Balyoz için verilen yeniden yargılanma kararı uygulanmaya başladı ve hükümlü sanıklar tahliye edildi

Kocaman bir bavulla başlamıştı…

Bavulu savcılığa taşıyan paralellerin gazetecisi(!)uzun zaman kendisini toparlayamamış, bavulun içindeki düzmece evrakların altında ezilmiş, sonunda kendilerinin kazdığı kuyuya düşerek, normal mahkemede yargılanmaya başladılar. Haklarında 52 yıl hapis cezası istenince, önce biraz viyakladılar, sonra ortada görünmez oldular…

Bavulun içindeki sahte evrakları ayırmak öyle kolay olmadı…

Bavuldaki evrakları ayrıştıran savcılar, emekli ve muvazzaf komutanları bir içeri alıp, bir tahliye ederek, adeta yalama(!) yaptılar.

Sonunda, hepsini tahliye edip, işi duruşmanın yapılacağı mahkemeye bırakmış gibi görünüyorlardı.

Nihayet duruşma günü gelip çattı ve 186 emekli ve muvazzaf subay, Silivri’de özel yapılan mahkemenin duruşma salonunda, bir savcı istedi, üç hâkim karar verdi ve salonda bulunan tüm sanıkların tutuklanmasına diyerek, salonun kapılarını duruşma için gelen sanıkların üzerine kapatarak, 5-6 saat salonda beklettikten sonara cezaevine naklettiler.

Sanıklar tutuklu olarak yargılanmaya devam ederken, mahkeme istediği gibi karar verip, tutukluların hükümlü olmasını sağladı.

Tutuklu sanıklar artık hükümlüydü ve temyiz için Yargıtay’a başvurular başladı…

Yargıtay’a yapılan başvurulardan herkes ümitliydi...

Öyle ya Ankara’da Hakimler vardı!..

Öyle olmadı, Ankara’nın hâkimleri yerini, iktidar- Cemaat ortaklığının birlikte inşa ettikleri ve adına sonradan paralel yapının elamanları denilen bir yapıya bırakmış, bu yapı adına Balyoz denilen davanın sanıklarına verilen cezaları onayladı!

Geriye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının karara itirazı kalmıştı…

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da karara itiraz etmedi.

236 asker aldıkları cezaları çekmek üzere kaldıkları cezaevinde çile doldurmaya başladılar…

Hükümlü avukatları müvekkilleri adına Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru haklarını kullanmaya başladılar…

Anayasa mahkemesi gelen bireysel başvuruları bir dosyada toplayıp, uzun ve ince(!) çalışmalar yaparak, sonunda hükümlülerin Yeniden Yargılanmasına Karar verip, kararı Çağlayan 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.

Mahkemeye iletilen Anayasa Mahkemesi kararı, kısa sürede ele alındı.

Savcı, Anayasa Mahkemesi kararına uyulması gerektiğini ve hükümlülerin tahliyesine, yeniden yargılama yapılmasını talep etti.

Mahkeme tek kararlar tüm sanıkların tahliyesine, yeniden yargılanmalarına oy birliği ile karar verdi.

İlk tahliye kararı verilen kim oldu biliyor musunuz?

Hani ıslak imzası makine atılan ve bu yüzden 16 yıl hapis cezasına çarptırılan Dursun Çiçek!

Bu kararla, Ankara’da Hâkimler var sözü geçerli olmasa da, Türkiye’de Avukatlar var dedirtti!

İnsanların hayatlarından çalınan onca yılın ne olacağı şu anda havada asılı kaldı.

Bu insanlara suç atıp, sonra zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkanlara kimse bir şey söylenmeyecek mi?