Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

CHP tabanındaki sosyaldemokrat öz...

CHP tabanındaki sosyaldemokrat öz...
 

Deniz Baykal, sosyaldemokrasinin önündeki engel


Deniz Baykal liderliğindeki CHP yeni milenyumda çok büyük dalgalanmalar yaşıyor. Bunu CHP'nin genel tarihsel yapısı ile ilişkilendirmek de mümkün elbette ancak ben bunu liderin yarattığı bir istikrarsızlık olarak görüyorum. Çünkü 12 Eylül sonrasında Erdal İnönü'nün etrafında toplanan ya da onu liderliğe taşıyan kadro özellikle 1989 yerel seçimlerine kadarki süreçte "sosyaldemokrat" bir kimlik taşıyordu.

1991 Genel Seçimleri Türkiye için büyük bir dönüm noktasıydı. Erdal İnönü büyük bir risk alarak kendi partisinden ayrılmış Kürt kökenli milletvekillerinin oluşturduğu parti ile seçim birlikteliği yapıp, onların parlementoda temsil edilmesinin yolunu açmıştı.

Balık hafızalı olanlar o günleri unutmuş ya da unutmak isteyebilirler ancak SHP'nin o gün yaptığı açılım bugün aralarında AKP sıralarında oturanların da bulunduğu kişiler tarafından "bölücülükle" dahası "terörü meclis çatısına sokmakla" suçlanmıştı.

Demirel koalisyon kurmak zorunda olduğu SHP'nin bu yapısını onaylamak zorunda olduğundan Kürt realitesini tanıdığını belirten bir açıklama yapmıştı.

SHP, Türkiye'de Güneydoğu Bölgesine yönelik çalışma yapan ilk yasal partiydi.

Ancak çok zor günlerdi. Türkiye'nin 1991 ile 1998 yılları arasında yaşadığı o karanlık günlerin çözümlemesini yapabilecek kişilerin önemli bölümü yine o tarihlerde suikastlere kurban gittiler.

Deniz Baykal, İnönü lider olduğu tarihten itibaren tarihin en büyük hiziplerinden biri olduğunu ispatlacasına sürekli karşısına çıktı durdu. İnönü'yü bir anlamda siyasetten soğuttu bile denilebilir. Sadece İnönü'yü mü? SHP ve sonradan CHP'nin içindeki bütün sosyaldemokrat nitelikteki kişileri de...

Sosyaldemokrat Halkçı Parti, Deniz Baykal liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi'ne dönüşürken başındaki sosyaldemokrat niteliğini de yitirdi.

SODEP-SHP çizgisinin 12 Eylül sonrasında Türkiye'nin normalleşmesine önemli katkı sağladığını söyleyebiliyoruz. Ancak CHP'nin aynı enerjiyi taşımadığını da rahatlıkla görebiliyoruz.

CHP bugün muhafazakarlığı temsil ediyor. Söylediği yeni hiçbir şey yok. Eskiyi koruma adına da güncel olanı yitiriyor. Ancak şu ayrımı ortaya koymak gerekiyor bugün yeni söylem adında Türkiye tarihini karalamaya çalışmak da oportünizmdir. Bu ikisi birbirinden derin çizgilerle ayrılmalıdır.

CHP'nin devletçi duruşu da modern devlet yapısıyla zıtlaşıyor.

Dahası CHP kendisine oy veren ve benim sosyaldemokrat olarak gördüğüm tabanıyla da çelişiyor. O taban da CHP'nin söylemlerini doluya mı boşa mı koysun bir türlü karar veremiyor; anlamıyor.

Bugün Türkiye'nin yepyeni bir sosyaldemokrat bir partiye ihtiyacı vardır. CHP, bunu taşımaktan da dönüştürmekten de potansiyel olarak uzak kalmıştır.

Türkiye'nin sadece sosyaldemokrat değil, sosyalist bir partiye de yelpazede ihtiyaç duymaktadır. Önceki yazımda değindiğim Dünyayı bekleyen büyük enflasyon tehlikesi çok reel bir gelecektir. Bu gelecekte tüm dünyayı kapsayacak krizden çıkış yolu dünyanın sosyaldemokrat bir dengeye oturtulması zorunluluğudur. Ben bunun liberalizmle sağlanacağına inanmıyorum. Çünkü bu krizi liberalizmin kendisi hazırlamaktadır.

Açıkçası beni CHP'nin kendisi değil tabanı, o tabanın çözülmeye başlayan sosyaldemokrat niteliğinin yeniden toparlanması ilgilendiriyor. Bunun da mümkün olduğunu düşünüyorum.

Bugün özellikle Türkiye'nin yeniden normalleşmesi için bir takım fikir hareketleri başklamışken bu ivmenin içine böylesi bir açılımın da dahil olması, muhafazakar CHP çizgisinden başka bir alternatifin de olabileceğini görebilmek, gösterebilmek gerekiyor.

Uzay Gökerman
 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..