Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '10

 
Kategori
Mizah
 

Bahtsız Bedevi'nin Kankisi...

Merhaba Sevgili Okuyucular,

Küçüklükten beri şans oyunlarına karşı bir sempatim ve müthiş bir bahtsızlığım vardır. Övünmek gibi olmasın ama işin içine herhangi bir iddia girdi mi, kaybetmek konusunda üstüme adam tanımam... Ortaokul yıllarında yazı-tura ile başlayan iddia kaybetme hayatım, daha sonra "taş-kağıt-makas", "hangi elimde bil bakalım", "tavla", "iskambil oyunları", "okey" ve daha aklıma gelmeyen nice oyunla devam etmiş olup, bu alanda uluslararası bir başarıya sahip olduğumu kanıtlar nitelikte sanıyorum. Bu konu bazen yakın çevrem tarafından da kullanılmak istenmekte ve "Abi, sen bi iddaa kuponu yapsan, bize sölesen, biz tam tersini oynasak, kazansak, sonra parayı kırışsak nasssı olur?? Nihohahaa..." şeklinde gereksiz gülüşmelere sebep olmaktaydı. (Hazır şans oyunlarından bahsetmişken, senden bir ricam var sevgili okuyucu. Şimdi, tam şuanda eline alacağın bir bozuk para yardımıyla yazı-tura atar mısın lütfen?)

Neyse, ne diyodum? Geçen gün bu tarz bir gülüşme tekrar yaşanınca,

"Görürsünüz oğlum siz, hepinizi madara edicem!" veryansınlarıyla ortamdan koşarak uzaklaşarak ilk iddiaa bayiine girdim. (Aşk-ı Memnu'da evin küçük oğlu var ya hani. Ağlayarak uzaklaşıyor ortamdan genelde. Tam öyle işte. Yeni ergen koşarak uzaklaşma modeli)

Girdim iddaa bayiine. Abuk sabuk rakamlar, kodlar, takımlar. Dedim bu ne la?

Sonra fark ettim ki yanlış yere bakıyormuşum. Dünya Kupası maçlarını buldum daha sonra rahatladım.

Her ne kadar verdiğim 2 TL'ye acısam da, yine de benle dalga geçenlerin karşısına kapı gibi bir kuponla gitmek istiyordum. Hangi maçlara oynayacağım hususunda yanımdaki nispeten bilgili gözüken kirli sakallı beyefendilerden yardım almak amacıyla, şöyle bir göz süzecek oldum, adam sanki İktisat Tarihi Sınavı'ndaymışız edasıyla, kuponunun üzerini sol eli vasıtasıyla kapattı. Ben de gurur yaptım. Kendi başıma oynadım. 2 TL'ye oynadığım kuponum 2.5 TL veriyordu. Kuponum tutsun ve şanssızlığım kırılsın diye sanırım biraz abartmıştım. Tutan kuponumu arkadaşlarımın gözüne sokmak içni sabırsızlanıyordum.

Üç maç oynadım. İlk ikisi tuttu. Tek bir maç kalmıştı. Kalan tek maçta da "çifte şans" denen ve toplam 3 ihtimalli bir müsabakanın 2 sonucunda sizin kazandığınız bir yönteme başvurmuştum. Şili-Honduras maçına oynamıştım. (Gazetede okuduğum; Şili Milli Takımı 48 yıldır Dünya Kupasında galibiyet elde edememektedir yorumu sonucunda bu maçı oynamıştım)

Ertesi gün maç saati geldi. Maç bitti. İşlerim vasıtasıyla çok ilgilenemediğim maçın sonucuna bakmak ve arkadaşlarımla dalga geçmek için gazeteyi açtım. Manşeti gördüm,

"48 Yıl Sonra Şili Galip!"

Yuhh... Ne ki bu şimdi... Berabere kalsalar kazanıyorum. Honduras galip gelse kazanıyorum. Ne yani. 48 yıl beni mi bekledin arkadaş!

Yine olmamıştı... Bahtsız Bedevi'nin kankisi modunda başımı öne eğdim. Tüm hayatım boyunca içinde çöl olan hiç bir memlekete gitmemeye dair kendi kendime söz verdim...

Buarada, yazının başında "Şimdi, tam şuanda eline alacağın bir bozuk para yardımıyla yazı-tura atar mısın lütfen?" dediğimde gerçekten yazı tura atanlara lafım;

Bence “yazı” gelmiştir.

Eğer gerçekten yazı geldiyse, ben seni yazı-tura'da yeniyorumdur ve bana bile yeniliyorsan sakın olaki başka biriyle şans oyunu oynama. Atletine kadar alırlar.

Tura geldiyse ve beni yazı turada yendiysen, hiç ümitlenme zira beni herkes yeniyor.

Bu arada unutmadan, geçmiş kandiliniz mübarek olsun...

Sevgiler&Saygılar…

 
Toplam blog
: 15
: 420
Kayıt tarihi
: 07.06.10
 
 

Sürekli farklı şeyler yapmak, Farklı alanlarda farklı başarılar kazanmaktı amacım... Farklı olmak..