Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '17

 
Kategori
TV Programları
 

Bangır bangır gelen bir cinayet! Hande Çinkitaş Cinayeti, her ayrıntısı ile kan donduruyor...

Bangır bangır gelen bir cinayet! Hande Çinkitaş Cinayeti, her ayrıntısı ile kan donduruyor...
 

"Bir çift var, biz üçümüz birlikte oluyorduk, sonra kötü bir şey oldu" diyen apartman komşusu kim? Hande Çinkitaş bir şey gördü de o yüzden mi öldürüldü?


Hande Çinkitaş, 17 sene önce 12 yaşındayken İçerenköy'deki evinde vahşice işlenen bir cinayete kurban gitti

Ölümünün arından, farklı zamanlarda farklı televizyon programlarında birkaç kez gündeme geldi.

Her seferinde de aynı toplumsal infiali yarattı.

Zira her ayrıntıyı izleyip okudukça, her açıklamayı duydukça, insanın aklı almıyor.

Ve her şey bu kadar da ortadayken, neden bir türlü dosya nihayete erdirilemiyor diye soruyor insan kendi kendine.

Hele Hande'nin arkadaşlarından, o zamanki komşularından hayat hikayesini yaşadıklarını dinleyince, insan daha bir üzülüyor.

Hani hiç kimse mi müdahale edemedi, bu çocuğun elden avuçtan kaymasına?

Çok çekmiş, çok söylemiş, sıkıntısının sinyallerini hep vermiş.

Herkes kendini haklı çıkarıyor ama gerçek ne bilmiyoruz.

Zira akla gelen soruların tüm cevapları da Hande ile toprağın altına gömüldü.

Gerçekten kardeşini çok sevdiği için mi, babasına düşkün olduğu ve paylaşmak istemediği için mi, yoksa annesinin yanına aslında geri dönemediği için mi bilmiyoruz ama eziyet görmüş, sıkışıp kalmış daracık bir hayatın içinde.

Arkadaşlarına şikayet etmiş, babaannesine halasına şikayet etmiş, annesine şikayet etmiş, babasına şikayet etmiş,

Ama kimse Hande'nin o çocuk ağzından çıkan kelimelere kulak asmamış.

Bir tane olsun şöyle tertemiz, pırıl pırıl, yüzünü gözünü net bir şekilde gösteren resmi yok ya,

Kısacık hayatı da aynen öyle geçmiş...

Umursanmadan, önemsenmeden, flu, kayıp bir hayat...

hande çinkitaş 12 yaşında öldürüldü

Bir üvey anne var, Şehnaz Çinkitaş;

Her oturduğu apartmanın ve mahallenin sakinlerine, sakinlerinin çocuklarına, apartmanın görevlilerine eziyet ettiği iddia ediliyor.

Hatta bıçakla saldırdığı, bazılarını da bıçakladığı söyleniyor.

Şuan oturduğu evin eski apartman görevlisi, Gerçeğin Peşinde programında Şehnaz Çinkitaş'ın kapıcı dairesini bile yaktığını açıkladı.

Hatta bu durumdan korktukları için o dönem apartmandaki işi bıraktıklarını ifade etti.

Sadece İstanbul değil, yazları gittikleri Marmara Adası'ndan bağlananlar da aynı şikayetleri dile getirdi.

Ayrıca Hande'nin babası Nezih Çikitaş'a ve hatta kendi oğluna da bıçakla saldırdığı dosyalara yansımış.

Nezih Çinkitaş'da bu bilgileri doğruladı.

Hande ile ilişkisi de kötüymüş...

Herkes Şehnaz Çinkitaş'ın, Hande'ye eziyet ettiğini, sevmediğini söylüyor.

Öyle ki yemek vermediği için, Hande arkadaşlarının evine gidip karnını doyurmak zorunda kalırmış.

Evi Hande'ye temizletip, kardeşini sevdirmediği de bilgiler arasında.

O dönemdeki okul arkadaşları da telefonla bağlanıp bu bilgiyi doğruladı.

Şehnaz Çinkitaş hakkında çokça şikayet var ama hep delil yetersizliğinden bir şey yapılamamış ve serbest kalmış.

Birileri iftira atıyor desek, her oturduğu apartman ve mahalleli mi iftira atıyor?

Ortada pimi çekilmiş bir bomba var ama kimse bir şey yapamıyor.

