Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Barış ve kardeşlik sosuna bulanmış macera…

Barış ve kardeşlik sosuna bulanmış macera…
 

Son günlerde bir Kürt açılımıdır gidiyor. Neymiş en sonunda Kürtler demokratik haklarına kavuşacakmış. İktidar partisi düne kadar görüşmem dediği DTP ile can ciğer kuzu sarması. (Allah muhabbetlerini arttırsın) Yazarlar, çizerler, Sivil Toplum Kuruluşları parti elemanları, herkes bir şeyler söylüyor. Ortalıkta inanılmaz bir gürültü kirliliği. En sonunda sanayiciler ve iş adamları da koroya katıldı, tamam oldu.

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan insanların etnik kimlikleri ne olursa olsun demokratik haklardan herkes gibi ve herkes kadar yararlanmasına kimsenin itirazı yoktur.

Bu konuyu biraz irdelemeden önce vurgulayalım. Anayasamızın belirttiği gibi Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir.

Üniter devlet, Siyasi otoritenin tek merkezde toplandığı, merkezî otoritenin tek bir anayasa ile sağlandığı devletlerdir. Yasama organının yaptığı kanunlar bütün ülkede uygulanır.

Şimdi Kürtlere bir bakalım ne kadar demokratik hakka sahipler.

    Kürtler istedikleri dine mensup olabilirler mi? Kürtler, kanun önünde diğer etnik kimlikli yurttaşların sahip olduğu haklara sahip mi? Kürtler, sınavını kazandıkları her okula girebilir mi? Kürtler, devletin her kademesinde görev alabilir mi? Kürtler ülkenin her yerine özgür olarak seyehat edebilir, istediği yerinde yaşayabilirmi? Kürtler, sanayi, ticaret, sanat gibi konularda diğer etnik kimlikli vatandaşların sahip olduğu haklara sahip mi? Kürtlerin seçme ve seçilme hakkı varmı? Asker olabilir mi?

Sanırım bu sorulara verilecek tek yanıt EVET olacaktır. Yani anayasamızın çizdiği sınırlar içersinde Kürtler her türlü demokratik olanağa sahiptir. O zaman bu yapılanlar ne? Eğer Kürt toplumu medyada dillendirilen özerklik, ana dilde eğitim ve daha burada dillendirmek istemediğim bazı ayrıcalıkları istiyorlarsa o zaman yapılacak iş başkadır.

İktidar en önce anayasamızdaki üniter tanımını kaldırmalıdır. Çünkü mevcut hali ile anayasa buna izin vermez. Bunu iktidar bilmezmi? Yarın bu türlü bir girişimi anayasadan döndüğünde ortaya çıkıp madur edebiyatı yapmaya başlayınca samimiyetine kim inanacak?

Konunun birde diğer tarafı var. DTP, açılımın şartlarını İmralıdaki belirler diyor. Bu günkü medyada Bebek katilinin isteklerini okuduk. Savunma gücüne kadar kendinde olacak bir özerklikten bahsediyor.

Meclisteki partilerden CHP ve MHP bu işe kesin karşı. İktidarın yanında kim var? DTP. O da şartları İmralıdaki bebek katili belirler dediğine göre Hükümet kiminle dirsek temasında?

Dünyanın hangi demokratik ülkesinde hükümet teröristle veya sözcüleri ile pazarlık ediyor, veya etmiş?

Türk halkı 40000 insanın ölümünden sorumlu terör örgütünü af edermi?

Bayağı zor sorular değilmi. İnanıyorum ki, içinde insan ruhu bulunan hiç kimse bu sorulara müspet cevaplar veremez.

Ülkemizin bölünmesini AKPnin de istemiyeceği kesindir. O zaman insanın aklına başka şeyler geliyor. Mesela, yıpranmaktan, eskimekten, korkunç ekonomik krizin etkilerinden, gerçekte pekde demokrat olmadığının anlaşılmasından dolayı bir dahaki seçime kadar eriyeceğini ve önümüzdeki dönemde seçilemeyeceğini düşünüyorda yeni mağduriyet oyları mı toplamaya çalışıyor. Umarım bu maceraya bu düşüncelerle girmemiştir. Çünkü burada bütünlüğümüzü kaybetme riski vardır.

Salı, 18/8/2009

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..