Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

Barışın aktörleri

Başlatılan Barış Süreci yakın tarihte sonuçlandığı zaman arkasında konuşulacak çok fazla konu, tartışılacak çok fazla mesele ve kabuk bağlaması için çabalanacak çok fazla acıyı içinde barındırarak nihayetlenecek. Geçmişten bugüne kadar Anadolu toprakları uzun yıllar büyük acı ve kahramanlıklara sahne oldu, savaşlar, işgaller ile birlikte aynı kültür mozaiği içinde doğup büyüyüp yaşamış insanların, birbirlerine çektirdikleri acı ise bunların içinde en yaralayıcı olanıydı. Tarihçiler bu dönemleri Osmanlı İmparatorluğu ve sonrası diye değerlendirip dönemlere ayırabilir, hatta her dönemi kendi içinde ‘neden/sonuç’ ilişkisi ile sorgulayıp bir vicdan muhakemesine bile gitmemize yardımcı olabilir/olmalıdır, ancak ben yakın tarihte yaşadıklarımız ile ilgiliyim. Öyle ki dünyada her türlü özgürlük ve demokrasi isteklerinin arttığı 1960’lı yılların başları ile 1989 yıllarına kadar üzerinde yaşadığımız coğrafyanın acıları çok daha önemli ve çözülmesi çok daha elzem tarihsel bir dönem olarak görüyorum.

Kısa ve çok yüzeysel olarak o dönemi hatırlarsak eğer, ülkenin tüm sosyalist, devrimci ve solcuları ile birlikte muhafazakar, milliyetçi ve liberalleri bile olağanüstü komplolar ile çatıştırıldı. ‘Darbe Zemini’ oluşturulduktan hemen sonra ise başta idamlar ve işkenceler ile suçlu/masum ayırdı yapmaksızın cinayet ve katliamlar rutin hale getirildi, sadece cezaevleri değil neredeyse ülkenin her yeri açık cezaevine dönüştürülerek, toplum hızlı şekilde farklı tarzlarda kutuplaştırıldı. Her türlü fiziki ve akıl almaz işkencelerin yapıldığı cezaevlerinde ölümler toplumdan gizlenirken, dışarıdakilerin birbirlerine karşı nefret ve öfkeleri, ideolojik, inanç, sınıfsal ve toplumsal statüleri kullanılarak/şiddetle bilenerek ayrışma güçlendirildi, hızlı ve sonuç alıcı şekilde toplum korkunç şekilde muhbirleştirildi. Güvensizlik ortamı başarılı kılındıktan hemen sonra ise komik bir seçme/seçilme oyunu sahneye bırakıldı ve ülkede Demokrasi Yeniden Tahsis Edildi. İşte işin bundan sonrası yazının özünü oluşturan Barışın Aktörleri için sahnenin ve/veya perdenin yeniden açılması için zemini oluşturdu.

Bu savaşta ülkemizde etnik kökeni ne olursa olsun “Genç İnsan”ölümleri ardından bundan sonraki hayatına, gözünü her açtığında “Acı” bir “Fotoğraf/Anı” ve “Gerçekleşmeyen Kavuşma / Hayalleri”ile yaşamak zorunda kalan insanlar oldu. Yaşanan bu süreçte EVLATACISIyaşayan “Anne-Baba-Ağabey-Abla-Kız/Erkek Kardeş-Eş-Çocuk/Evlat-Akraba-Arkadaş-Dost ve Komşu”umutla yeni bir güne uyandı, bundan sonraki hayatlarını ise bu “ACI HATIRA” ile geçirmek zorunda kalmanın travmasını iliklerine kadar hissederek yaşadı.

Başlatılan Barış Süreci yakın tarihte sonuçlandığı zaman arkasında, işkence tezgâhlarından geçmiş milyonlarca evet milyonlarca insanın asla kabuk bağlamayacak yaralarının acıları olacak, yine bu acıları fiziksel ve asla onarılamayacak ruhsal/psikolojik acıların izleri olacak. Başlatılan Barış Süreci yakın tarihte sonuçlandığı zaman arkasında, yargısız infazlar ve kayıp ailelerinin yaşadığı acılar ile on binleri geçen fail-i meçhul kurbanları ve ailelerinin yaşadığı acıların ağır izleri olacak.

