Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '19

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Başkan Atabay'a Öneriler -2-

                               ***Didim Kent Estetiği***

    Atabay, ikinci kez koltuğa otururken, önerilerimi sıralamaya devam ediyorum. Bu bölümdeki önerilerimin konusu “Didim Kent Estetiğine” yönelik…

 

Mevlana, “gül düşünürsen gülistan olursun, diken düşünürsen dikenlik olursun” der.

Kentler aslında canlı bir varlıktır. Farklılıklarıyla, güzellikleriyle, insanları etkilerler. Bu anlamda kentlerin de gözlere güzel görünmek için bir estetiğe ve makyaja ihtiyacı vardır. Hele adınız bir turizm kenti olarak anılıyorsa, Dünyanın her yerinden binlerce insan sizi görmeye geliyorsa, daha dikkatli, daha özenli ve daha bakımlı olmanız gerekiyor…

 

Kentlerin gerçek sahibi o kentte yaşayan insanlar ve bu insanların seçtiği Belediye yönetimleridir. Belediyeler kentlerini geleceğe taşırken, kentlerine kalıcı bir kimlik vermek isterler. Kentlerinin güzellikleriyle, estetiğiyle anılmasını isterler…

 

Estetiğin konusu güzelliktir ve beğeni duygusuyla birlikte bir anlam kazanır.  Tarih boyunca kentleri kuranlar, kent planlamacılar kent estetiğini de göz önüne almışlardır. Didim İlçemizin tarihsel kökenine baktığımız zaman, en ünlü kent planlamacısının bu topraklarda yaşadığını görürüz. Hippodamos’dan bahsediyorum elbette… Pers saldırıları sonucu yıkılan antik kentleri (M:Ö 479) tekrar planlayan Miletli hemşerimiz Hippodamos’un çağdaş yöntemi düzenlilik ve çekicilik üzerinedir. Ona göre görünüş çok önemlidir. Ona göre kentlerin düzenliliği ile demokrasi ve eşitliğin önemli bir ilişkisi vardır…(Hippodamos’u daha önceleri Özgürses ve Milliyet Blog’da yazmıştım.) Her neyse konuyu fazla uzatmayalım. Gelelim Didim Kent estetiğine yönelik bir takım önerilerime…

 

Elbette geçmiş dönemlerden miras almış olduğunuz, önemli çarpıklıklar olabilir… Öncelikle geçmişten ders alarak aynı çarpıklıklara devam etmemeniz gerekecek…”Emsal anlayışını bir hak olmaktan çıkarmak gerekiyor” Bunu biraz daha açarsak, ülkemizin her tarafında geçerli olan ve yasalardan da gücünü olan bu anlayış, bir ölçüde çarpık kentleşmeyi yasallaştırıyor. Öncelikle bu yönde yeni yasalar ve anlayışlar geliştirilmelidir. Bu konuda belediyeler, yasa yapıcılara etki etmelidirler…

 

Didim İlçemiz, çevresindeki turizm destinasyonlarına göre en genç bir ilçemizdir… Yaklaşık otuz yıl önce ilçe bile değildi. Bu gençliğine rağmen gelmiş geçmiş yönetimler tarafından, geleceğe yönelik önkestirimler, çağdaş planlamalar yapıl(a)madı. Çevresindeki kötü yapılaşma örneklerinden de ders alınmadığı gibi daha kötü bir yapılaşmanın içine girerek hızla betonlaştı.

 

Tüm bunlara rağmen, Didim ilçemizdeki mevcut yapılaşma estetik yönden yeniden ele alınabilir. Bazı düzenleme ve düzeltmelerle- planlı bir çalışma yapılarak eski yapılara yönelik estetik bir görünüm elde edilebilir… Yeni yapılaşmaya yönelik olarak da planlı programlı ve çarpık yapılaşmaya ödün vermeyen bir çalışmanın içinde olunabilir… Süreç içinde de, kentsel dönüşümlere destek verilerek, eski yapılar yeniye dönüştürülerek estetik bir kent dokusu oluşturulabilir.

 

Yapılaşma dediğimiz zaman sadece binalar değil, cadde ve sokaklar, yollar, bisiklet yolları, parklar bahçeler v.b aklımız gelmelidir. Didim ilçemizde Estetik bir kent dokusu oluşumu için:

 

*** Mevcutlar üzerinde çeşitli düzenleme çalışmaları yapılabilir.

 

*** Yeni yapılacak yapılar, estetik Didim Kent dokusu için ödün verilmeyecek bir yapılaşma planı, ortak akıl ve estetik kuruluyla planlanmalıdır.

