Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakan istifasını Facebook’tan duyurdu

Başbakan istifasını Facebook’tan duyurdu
 

“ Bütün Facebook arkadaşlarıma ve katkıda bulunanlara” 

“ Başbakanlıktan ve Partimin Başkanlığından ayrılmaya karar verdim.” 

“ Çocuklarım büyüdüler ve benim haftada yedi gün çalışmak zorunda kalmam, onlara iyi bir baba olmamı engelliyor.” 

“ Yeni arkadaşımız başarılı bir Başbakan olacaktır ve ben de bütün desteğimle onun arkasında olacağım.” 

Durun… Aman karıştırmayın… Bu sözler çok uzaklardaki bir ülkenin siyasetçisine ait. 

Bu taraflarda, muhtarlığa aday olanın bile kendisinde ‘ kurtarıcılık’ misyonu vehmettiği bu topraklarda, ne iktidardan, ne muhalefetten, herhangi bir siyasetçiden bu sözleri duymak hayalden de öte bir beklentidir. 

Anlatayım; Avustralya’nın Tazmanya Eyalet Başbakanı David Barlett yaptığı basın açıklamasında, geçtiğimiz iki yıllık performansından memnun olduğunu, ama ailesinin her şeyden önce geldiğini açıkladı. İstifa eden başbakan kalan sürede milletvekili olarak devam edeceğini, ancak gelecek seçimlere katılmayacağını sözlerine ekledi. 

“ Mevcut rolümü daha fazla sürdüremeyeceğim. Ben iyi bir başbakan değil, iyi bir baba olmak istediğimin farkındayım” 

“ Tamamen kişisel bir karar verdim. Bu kararımın dayanak noktası iki çocuğum ile olan kişisel ilişkimdir. Yaptığım değişiklik ile gurur duyuyorum.” 

David’in ailesi ağır bastı. Özellikle de, oğlu Hudson haftalık bir rapor hazırlamak için eve gelip kendisinden destek istediğinde, hayatını sorgulamak üzere, oturdu ve düşündü… 

“ Aileme daha fazla zaman ayırmam gerektiğini, özellikle Hudson ev ödevleri için benden yardım istemeye başladığında düşünmeye başladım. Yazdığı kompozisyonların birçoğu ‘ babam bu hafta sonu yine işe gitti’ diye başlıyordu. Anladım ki Hudson artık babasına en çok gereksinim duyduğu yaşa gelmiş artık. Ki, oğlum özellikle hafta sonlarında benimle sokağa çıkmaktan nefret eder hale geldi. Çünkü, onun dışında herkes ile konuşuyordum.” 

Başbakan, yardımcısı olan Lara Giddings’i önerdi. Giddings partide de çok geniş bir desteğe sahipti. David, arkasında Giddings gibi bir seçeneğin olmasının istifa kararını kolaylaştırdığını da sözlerine ekledi. 

“ Lara Giddings, İşçi Partisini 2014 seçimlerine taşıyacak en doğru isimdir. Milletvekili olarak kalacağım, çünkü Lara’ya onu sonuna kadar destekleme sözü verdim. 

Görebildiğim kadarıyla da Lara daima böyle bir göreve de hazırdı.” “ Hükümetten çok memnunum. Onu oluşturan iki partinin ilişkileri de harika yürüyor. 

Evet, Başbakanlığı sürdürmek isterdim. Ama bedeli çocuklarıma zaman ayıramamak olursa bu mümkün değil.” Zor zamanlar için göreve hazırım. Ama hazır olmadığım bir şey daha var, o da çocuklarımı evde babaları ile muhteşem bir ilişkiden mahrum bırakmak.” 

Haber Tazmanya’nın siyasi ortamına ve özellikle koalisyon ortağı olmak için hazırlanan Yeşiller Partisine şok etkisi yaptı. 

İşte budur! 

Benim de anlatmaya çalıştığım bu… 

Savunma, sağlık, eğitim, ulaşım, çevre, güvenlik, adalet, ekonomi, yerel yönetim, elektrik, su, tapu, temizlik vs vs vs için binalar dikiliyor. İçine masalar, bankolar, dolaplar, raflar, silahlar, bilgisayarlar, daktilolar, fakslar, kağıtlar, kalemler dolduruluyor. 

Bu işleri ‘bize hizmet’ adına birileri üstleniyor. 

Kimini seçiyoruz. Kimini tayin ediyoruz. 

Al sana devlet. 

Başka? 

Bu basit kurumu kalkar da Tanrısal bir irade gibi yüceltirsen… 

Ulaşılmaz, erişilmez bir makam gibi algılamaya başlarsan… 

O zaman birileri de, bu, ‘sanal’ da olsa korkunç gücü ele geçirmek için ihtirasla yanar tutuşur, kendinden geçer, tezgahlar kurar. Sana, bana, bize de bu güç açlığını vatanseverlik diye yutturur, tabi bundan 20-30 yıl önce olduğu gibi, yersek… 

İktidar açlığını sahte iç ve dış düşmanlar ile perdeler, kendisini de kurtarıcı gibi gösterir. 

Aslında hepi topu bu işte… Helal olsun sana David. Yaptığın iş o kadar insani, o kadar doğal ve o kadar güzel ki… 

Tanımadığım halde sana ‘David’ diyebiliyorum ve senin de buna sevineceğini biliyorum. 

Bravo sana… 

“ Başlarım sizin Devletinizden de, Başbakanlığınızdan da, Siyasetinizden de… Benim çocuklarıma babalık görevimin yanında nedir ki bunlar…” dedin ya… 

Senin gelip bizim bu taraflarda epeyce insana bu duyguları anlatman ve hatta onları irşad etmen gerekiyor aslında… 

O makamlara gelenlerin millete bir kutsal ihsan olmadığının anlatılması lazım buralarda… 

Kimi, kendisini bin yılda bir bahşedilen lider sanıyor… 

Kimi, isminin ekonomi, sosyal sorunlar, finansman alanında her sorunu çözecek kutsal şifreli bir anahtar olduğunu vehmediyor… 

Kimisi, adının önündeki akademik ünvanın, hayal ötesi belediyecilik yatırımları için yeterli bir özellik olduğunu iddia ediyor… 

Bu yatırımların yanından bile geçemeyeceği ortaya çıkıyor, ‘Ben yaparım, demedim… Ben ortaya proje koydum’ diyerek tatlı bir viraj alıyor… 

Ama sağdan ya da soldan ve hatta sol gibi olanından hepsi kendilerini bulunmaz hint kumaşı, olmazsa olmaz sanıyor… 

Şöyle bir an durup, toprağın altında nice kendisini ölümsüz, unutulmaz, vazgeçilmez, ilahi mucize sanan imparatorların, kralların, siyasetçinin yattığını aklına getirmiyor. Yazık… 

 
Toplam blog
: 34
: 682
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Olmamalı da. Biraz beynimizi yormalıyız. Dayatılan hiç bir dogm..