Başarı, Yargı ve Yeni Nesil

Baba çocuğuna : 

- "Oğlum, Atatürk senin yaşındayken sınıfının birincisiydi." demiş.
Çocuk da babasına :
- "Senin yaşındayken de Cumhurbaşkanıydı, biz bir şey diyor muyuz?” demiş. 

“Haklı” diyesi gelmiyor mu insanın? Büyüklere cevap verilmezdi eski usul terbiyelerde. Bu terbiye ile yetişen nesil bugün yeni nesiller yetiştiriyor. Sınıfın birincisi olması için teşvik edilmeye çalışılan çocuk babasına rahatlıkla böyle bir yanıt verebiliyor. Bugünün çocuklarının oy verdiği günler geldiğinde sizce bugünün liderlerine şans verirler mi? 

Ülkemizde taraftarlık yaparak siyaset yürütme döneminin son demlerini yaşamaktayız. İşte atalarına bu fıkradaki gibi “siz ne yaptınız?” diye hesap soracak birileri geliyor. Onların zihninde yargılanıyor tüm olanlar. Siyaset öyle bir mekanizma ki, içinde toplumu öğütüyor. Öğüttüğü yeni nesiller de onu öğütüyor, yeniliyor. 

Yargıladığımız liderlerin üzerindeki parti levhasını tamamen kaldırsak ve ellerindeki seçim beyannamelerini siyasi kimliklerinden arındırsak. Hepsini alıp yanyana koysak, hangisine oy vereceğimize yalnızca ülke için yapacakları hizmetler çerçevesinde karar verecek olsak... kim başarı düzeyini korur? Babadan dededen bu yana kimbilir kaç kuşak süregelmiş adetler üzerine oy verebileceğimiz bir ipucu olmaz ise, geriye hangisi kalır? Bir liderin vasıflarını bu seçimde Türkiye’nin en büyük makamlarına getireceğimiz kişilerde bilinçli şekilde aramak seçmen olarak bizi ne kadar o partiye yöneltir? 

Oy vermeden önce durup düşünelim şöyle; Atatürk’ün liderliğinde inşa edilen ve bugüne getirilen hizmetler bugünün ihtiyaçları ile yenilenmiş mi, daha iyiye götürülmüş mü? Üniversitelerimiz dünyada bilimsel çalışmalar ile anılıyor mu? Seçeceğimiz adaylar ne kadar ülkemiz çıkarlarına, ne kadar yandaşlarına hizmet edecek? Yalnızca parti liderlerini ve parti sloganlarını değil, tek tek adayları ve tüm partileri bu resimde net olarak görmeliyiz. 

Millet iradesi gözü kapalı teslim edilemez. Türk milleti tarihinde, dilinde, kültüründe ve özünde derlediği tüm birliktelikler ile birlikte bir el olarak seçime gidecek. O eli gözü kapalı uzatmamak gerek. Muhakkak ki seçenekler dahilinde en idealini belirlemek, en büyük vatandaşlık görevidir. Oy vermek, en azından gözü açıp biraz çevreye bakmak, bu sorumluluğu paylaşmak adına önemli bir adımdır. 

Kavga, gürültü, silahlı saldırılar, tatsız söylemler, yalnızca acılar bırakıyor geriye. Bu acılar ülkemizin sarılmamış yaralarını anımsatmıyor mu size de? Çocuklarımızın zihninde nasıl bir tablo olacak dersiniz? 

Herkese önyargıların aşılıp, yarının başarılarının kucaklandığı, dostluk dolu birliktelikler ile harmanlanmış bir seçim süreci diliyorum.