Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '11

 
Kategori
Futbol
 

Ban TFF başkanı olsam!!

Spor Toto Süper Lig yayın hakları 350 Milyon dolar. Kulüplerin bütçeleri 15 - 20 kat arttı.Dünyanın top clas oyuncu ve hoca ları artık Türkiye de çalışabiliyor. Bir Avrupa Şampiyonu çıkardık GS ile. Süper Kupa yı da aldı ayni takım. Milli Takım dünya 3 .cüsü oldu. Avrupa 3 cüsü oldu. Üst düzey organizasyonlara her düzeyde katılıyoruz. Süper Star olabilecek yıldızlarımız da var. Ama Türkiye ye yakışır bir Ligimiz yok. Kulüp Yöneticilerimiz, kendi takımları başarısız oldumu herşeyi yapıyor, düşünmüyor ki bu lig Türkiye nin, bu lig bu kadar değerli. TFF siyasi baskı altında olmadığı halde, Her yıl artan ekonomik güce rağmen, TÜRK FUTBOLuna istenen katkıları yapamıyor. TFF neler yapabilir? 

Yayın gelirlerini arttırabilir: Mevcut Lig statüsünü değiştirerek play - off a geçebilir. Bu şekilde Ligin kreması olan derbi maçlarının sayısını dörde yada beşe katlayabilir. Bu öncelikle gelirlerin artmasına, sonrasında ezeli rekabetlerin zenginleş mesine neden olur. Şampiyon, gerçek ve zorlu bir rekabet sonucunda ortaya çıkar. Bu hakem hatalarının, önemini azaltır. Hakemler de deneyimleri arttığı için daha başarılı olur. Artan maç sayısı alt yapıdan gelen oyuncu sayısının artmasına, ve kalite artmasına, ve bunların doğal sonucu olarak gelirlerin artmasına neden olacaktır. TFF elinden gelse derbi maçları oynatmamayı düşünür gibi davranmaktadır. Bu ligin en önemli maçları derbilerdir. En kıymetli maçları da onlardır. Ve bu sayıyı katlayabilmek mümkündür. 

Bilgi Bankası oluşturmak: Bilgisayar yaşamımızın içinde. TFF nin çalışmalarında da kullanıldığına şüphem yok ama. TFF ye yakın insanların ifadelerine göre sağlam bir veri tabanına sahip değil TFF. Bütün çalıştırıcı ve sporcular için sağlıklı bir veri bankası oluşturmak çok önemli. Oyuncu ve çalıştırıcıların bilgileri nin bir bilgi bankasında toplanması gerekli. Bunun yapılmasının ardından, bir futbol takımının nasıl yapılandırılacağı, nasıl yaşayacağı ve ne şekilde yöneticiliğine dair bir anayasa hazırlayarak, disiplinli çalışma başlatılabilir. Bu şekilde dünya şampiyonluğuna kadar yürüyebilecek futbolcuları yetiştirmeye başlamış olabiliriz. 

Futbolcu sayısı arttırlabilir: Bölgeler ve okullar arası ligler kurarak, futbolcu sayısı arttırılabilir. Türkiye Avrupa nın en genç nufusuna sahip ülke olarak genç nesle gereken önemin verilmediğini söyleyebiliriz. Vermiş olsak bu kadar çok yabancı futbolcu liglerimizde olur muydu? Bölgesel , okul liglerini destekleyerek futbolcu tabanını genişletebiliriz. Futbolcuları burslandırarak, okul devamlarını da sağlayarak yetiştirebiliriz. Ama bunun öncesinde bütün okullarda futbol hocalığı yapacak yönetim birimleri oluşturmak ve bunlara başarıları oranında primlendirerek çalışanları ödüllendirebiliriz. 

