Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Başarılı Olmak Zorunda mıyız?

Başarılı Olmak Zorunda mıyız?
 

BAŞARI kelimesi kulağa ne kadar hoş geliyor. Etrafınızdakilere başarılı olmak önemli mi, iyi bir şeymidir? gibi sorular sorsanız herhalde bu ne bicim soru diye tepkiler alırsınız. Peki sorunun cevabı bu kadar kesin ve net mi? Son yıllarda yayınlanan kişisel gelişim kitaplarına baktığımızda, On adımda başarı, Başarıya çıkan merdivenleri nasıl tırmandım, Başarılı olmanın altın kuralları vb. olduğu rahatlıkla görürsünüz. Eskiden olanları anlatıp hayıflanmaktan çok hoşlanmam. Çocukluğumun geçtiği 80’li yıllarda yeni bir bebek dünyaya geldiğinde, sanki anlaşmışlar gibi herkes vatana millete faydalı olsun, adaletli, ahlaklı, dürüst… bir insan olsun diye temennilerde bulunurdu. İlla başarılı olmak gerekiyorsa kriterler bunlardı.  

Peki ya şimdi? Bir şirketin başına CEO ya da genel müdür olan kişi, direkt “başarılı bir iş adamı” olarak nitelendiriliyor. Günümüz şartlarına baktığınızda doğru. Çünkü hiç kimse bu insan altında çalışan kişilere nasıl davranıyor hak hukuk gözetiyor mu, çalıştığı firmanın daha kaliteli mal üretmesi için çaba sarfediyormu gibi sorular sormuyor. Geçmişte olduğu gibi günümüzün de hala en gözde mesleklerinden doktorluk, mühendislik, avukatlık… vs. ya da devletin, üniversitelerin vs üst kademelerinde bir yere gelmek. Örnekleri sonsuza kadar çoğaltabiliriz. Gördüğünüz gibi başarı kriterleri son derece değişkendir. Kimine göre para kazanmak kimine göre iyi bir kariyer ama kesinlikle dürüst, kamil bir insan olmak değil.

Maalesef günümüz dünya düzeni başarı yolunda her şey mubahtır diyen, sadece başarı odaklı insanlar yetiştirmek istiyor. Çünkü bu insanlara “başarılı olmak adına” her şeyi yaptırabilirsiniz. Daha fazla para kazanmak adına insanlara kalitesiz mal satabilirsiniz, hiç gereği yokken insanları ameliyat masasına yatırabilirsiniz, kariyer yarışında çalışma arkadaşınızı gözünüzü kırpmadan harcayabilirsiniz. Çünkü başarılı odaklısınızdır, çünkü bir koltuğa oturduğunuzda hiç kimse size oraya nasıl geldiniz diye sormayacaktır. Daha korkuncu ise artık o koltuktayken adaletli, ahlaklı, dürüst olup olmadığınıza göre değerlendirilme yapılmayacaktır. Bir firmanın başındaysanız ne kadar kar yaptığınıza bakılacaktır, lise müdürüyseniz kaç tane öğrenciniz üniversiteyi kazandı diye bakılacaktır, avukatsanız kaç tane dava kazandınız diye bakılacaktır.

Başarı yarışı ilkokulda verilmeye başlanıyor. Bir arkadaşımın çocuğu, birinci sınıftan beri masum sayılan başarı yarışmaları ile 4. Sınıfa kadar geldi. Öğretmen kitap okuma yarışması yapıyor ilk üç kişiye pasta alıyor, ya da resim yarışması yapıyor birinciye hediye alınıyor ne kadar masum ve güzel dimi?  O çocuk dediğim gibi şu an dördüncü sınıfta ve geçenlerde bana Onur abi haftaya sınıfta kompozisyon yarışması var kesin birinci olmam lazım dedi. Sonrasında kimseye söyleme ama teneffüste, rakip olarak gördüğü bir arkadaşının kompozisyonunu gizlice yırtmayı planladığı söyledi. Nasıl? O masum çocuğun hiçbir suçu yok. Bu şekilde başarı odaklı nesiller yetiştirmeye devam ettiğimiz sürece, o çocuklar gelecekte kariyer sahibi olunca neler yapabileceklerini hayal bile edemezsiniz. Konu ile ilgili sadece benim şahit olduğum bir çok örnek verebilirim eminim sizde verirsiniz. Son olarak, rahmetli Barış Manço’nun 7’den 77’ye adlı programını bilmeyen yoktur. Orda çocuklarla teker teker sohbet ettiği ve sonradan puanlama yapıldığı bir bölüm vardı. 10 puan 10 puan 10 puan herkesin birlikte şampiyon olduğu kazananın olmadığı bir bölüm. O zamanlar çok anlam veremiyordum şimdi çok daha iyi anlıyorum.

BAŞARISIZLIKLAR dileğiyle :)))      

 
Toplam blog
: 18
: 1618
Kayıt tarihi
: 04.04.08
 
 

İstanbul Üniversitesi Deniz Biyolojisi anabilim dalinda arastırma görevlisiyim. Şuan doktora yapiyor..