Anlamak mümkün değil.

hande çinkitaş cinayeti katil zanlıları

Bir baba var, Nezih Çinkitaş;

Kızının cinayetinin ardından 14 yıl sonra, karısı Şehnaz Çinkitaş'a boşanma davası açınca, mahkemeye kızı Hande Çinkitaş'ın ölümü ile ilgili karısından şüphelendiğini açıklayan dilekçeler vermiş.

Ama Serap Ezgü'nün programı Gerçeğin Peşinde'ye telefonla bağlandığında "kaç kişi kocasının ayağını yıkar" deyip, karısıyla ilgili iftihar eder sözler de söyledi.

Cinayetin gerçekleştiği apartmandan arayanlar, baba Nezih Çinkitaş'ın cinayet günü davranışlarının garip olduğunu vurguluyorlar.

Hani sanki Hande Çinkitaş'ın cenazesini bulmadan önce; apartmanda komşulara gitmesinin, hiç kullanmadığı asansöre binmesinin amacının, kendini birileri tarafından görünür kılmak olduğu yönünde açıklamalar var.

Kızının cesetini bulduktan sonra komşularını eve davet edip; bakın burada bıçak var, kızımın kafasına çekiçle vura vura öldürmüşler gibi soğuk kanlılıkla konuştuğu da ifade ediliyor.

Bir anne, bir babaanne, bir hala var;

Hande Çinkitaş üvey annesi için, bu kadın bana kötü davranıyor, beni öldürecek demesine rağmen 12 yaşındaki çocuğu çekip o evden alamamışlar.

Öylece olan biteni izlemiş, belki de önemsememişler.

Bu arada programa bir kadın telefonla bağlandı ki, dinlerken dehşete düşmemek mümkün değil.

İsmini vermek istemeyen izleyici, o yıllarda bir adamla flört ettiğini ve üçüncü buluşmada adamın, "oturduğum apartmanda bir çift var ve biz üçümüz birlikte oluyorduk ama sonra çok kötü bir şey oldu" deyip sustuğunu söyledi.

Telefondaki kadın televizyondan Hande'nin cinayetini duyunca, İçerenköy'de oturmaları ve üvey anneyle baba ile ilgili açıklanan garip bilgileri de birleştirince, şüphe duyduğundan programı arayarak, adamın ismini verdi.

Ve evet bahsi geçen o adam, cinayetin işlendiği o apartmanda oturuyor.

Ayrıca cinayet günü eve girildiğinde, salondaki dvd'nin üstünde, bir çocuğun kolayca ulaşabileceği şekilde ortada duran, cinsel içerikli cd'ler polisler tarafından bulunuyor.

Şehnaz Çinkitaş'a bu cd'ler sorulduğunda;  "kocamla sıkça seyrederdik. Hande'nin uyuyup uyumaması, orada olup olmaması, cd'leri izlerken bizim için önemli değildi" şeklinde ifade veriyor.

Bu arada Hande arkadaşlarına, Şehnaz'ın bir adamla ilişkisi olduğunu söylüyor.

Ölmeden birkaç gün önce de; anne, hala ve babaannesine, "bu hafta sonu babamla toplanalım, anlatacaklarım var, babamı bu kadından kurtarmamız gerekiyor" diyor.

serap ezgü gerçeğin peşinde

Sonuç olarak; cinayeti o evden birinin işlediği net bilgi.

Cinayet esnasında kullanılan kesici aletlerin hepsi, eve ait.

Zaten aslında sorunda o, maddi delil yok.

Ama bangır bangır gelen bir cinayet söz konusu.

Hem de canice ve nefretle işlenmiş, korkunç bir cinayet...

Hande Çinkitaş için yaşarken kimse bir şey yapmamış.

Belki konduramadıkları için, belki kolaylarına geldikleri için, belki herkesin hayatı o çocuğun hayatından daha kıymetli olduğu için.

Aslında her şey ortada...

Yaşasa 29 yaşında olacaktı Hande.

Umarım bu sefer katil ya da katiller hak ettikleri yere gönderilir de, zaten ömrünü çilelerle geçirmiş Hande, hiç değilse bundan sonra yattığı yerde rahat uyuyabilir.

Biraz olsun vicdanlar da rahat nefes alır.

Televizyon, sinema, yaşam ve sokaktaki hayat üzerine diğer yazılarımı okumak istiyorsanız, http://www.bibaksana.com.tr adresli bloguma uğramayı unutmayın. :)
 
 
 
Toplam blog
: 172
: 1971
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

Okur, gezer, izler ve yazar...                 ..