Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '07

 
Kategori
Anılar
 

Bartın'ın simgesi

Bartın'ın simgesi
 

Nerede kalmıştık? En son Bartın garajından sizleri uğurlamıştık tatil sonu. ’’Durdurun dünyayı’’ diyenler inmişler ve Bartınlı olmaya karar vermişlerdi. Geri kalanları da birlikte uğurlamıştık garajdan. Bartınlı olmak demek, meseleleri ele almak demek, çare bulmak demek, faydalı olmak demek.

Bartın’ın şu futbol anılarını, sizlerle paylaşalım dedik. Bir "portre" den bahsedeceğiz. Bartın’a, "Bartınspor" a emek vermiş bir hocadan bahsedeceğim: "Şaban Hoca" Diğer yaygın adı ile: "Kara Şaban" Karalığı, esmerliğindendir. İşte böyle. Yıllar geçse bile anılardan eksilmezler. Biz onu anmakla, Bartınlıların vefasını göstermek istiyoruz. Ama ne yazık ki stadyuma onun ismi verilmedi. Büyük eksiklik. Bir sokakta adı bile yok. İsimsiz kahraman o.

Bartın Gençlikspor, Bartın’ın ilk futbol takımlarından. 1946-195O lerde Asma Mahallesinde, "Top Tarlası" denilen yerde futbol oynanırdı. Çimleri ineklerin pislikleriyle beslenirdi. Çimin boyu neredeyse diz boyuydu. Top kaybolurdu çimenlerde. İşi gücü bırakıp, meşin top aranırdı çayırlıklarda. İki kalesi vardı, evlere şenlik. Arkalarında ağ yoktu. Bartınlı kızlar, işlemeli tül perde gererlerdi kaleye. Bir top geldi mi, yırtılır parçalanırdı. Bu yüzden top kaleye girdi mi girmedi mi belli olmadığı için münakaşalar olurdu. Gol mü değil mi diye. Hakem zor anlar yaşardı. Etraftan şahit aranırdı: "Bu ne iş?" diye. Bizler küçüktük. Olanlara, katıla katıla gülerdik. Lorel Hardi filmleri gibiydi maçlar.

Topun oynanacağı sahada oturacak yer yoktu. Herkes oturağı minderi ile gelirdi. Maçın en heyecanlı yerinde, bir bakarsınız oyun aniden durmuştur. Sebep? Sahaya inek girmiştir. Elbirliği ile kovalanır çıkarılırdı inek. Halkın arasından ineklerin de sokulup, maçı izlediği olurdu. Bir bakardınız futbolcu, kaleci ile karşı karşıya gelmiştir, yanında kimse yoktur. Ve şrraak diye düştüğü görülür futbolcunun. Sebep, ineğin pisliğine basmış, iki seksen uzanıvermiştir yere. Hem maç oynanırdı hem de kahkahalar atılırdı maç boyunca. Şen şakraktı maçlar. Takım yenilse bile aldırış eden olmazdı. Sadece: "Ah ne eğlendik, ne eğlendik" denirdi.

Şaban Hoca takımın bel kemiği idi. Kafası kızdı mı rakiplerini çalımlayarak golü tek başına bulurdu. Kızdığı futbolcuya, avazı çıktığı kadar bağırırdı: ‘Ulan eşeeeekkk!!’’. Sesi, yedi mahalle öteden duyulurdu.


Şaban hoca, ’’Tek seçici’’ idi. Futbolu, Bartın’lılara sevdirdi .Eli ağırdı. Vurdu mu oturttururdu. Testiyi kendi yapar, kulpunu da kendisi takardı. Ortaokul ve İlk okulların tek spor hocasıydı aynı zamanda. Futbolda federasyon gibiydi. Kararları kendisi verirdi. En namlı Zonguldaksporu Bartın’da yenmişlerdi. Kalede Atlan Santepe vardı. Sonra İzmir Altay kalecisi olduydu. Hem okulun, hem de sporun ‘’Başöğretmeni’’ idi Şaban Dalay. Bir spor malzemecisiydi. Kıyafetleri o seçer beğenirdi. Nedense kendisi değişik forma ile sahaya çıkardı. Çoğu kez Ertuğrul Öder hakemlik yapardı. Orta Okulun beden eğitimi Öğretmeniydi aynı zamanda. Şaban Hoca, denilebilir ki, Bartınlıların yarısından çoğunu, pataklamış adamdır. En çok sopayı da ben yerdim. Nice sonra kendisine Amasra’da buldum ve sordum bunun sebebini. Cevap diplomatikti: "Sen Polis Müdürünün oğluydun.Senden başlardım ki diğerleri örnek alıp beni şikayete gitmesin" İyi tedbir değil mi? Ertuğrul Öder iyi ki geldi de kurtulduk sopasından..

Bartınlılar kadirşinastırlar. Böyle bir insanı unutmazlar. Belediyeye görev düşüyor. Şaban Hocanın bir büstü stat girişine konulmalıdır. Yahut stada onun ismi verilmelidir. Kendisine sporumuz adına minnet borcumuz vardır. Şaban Hoca gibileri bir daha gelmediği için, Bartınspor, birinci ligin kapısından dönmüş, üçüncü lig’den de düşmüştür.

Eski adı: "Top tarlası" Yeni adı stadyumun her karışında onun hatıraları vardır. Belediyeyi göreve davet ediyoruz. Bu fani dünya sizlere de kalmaz diyoruz. Hocamızın ruhu şad olsun diyoruz.

Bartınspor’un tarihine bakıyoruz Erkan Aşcıoğlu’nun kitabından. Şöyle yazıyor orada: "Bartınspor 1935 yılında kuruldu. 1926 yılında sportif alanda gözüktü. 1983 yılında üçüncü, 1987 de ikinci lige yükseldi. 1989 yılında da birinci lige aday oldu. 1958 yılında da Kemal Camcı, Şaban Hocanın yerini aldı. 1998 yılında tekrar 3.lige çıkan takım, burada bir yıl tutunabildi. Belediyeye rağmen düşüşler önlenemedi ve takım sahalardan tamamen silindi’’ Evet gelinen nokta budur. Şaban Hocanın zamanında çevre takımları çok namlıydı. Hocamız onları teker teker yenmesini bilmiş bir adamdır.

Bartınlılar, kadirşinastır. Belediye bu işe el atacaktır. Şaban Hoca'yı seven koskoca Bartın kitlesi alınacak kararı alkışlayacaktır. Bartınlılarla konuştuk."Kara Şaban gibisi bir daha gelmedi . Bu hallere düştük" diyorlar. Gelin belediye olarak Şaban Hoca'mıza sahip çıkın. Bundan sonraki antrenörlere, futbolculara ışık tutsun. Bartın’ın Milletvekili seçilen Belediye Başkanına sesleniyoruz. Gönüllerde taht kurup, yerinizi perçinlemek istiyorsanız, Şaban Hocamıza gereken ilgiyi gösterin. Bu halkı kazanmanın biricik yollarından biridir. Bu yolu size biz öğretecek değiliz. Bekleyeceğiz, takip edeceğiz, göreceğiz…

Ve Şaban Hocamız, nur içinde yatsın.


NOT: Yukarıdaki Manşet resimde Şaban Dalay, soldan altıncı. Sol baştaki de bu gün hayatta olan Ertuğrul Öder. Soldan 11 nci Kaleci Turgut Giresunlu(Hayattalar)

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..