Çalıştırıcı sayısını arttırmak: Futbol da başarının ilk adımı nitelikli çalıştırıcılara sahip olmaktan geçer. Çalıştırıcılara ve onların eğitimlerine önem verilerek, bu konudaki açıklarımızı kapayacak olursak, gelecekte ödeyeceğimiz gereksiz yabancı çalıştırıcı ücretlerinden kurtulmuş oluruz. Futbol dünyasında çalıştırıcı ücretleri astronomik rakamlara ulaşmıştır. Özellikle bugünlerde F.TERİM e gelen yüksek bedelli kontrat tekliflerine dikkat etmemiz gerekmektedir. Bir çok yorum yapabiliriz ama en dikkat çekici olanı rakamların yüksekliği olmalıdır. Bu paraları ödemeyi isteyenlerin, aptal olmadıklarını ve başarı istediklerini anlamamız zor olmamalı. TFF, neden FT den yararlanmaz? Neden FT ye hoca yetiştirmek ve bilgi birikimini yeni nesle aktarması için istekli olmaz anlayamıyorum. 

UEFA kriterleri gelecekte kulüplerin borçsuz olmalarını öngeren kriterlerin uygulanmasını istiyor. TFF, UEFA ya bağlı olmak ile özerk yapısı içinde birçok uygulama ile güçlü kulüplerden oluşan bir LİG oluşumunu öngörebilir. Türkiye gerçeklerine uygun, kavga ve gürültüden uzak insanların huzur içinde izleyebilecekleri bir LİG, TFF çalışmaları ile gelebilir. Ancak TFF değişiklik yapmak yerine, hata yapmamak için az iş sloganı ile çalışıyor. 

Ligin sonunda artık kangren haline gelmiş ŞAİBE, ŞİKE, HAKEM sorunlarına, TFF hiçbir şey yapamaz halde. TFF işin başında olan ve bu sorunları çözmek durumundaki birim. Sezon başında hata yapabilen HAKEMe son haftalarda MHK nın tahammülü yok. % 100 emin olmadan penaltı vermeyin diyor, ya da sonucu değiştirecek ise vermeyin diyor. Fark 2 veya üzerinde ise verin diyor belki de. Bu HAKEM e baskı yapıyor, hatayı arttırıyor. Tribünde ve TV izleyen, 4üncü hakem ile iletişim kuran 2 hakem daha maçlarda görevlendirilemez mi? Bu kısır tartışmalar işin tadı tuzu mu? İzleyici bunu mu istiyor? Sanmıyorum. Bu sorunu biz çözmek için neden çalışmayalım? 

Çözemiyoruz. O zaman bu sorun ile yaşamayı öğrenmek zorundayız. Maçta bir çok oyuncunun hatasını bırakıp da direk hakeme yöenlik eleştiri yapmak yasaktır kararı alkacaksınız. Sezonun başında cezalarını katlayarak vereceksiniz, 3 defa yaptımı hiç bir düzeyde çalışma izni vermeyeceksiniz. Bunu yapmayı akıllarına getirebilir mi? Ama döneceksiniz MHK ye hiç bir hakeme sonuca yöenelik, takdir haklarını şöyle kullanacaksın demeyi kimse aklına getirmeyecek. Bunun da önlemini alacaksınız. Hakem gözlemci notlarını titizilik ile takip edeceksiniz. Kesinlikle dışına çıkılmasına izin vermeyeceksiniz. Ve ilişkilerini düzenleyeceksiniz. Yani hakemlik kurumunu islah edeceksiniz. Tartışmalar biter mi? Hakemlik futbol standart larına uygum bir gelir düzeyine getirilmeli . 

Türk Futbol unda yaşanan ve neredeyse çözümü mümkün olmayan bir çok sorunun basit çözümleri var aslında. Çünki futbol basit bir oyun. Bir çok insanın birarada tutulmasının bu kadar zor olduğu bir ortamda, farklı kültür ve yapıdaki gençlerin birada olmasını gerektiren bir oyun. İnsan ile uğraşmak bu kadar zorken, yapılacak onca iş varken, ben para veririm ve gerisini unuturum düşüncesi ile başarıya ulaşamayağımızı anlamamız gereken bir oyun. 

TFF bilgi birikimini kişisel rahatlama için değil, TÜRK FUTBOLu için kullanmalıdır. 

 
Toplam blog
: 246
: 184
Kayıt tarihi
: 08.09.09
 
 

01.04.1956 doğumluyum. İnsanca yaşamın en önemli değer olduguna inanırım. Paylaşmanın önemine ina..