Barış ve kardeşlik içinde yaşanmayı bilmeliyiz

Barış ve kardeşlik bir bütünlük oluşturmaktadır. Barış ’’Haklar ve devletler arasındaki köklü bağlardan bir tanesidir. Bu ilişki toplumda daha çok savaşa başvurma olasılığını dışta bırakan bir durumdur.

Uzlaşma sınıflar veya toplumlar arasındaki en güçlü bir bağdır. Uzlaşma oluşturmadığınız takdirde dış güçler için kaçınılmaz bir durumdur. Buradaki dış güçler bir nevi egemen sınıflar kendi politikalarını uygulayabilmek için her türlü zorlama aracına başvururlar.

Emperyalist ülkelerde eşit olmayan bir olgu ile gelişmekte olan ülkelerde yeniden bir oluşum yaratmak için elerinden geleni yapmaktadırlar. Emperyalist politikası ile dünyanın yeniden yaratarak kendi çıkarlarını ön planda tutmalarıdır. Bunu da görüyoruz ki dünya savaşlarına, insanları, kentleri, uygarlıkları hunharca yok edercesine karşıt görüşleri birbirine saldırgan bir halle getirerek başara biliyorlar. Barış içinde birlikte yaşamak varken farklı ilçelerde benzer olayların yaşanması giderek ülkemize zarardan başka ne getirebilir ki, Farklı toplum ve devlet düzene sahip devletlerin barış ve kardeş duygusu içinde dışa ders verecek bir şekilde birlikte kenetlenerek iç içe yaşanmadır. Barış içinde yan yana var olan bir politika ile karşıt düşüncelere saygı ve sevgi içinde yaşanmalıdır. Farklı toplumsal düzene sahip toplulukların barış içinde birlikte yaşamak için sürdürdükleri mücadele ile görkemleşmiştir.

‘’Toplumlarda beraberlikler kaçınılmazdır. İçinde bulunan toplumun can damarlarından biri koparsa, toplumda kendi içinde parçalanarak yok olmaya doğru gidecektir. Ayni dilli konuşan, ayni kültürü paylaşan, ayni havayı teneffüs eden kültürler ve bu kültürlerin farklıkları oluşturan kültür, dil, din, değer yargıları ne olursa olsun aynı topraklar üzerinde kardeşçesine birlik, beraberlikten ödün vermeden ayakta durmak gerekiyor’’. Daha önce değindiğim bu yazımda bugün göster diki bizler daha duyarlı bir toplum haline gelmiş değiliz. Kendi bilmezin biri çıkıyor bir olay başlatıyor ve arkasında fısıltı gazetesi olayı abartarak olayları adeta büyüterek toplumda bir kutuplaşmaya doğru itilircesine gidilmektedir.

Bursa İnegöl ve Hatay Dörtyol da ki olaylarda tıpkı böyle ortaya çıkarcasına kaç günden beridir sanki bir iç savaşa sürüklercesine iki farklı toplumu birbirine kırdırmaktadırlar. Hâlbuki yılardır iç içe yaşanmış, kaynaşmış, akraba olmuş iki toplumda birlikte yaşamaya devam etmelidir. Aksi bir durum olursa emperyalist düşüncelerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Barış ve kardeşlik yurtseverlik düşüncesi ile bütünleşmelidir. Etnik ve politik süreçlerin bir kenara bırakıp sosyal kutuplaşmayı göstermek gerekmektedir. Yurtseverlik duygusu ile bütünleşmeyi sergileyerek yüzlerce, binlerce yıldan beri birlikte yaşanmış farklı toplumlar, farklı süreçlerde, farklı kültürlerde ödün vermemiş millet topluğunda oluşmaktayız. Bir dönem İç çatışmayı sergilemek için alevi, Sünni olaylarını yaratılar. Bugün ise siyasi olayları göz ardı etmeden kardeşçesine birlikte öyle bir kaynaşmış iki farklı kültüre sahip düşünceleri çatışmaktadırlar. Hepimize düşen tek görev lütfen duyarlı olmalıyız. Tek taraflı düşünmemeliyiz. Bugün sosyal, ekonomik yapılar daha sağlamlaştırmalıdır. Her yönü ile halk arasında ayrıştırmayı değil, bütünleştirmeyi düşünseler daha iyi olmaktadır. Türkler ile Kürtler öyle kaynaşmışlar ki bu kaynaşmayı ayrıştırmak kimseye bir şeyler katmaz, katamazda. Bu ayrıştırma ülkemize zarar vermektedir.