Ne yalan söyleyeyim işten çıkıp eve koşa koşa gidiyorum. Evimle işim arası 15 dk. İstanbul gibi bir metropol de evine 15 dk'lık mesafede çalışmam, bu keşmekeşi yaşamadan eve varmam heralde bulunmaz bir nimet. Buna rağmen kaybettiğim her dakika için bile bazen hayıflanıyorum. Babalık ; gündüz taşın altından ekmek paranı çıkartırken aldığın bütün negatif yorucu enerjiyi, akşamda ailenin yanına varıp, pozitif enerji iyonlarının elde edilmesi gibi.. Bu duyguyu baba olanlar biliyor, ben de 12 Aralık'tan sonra öğrendim.Çok şükür Rabbime

Ee ee ee, hu hu hu gibi ninni çeşitlerini de repertuarıma çoktan soktum. Alt değiştirmeye elim yatkın, emzik tutturma, ağından düşerse geri takma. Pış pış yapma, evi bir ordan bir oraya sırtına vurarak gaz çıkarma gibi çırak işlerini öğrendim. Her gün iyi bir baba olmak için çalışıyorum. Eşimi unutmuyorum, yani unutuyorsam işten güçtendir. Fizyolojik olarak bambaşka bir varlığa dönüşen kadının ne derece kıymetli olduğunu 'yenidoğan' ların olduğu yerlerde anlamak çokta güç olmayacaktır. Çevremde yeni anneler var, güzel haberler alıyoruz. Onları izledikçe annelik büyüktür babalıktan diyorum. Değişiyorlar, bir değnek dokunuyor sanki Yaradan, üzerlerine bir kıyafet geliyor. İçgüdüler çıkıyor teker teker. Babalar işin çok arkasında kalıyor, işte çırak işleri ve sonuna kadar destek. Onunla beraber uyumak, onunla beraber uyanmak. Aile olmak hastaneden çıktığın ilk günden sonra başlıyormuş.

Üniversite yıllarımda hayata dair bazı kaygılarım vardı. Deli sorular soruyordum kendime geleceğim hakkında. O zaman düşündüklerimle şimdi yaşadaıklarımın en ufak bir bağı yok. Henüz bilimsel ve sosyolojik araştırmasını yapmadım ama kanaatimce bu olumsuz birşey değil. Sonuçta, Süprizleri kim sevmez ki? 

 
Toplam blog
: 4
: 148
Kayıt tarihi
: 17.02.14
 
 

Otomotiv sektöründe hizmet veren yabancı sermayeli bir firmanın Satın Alma ve İthalat Şefi  ..