Başbakan Erdoğan "vizyon" sahibi mi?

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, Arap Baharı’nda emperyalist ülkelerin liderlerini sollayarak hiçbir ulusal çıkar gözetmeden, mazlum, itilmiş-kakılmış Arap ülkelerine sahip çıkmış, çözüm önerileri üretmiş bir “Dünya Lideri” olma yolunda adım atmıştır.

22 Haziran 2012 tarihinde Suriye sınırından sadece bir kilometre içeri giren F-4 savaş uçağımız Suriyeliler tarafında uyarı dahi yapılmadan Akdeniz’in 1300 metre derinliğine uçaksavar ateşiyle düşürülmüştür. İki pilot subayımız hala bulunamamıştır.  

Suriye’de yaşanan rejim bunalımı nedeniyle Uluslararası platformda başta ABD ile birlikte “lider ülke” konumuyla Başbakan ERDOĞAN söz sahibi olmakta; defalarca aile dostu yakın arkadaşı olan Suriye Devlet Başkanı ESED’i uyarmaktadır.

Başbakan ERDOĞAN, daha 04 Ekim 2011’de Dünya kamuoyuna; “Suriye’deki gelişmelere çok daha fazla seyirci kalamayız. Mağdur, mazlum, savunmasız insanlara karşı burada ciddi ölümler var. Bunlar devam etsin.”diyemeyiz anlayışını savunurken; düşürülen F-4 savaş uçağımız ve büyük olasılıklaşehitlik mertebesine ulaşan, analarının kınalı kuzusu, değerli pilotlarımız için bugüne kadar “basiretsiz” davranmış, Suriye’ye karşı “silahlı” veya “teknik” yaptırım gücümüzü uygulama “cesareti” ve “kararlılığını” gösterebilmiş değildir.

Daha da yakın tarihte, 05 Nisan 2012’de “Masum insanları katleden, şehirleri topa tutan, acımasız şiddet kullanan bir rejime, bugüne kadar ‘yeter,’ ‘dur’  diyemeyen bir Güvenlik Konseyi’nin, uluslararası barış ve güvenliği korumakta  aciz  olduğu açıktır.” diyen Başbakan ERDOĞAN, “devlet olma niteliğini” yitiren Suriye ile iyi geçinmek   pahasına TÜRKİYE’nin ne kadar “güçlü” ve “lider” devlet olduğunu ”silahlı karşı eylem” ilegöstermemek ülkemizi “acze” düşürmektedir.

Türk Dış Politika geleneğinin temel ilkelerinden biri de “ahde vefa” ilkesidir. Başbakan ERDOĞAN’ın tüm yapıcı uyarı ve çözüm önerilerine ve yılların verdiği dostluğa rağmen Suriye Devlet Başkanı ESED hem “gerçek kişilik” hem de “tüzel kişilik” olarak sanki kültürlerinde “ahde vefa” yer almıyor gibi davranış ve tutum sergilemektedir.

Nasıl ki; bir insan haksızlığa uğradığında, tehdit altında olduğunda tepki verirse; Türkiye Cumhuriyeti(T.C ) Devleti de F-4 savaş uçağımızın düşürülmesine “eşit tepki” vermek durumundadır.

Gerçekler ortadadır.  İslam ve Ortadoğu Dünyası liderliği hayallerini bir yana bırakıp; gerçekçi bir şekilde Arap Baharı rüyasından uyanıp, “şartlarını” zorlaması gereken T.C  Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN’dır.  

Dış politikada "vizyon" ülkenin kaderinde önemli rol oynar. Daha 18-20 ay önce Suriye Devlet Başkanı ve ailesi ile "can ciğer kuzu sarması" çok sıkı dostluk kuran Başbakan ERDOĞAN bugünleri öngörememiştir...