Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '08

 
Kategori
Siyaset
 

Başbakan ruh sağlığımızı bozuyor

Başbakan ruh sağlığımızı bozuyor
 

Sayın başbakanın oturup düşünmeye ve fikir üretmeye vakti olmadığı için olsa gerek; kendisini alkışlayacak bir kalabalığı ne zaman ve nerede görse, hemen mikrofonu ağzına dayayıp gazete ve kitaplardan, şair ve yazarlardan alıntılar yaparak, -16 İmparatorluk kurmuş yüce bir ulusun başbakanı olma sıfatını bir yana koyalım, bir belediye başkanına dahi yakışmayan- ayaküstü konuşmalar yapıyor.

Sayın başbakanımız ağzından çıkan her cümlenin milyonlarca insanın hafızasına ve binlerce televizyon ve gazete arşivine kaydolduğunu düşünmeden, sözün nerelere varacağını hesaplamadan, zaten barut fıçısına dönüşmüş bir toplumu ne kadar gereceğini veya böleceğini idrak edemeden konuşuyor da konuşuyor... Bazen kükremiş aslan edasıyla, bazen mazlum bir çocuk gibi naif ve ezik...

Sayın başbakan oruç nedeniyle kan şekeri, dolayısıyla beyin şekeri düştüğü için mi böylesine tehlikeli sözleri hoyratça sarf edebiliyor; yoksa bunca mütecaviz (kimilerine göre Kasımpaşalı) tavrın arkasında yatan bir siyasî taktiği mi icraata sokmuş gidiyor, bilemeyiz. Belki de askerî olan “saldırı en iyi savunmadır” stratejisini siyasî sanıyor, nereden bileceğiz!

Sayın başbakanın bu hâl ve belagati hangi sebepten kaynaklanırsa kaynaklansın, beni ilgilendirmiyor; ama belirgin bir zihniyeti yansıtan bu tutumu çok vahim sonuçlar doğurabilecek bir potansiyel taşıdığı için beni haddinden fazla endişelendiriyor, üzüyor. Dolayısıyla pozitif ruh durumumu olumsuza dönüştürdüğü için yazmakta olduğum romanıma bir cümle dahi ekleyemiyorum. Yani Sayın başbakan üretim gücümü baskılıyor, beyin çocukları doğurmamı engelliyor. Ve kim bilir daha kaç bin (veya milyon) kişinin yaratıcı enerjisini boşa harcamasına yol açıyor...

Sayın başbakanın “Bize karşı kampanya açan gazeteleri elinize almayın, evinize sokmayın!” sözündeki sezdirmeyi, Prof. Haluk Şahin şöyle değerlendirmiş: "Ülkeyi, belirli gazeteleri okuyanlar (Gafiller?) ve okumayanlar (Makbuller?) olarak ayırmak, özünde bölücü bir yaklaşım değil midir?”

Evet, bence özünde bölücü bir söylem ve tutumdur bu. Tıpkı G.W. Bush'un "11 Eylül"den sonra söylediği ve dünyayı bölen o ünlü tutumu gibi: "Your are either with us or against us! Ya bizdensiniz, ya bize karşı!"

Sayın başbakan. Eğer bu ayrışma gerçekleşirse, yani elimde Milliyet Gazetesi gören biri bana “Bu gazeteyi niye okuyorsun?!” diye reaksiyon gösterirse, o anda göstereceğim karşı tepkiyi şu anda hesaplamam mümkün değil; fakat bu plası bölünme tehlikesi dahi, içimde çok büyük bir kaygı ve üzüntü yarattı. Gel de şimdi otur, gelecek yüzyıldaki teknolojinin varacağı düzeyi ve yaratacağı toplumsal değişimi öngörme düşüncelerine dal dalabilirsen!

Sayın başbakan, bize yazık ediyorsunuz. Allah aşkına susun artık! Yeter!



.....................................................................................
* Kadın-erkek sayısı eşit ve "dokunulabilir" Meclis istiyoruz!
.....................................................................................

 
Toplam blog
: 147
: 2923
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

İngilizce öğretmeniyim, çevirmenim, dilmaçım, araştırmacıyım. / Beş kitabım var: Beynin Kimliği, ..