Başbakandan feryat: Yetiş Muharrem...! Ve sahneye çıkan kahraman Muharrem, imdat simidini atar.

İşte bugünlerde ülkemizde yaşananlar, tamda bu başlıktaki gibi. Aslına gündeme ve günlük siyasete girmiyorum. Ancak şu yaşanan tiyatroyu değerlendirmek istedim.

Bilindiği gibi Hizbullah lideri Şeyh Nasrallah’ın, Suriye lideri Beşar Esad’a destek veren açıklamaları Sayın Başbakanın Ortadoğu politikasının bir iflasıydı. Aslında Gazze’ye yapılan Mavi Marmara gemisi harekâtı, insani yardım amacı falan taşımıyordu.

Bugün artık anlıyoruz ki Mavi Marmara gemisi harekâtı, Sayın Başbakanı, İran ve Hizbullah’ın oltasına takılmak için atılan bir tuzaktır. Ancak üzücü bir durumdur ki oltanın ucundaki yemlerde, İsrail askerlerince öldürülecekleri bilinerek o gemiye bindirilmiş insanlar olmuşlardır.

Artık çok iyi görmekteyiz ki İslamcı insani yardım örgütleri, İslamcıların sinsi siyasi amaçlarına hizmet etmek için kurulmuş birer paravandır, ve bu amaçla onlara inanan muhafazakâr insanların hayatlarını bile hiçe sayarlar. İşte Mavi Marmara gemisine bindirilip İsrail askerlerine hedef tahtası yapılan insanlar.

Çok iyi biliniyordu İsrail o gemiyi asla Gazze’ye yanaştırmaz, çünkü bu onun için büyük bir itibar kaybı olur. İşte tamda tahmin edildiği gibi İsrail’in operasyon düzenleyerek askerleri tarafından öldürülen insanlar. İsrail’i değil, Sayın Başbakanı Hizbullah ve İran ikilisinin oltasına takmıştır.

Bu olaydan sonra Sayın Başbakan tam da tahmin edilen ruh haline girmiştir ki duygusal yapısı da buna müsaittir. İsrail’le köprüleri atan Sayın Başbakan başladı Gazze’deki ölen bebeklerden, Siyonizm’in vahşetinden bahsetmeye.

Aslında Hizbullah, İran’ın siyasi amaçlarına hizmet eden bir örgüttür. Gazze’den fırlatılan yüzlerce füze, İran’dan gizlice gönderilen malzemeyle yapılır ve İsrail kışkırtılıp Gazze’deki sivilleri bombalasın ki İnsanlık âleminden gelen tepkiyle İsrail yalnızlığa itilsin.

Ancak dikkat edilirse her şeyin farkında olan Batılılar ve hatta Müslüman Arap ülkeleri bu oyuna gelmemek için hiç oralı olmuyor. Gaza gelip oltaya takılan, Mavi Marmara operasyonuyla bizim Başbakan oldu.

Türk siyasetçiler, Adnan Menderes’in de, bir zamanlar yüce efendisi ABD’nin gazına gelip bir heves daldığı Ortadoğu bataklığından, bir de efendisin kazığını yiyerek güç bela çıktığını bildiklerinden, yanı başımızdaki bu bataklığa hiç ilişmezlerdi.

Mavi Marmara olayından sonra, İsrail’e karşı Hizbullah’la tam bir işbirliğine giden Sayın Başbakan’ın, Suriye ile siyasi çatışmaya giderken, Hizbullah’la müttefik olduğunu unutması, İran, Suriye ve Hizbullah’ın organize hareket eden bir üçlü olduklarını hesap edememesi, aslında uyanık bir politikacı olmadığının net bir göstergesidir.

İşte, İsrail’e karşı müttefik olduğu Hizbullah’ın lideri Şeyh Nasrallah’ın yaptığı son konuşmalarla, her daim müttefiki olan Beşar Esat’a tam destek vermesi, Sayın Başbakanı açığa düşürmüştür.

İşte her zaman olduğu gibi şark kurnazı Sayın Başbakanımızın ortaya attığı üçüncü boğaz köprüsüne Yavuz Sultan Selim isminin Aleviler tarafından sert bir tepki alacağının, İki ayyaş sözüyle de CHP’lilerin gaza gelip kendisiyle sert polemiklere gireceğinin muhakkak bilincindedir.

Sonuçta hiçbir şey çıkmayacak olan kısır tartışmalarla, dikkatleri Ortadoğu’dan iç siyasete çevirmeyi amaçlamakta.

Peki, biz bunları görebiliyoruz da, CHP’nin lider kadrosu göremiyor mu? Hizbullah liderinin açıklamaları ile her şey bu kadar açıkken, tabii ki görememeleri imkânsız bir şey.

İşte Sayın Muharrem İnce’nin oldukça sert açıklamalarla Sayın Başbakana sataşması ve soru önergesi vereceğini açıklaması, her zamanki sinirli yüz ifadesi ve sert sözleri, sanki bana dikkatleri ısrarla Ortadoğu’dan iki ayyaş polemiğine çekmeyi amaçladığını gösteriyor.

İşte ben bugün özellikle CHP’li arkadaşlara ne düşündüklerini merak ettiğim için bu konuları sordum.

Nasıl oluyor da CHP’li siyasetçiler, üç seçimlik bir maratona bir yıl kala Sayın Başbakanın Ortadoğu politikasının iflas ettiğini ve batağa saplandığını göremiyor ve değerlendiremiyor da, yine Başbakanın gazına geliyorlar? Gözleri bu kadar kör mü?

Herkesten topladığım değerlendirmelerin sonucu şudur.

Demek ki CHP gerçekten de iktidara niyetli bir parti değil.

Artık sürekli seyrettiğimiz bu tiyatroyu, biz bu saatten sonra yemeyiz.

İşte özellikle iki ayyaş polemiği, aslında başbakanımızın bir feryadıdır.

Yetiş Muharrem……!

Ve sahneye çıkan kahraman delikanlı Muharrem, yine can simidini fırlatır.

İşte Sayın Başbakan dua etsin ki, sanki ona bir söz söyleteceklermiş gibi durmadan daldığı Ortadoğu bataklıgında düştüğü tuzakları iyi görüp, hiçte fırsatı kaçırmayacak ve canına okuyacak olan iktidar heveslisi bir cingöz Süleyman Demirel ya da hocası Erbakan karşısında yok.

Zaten öyle olsaydı, bu kez de fırsatı kaçırmayan siyasi rakiplerinden iç siyasette alacağı darbeler yüzünden, Ortadoğunun çetrefilli işlerine bukadar kolay bulaşmazdı.

Boş yere konuşmuyor sizin gibi muhalefete can kurban diye her seferinde...!

AHMET ELDEN