Sürdürülen Kirli Savaş sırasında doğdukları coğrafyalardan sürgüne gönderilen ve/veya göçe zorlanan her türlü mülteci ve ilticacı Barışın Aktörleridir, çünkü onlar hiç istemedikleri halde doğdukları topraklardan ya düşünceleri ya da çeşitli baskılar sonucu Mülteci Yaşama mahkûm edilenlerdir.   

Hukuk boşluğu ve bilinçli oluşan nefretle masum yere yargılanıp ceza alan, hayatlarının bir dönemini-uzun ve/veya kısa-cezaevlerinde geçirmek zorunda kalanlar, siyasi yasaklara maruz kalanlar ve yaşadıkları işkence-zindan baskısından sonra tek kurtuluşu dağlara sığınmakta görenler Barışın Aktörleridir.

Tarafı dahi olmadığı, çevrelerinde nelerin nasıl yaşandığını dahi bilmeyen ancak bu kirli savaşta hedef haline gelip hayatlarını kaybeden binlerce ÇOCUK Barışın Aktörleridir.

Bu coğrafyada yaşayan her ANNE ve KADIN kaybettikleri ile beraber, kayıpları için gözyaşı dökenlerle birlikte ağladığı için, yaratan duyarlığı ile çektiği acıları tam da içinde hissettiği için Barışın Aktörleridir.

Hiç şüphesiz ki daha hayatlarının baharında idealleri ve hayalleri için tercihlerini yapan, hayatlarını savaşta/çatışmalarda kaybeden yüz bine yakın Asker ve Gerilla Barışın Aktörleridir.

Yukarıda yazılacak ve sıralanacak o kadar çok kişi, kurum, oluşum var ki neredeyse sıralamak ayrı bir kitap konusu olabilir, şüphesiz Barış Süreci tamamlandığında, asıl iş ve görev toplumun duyarlı tüm katmanları ile meslek gruplarına, entelektüel, aydın ve sanatçılarına, aktivistlerine, siyasetçisine, edebiyatçısına, yazarına, sinemacısına kısaca herkese ayrı görev düşecek.

Yaklaşık kırk yıla yakın bir zamandır açık şekilde devam eden bu çıplak savaş ve şiddet ortamının bitmesi için, kamuoyunun görmek istemediği ve/veya yan yana getirip telaffuz etme cesareti olmadığı iki önemli Barış Aktörü ise hiç şüphesiz ki Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep TAYYİP ERDOĞAN ve PKK Lideri Abdullah ÖCALAN’ dır.  

Tarihe adlarını bu şekilde yazacak insanlarla birlikte bir de tarihe adlarını kazınarak çıkmayacak şekilde yazan, Oluşan Siyasi Kürt Pazarını Sevenler ve Buradan Nemalanan/Nemalanmayı Planlayan ve Nemalanacak Her Kesimden Kişi/Kurum ve Oluşumlar. Türedi Solcular/ Göstermelik Halkçılar/ Sözde ve Sonradan Devrimciler/ Süreç Fırsatçıları ise yaşanan bu süreç ve tarihe Barışın Çapsız ve Kişiliksiz Kötü Figüranları vardır ve bundan sonra da olmaya devam edecekler.  

İtirafçı/İhanetçi ve Tetikçiler/Kontrgerilla ve Özel Savaç Baron-Piyonlar, Uyuşturucu/ Silah/ İnsan Kaçakçıları/Fuhuş Baron/Patronlarıaynı şekilde yaşanan bu süreç ve tarihe Barışın Çapsız ve Kişiliksiz Kötü Figüranları vardır ve bundan sonra da olmaya devam edecekler.

Bu topraklar yaşanacak acılar yerine dört mevsim Barış, Kardeşlik ve Sevgiyi fazlasıyla hak ediyor

 
Toplam blog
: 18
: 271
Kayıt tarihi
: 30.08.07
 
 

01.06.1968 yılında Diyarbakır Merkez Hançepek Mahallesinde dünyaya geldim; İlk-Orta-Lise ve Diyar..