Başbakan kimlerin yanında

Erdoğan; öğrencileri cemaat yurtlarına çekebilmek için "ODTÜ yurtlarında fuhuş yapılıyor." diye iftira atan Müslüman(!) AK Gençlik grubuna sahip çıktı. Bu iftiracı Müslüman(!)ları ODTÜ'den kovanlardan hesap sorulacağını söyledi. 

 

Neydi mesele? Kendilerini ODTÜ öğrencisi olarak tanıtan Ak Gençlik grubu, cemaat yurtlarına öğrenci kaydetmek için stant açmak istemişler. Kimi ODTÜ öğrencileri de buna engel olmuşlar. Tepkinin en büyük nedeni, cemaatçilerin, kendi yurtlarına öğrenci çekebilmek için ODTÜ yurtlarında fuhuş yapıldığı iftirasına sarılmalarıymış. 

 

Özel güvenlik elemanları, ilgili kişilere öğrenci kimliği sorunca AK Gençlik grubunun, ODTÜ öğrencisi olmadıkları anlaşılmış ve dışarı çıkarılmış. Çünkü, öğrenci olmayanların ODTÜ içerisinde faaliyet göstermeleri yasakmış.  

 

Başbakan ise Ak Gençlik grubunun suçunu örtbas etmek için ODTÜ içerisinde yasadışı olarak stant kurmak isteyenlere tepki gösterenleri suçlama yolunu seçmiş anlaşılan. İslam’ın kesinlikle yasakladığı fuhuş iftirası atanların koruyuculuğunu yapıyor.  Açıkça “sizden-bizden” meselesi… 

 

Hem Allah’ı dilinden düşürmeyen hem de Kuran’ın günah saydığı zinayı suç olmaktan çıkaran bir başbakanın, "fuhuş" iftirasını görmezden gelmesi normal karşılanabilir. 

 

Bu da bir şey mi? Başbakan; on binlerce Müslüman kadına, kıza tecavüz eden Amerikan askerlerini de savunmuştu. Hatta onlara dua bile etmişti. 

 

"Savaştan önce dua etmişti. Nereden bilecekti askerlerin böyle şeyler yapacağını?" diyenler olacaktır belki. Vietnam ve Afganistan örnekleri; Amerikan askerlerinin ne denli kıyıcı ve tecavüz eğilimli olduğunu sergilemiştir. Başbakanın Vietnam ve Afganistan’daki tecavüz olaylarını duymamış olması düşünülemez, değil mi?

 

Hatta ABD Ordusunun, kendi içlerinde bile yoğun bir biçimde, taciz ve tecavüzler yaşanmaktadır. 

 

Amerika savunma bakanı Chuck Hagel, Amerikan ordusunda cinsel şiddet olaylarının artması konusunda uyarıda bulunuyor ve ordunun bu tür cinsel tacizcilerden arındırılması gerektiğini söylüyor. 

 

Amerika başkanı Obama da cinsel taciz suçunu işleyen askerlerin, Amerikan ordusunu dünyanın en güçlü ordusu yapan itibar ve disiplinini çiğnediğini vurguluyor. 

 

Amerikan ordusunda yılda 26 bin cinsel taciz veya tecavüz vakası yaşandığını gösteren araştırmalar var. Cinsel taciz veya tecavüz kurbanlarının çoğu şikayet etmekten çekindiği için gerçek sayının, bilinenin çok üstünde olduğu da bir gerçek...

 

Demem o ki...

 

Böylesine adi bir geçmişi olan Amerikan askerlerine dua eden, aynı askerlerin Suriye'ye müdahale etmesini dört gözle bekleyen bir başbakanın; "fuhuş" iftirası atanları savunmasına şaşmamak gerek. “Bizden olanlar ve bize hizmet edenler, her durumda haklıdır.” anlayışı… 

 

Ama yasalarımızda "iftira"nın hâlâ suç olarak tanımlandığını ve Başbakanın, bu suçu işleyenleri savunarak suç işlediğini de unutmamak gerek. 

 

Unutulmaması gereken bir şey yine var:

 

Erdoğan’ın ve AKP iktidarının uygulamaları ne demokrasiyle ne de Müslümanlıkla bağdaşır. 

 

Peki Başbakan kimlerin yanında yer alıyor? Kimlerle el ele yürüyor? 

 

Bu soruları da yanıtsız bırakayım, izninizle.

 

Haydar Bibinoğlu