 

*** Geleceğe yönelik bir takım önkestirimler yapılarak nüfus artışı, su ihtiyacı, yol, ihtiyacı, ulaşım ihtiyacı gibi toplumsal ihtiyaçlar tahmin edilmelidir…

 

Öncelikle mevcutlara yönelik bir takım önerilerimi sunmak istiyorum…

 

*** Çatılarda nasıl ne şekilde hangi malzemelerden yapıldığı bilinmeyen estetik yönden çok çirkin görüntüler sergileyen ve en önemlisi de sağlımızı çok etkileyen Güneş enerjili su ısıtma sistemleri – Günısılar- gözden geçirilmeli bunlara yönelik yeni projeler geliştirilmelidir. Mevcut Güneş enerjili Su ısıtma sistemlerinin özellikle “lejyoner hastalığına- neden olduğu bilinmeli… Ayrıca çatılarda çok çirkin bir görüntüye neden olan ve standardı olmayan çok değişik büyüklükteki depolarıyla çatılara büyük bir ağırlık yükleyen bu sistem, deprem kuşağında olan ilçemiz için ayrı bir tehlikeyi de beraberinde getirebilir.

 

Eskiler üzerinde radikal kararlar alınmalı ve yeni yapılarda da görüntü kirliliği yaratmayan, binalara fazla yük(ağırlık) eklemeyen ve sağlığımızı tehlikeye sokmayacak standarttaki Güneş enerjili su sistemlerine izin verilmelidir…

 

*** Sokaklar, kaldırımlar kentlerin önemli dokularıdır… Daha çevreci ve yerli kaynağımız olduğu ve yer altı sularını zenginleştirdiği için sokaklarımız, kaldırımlarımız asfaltla değil parke taşlarıyla döşenmeli… Bu konuda en önemli sorun; kaliteli işçiliğin olmadığı, acemi eller tarafından fazla özen gösterilmeden döşenen taşlar en kısa sürede sorun olmaya başlıyor… Kısacası bir taşı bile doğru dürüst yerine koyamıyoruz. Didim ilçemizin cadde ve sokaklarına baktığımız zaman hemen bunu görüyoruz. Hele bir yağmur sonrası sokakların hali içler acısı… Aklımıza şu sorular geliyor, belediyemiz yapıyor- yaptırıyor ama neden kontrol etmiyor…

 

Diğer taraftan, kişilerin veya bir grubun isteğine göre araçların hızlı geçmemesi için Standard ve estetiği olmayan her çeşitte çeşitli çeşitli bariyeler yapılıyor…

 

Bariyerler, çağdaş uluslara özgü bir şey değildir. Bariyerlerin zorunlu olduğu yerler hastane ve okul v.b belirli standartlarda ve ışıklıdır. Didim Belediyemizin her isteyenin arzusuna göre göre bariyer yapmasını doğru bulmuyorum ve ayrıca görüntü kirliliği yaratan bariyerlerin kaldırılmasını da öneriyorum. Bunun yerine cadde sokaklarda sürücüleri uyarıcı önlemler alınabilir ve sürücüleri eğitici çalışmalarda yapılabilir..,

 

***Didim, herkesin, her işyeri sahibinin kendi görüş ve anlayışına göre ticari levhalarla caddeleri sokakları işgal etmelerine izin verilmemelidir. Levhalar asılacakları yerler dâhil, ebatlarına, manzarayı engelleyip engellemediklerine göre estetik yönleri de dikkate alınarak bir Standard getirilmelidir. Levhaların görüntü kirliliği engellenmelidir…

 

*** Didimlilerin araba sevdası sınır tanımıyor? Kaldırımları işgal ettikleri yetmiyormuş gibi bir de engelli çıkışlarını, merdiven çıkışlarını işgal ediyorlar.  Elbette her şeyin başı eğitim ama caydırıcı uygulamaları da belediyemiz devreye sokmalıdır… Didim’in şimdi olduğu gibi gelecekte de en büyük sorunu park sorunu olacaktır.  Park yerleri yeniden düzenlenmeli, yeni park yerleri projeleri geliştirilmelidir…

 

*** Kent estetiğinin önemli bir ayağı da halkın ses, görüntü vb kirliliğine karşı eğitilmesine dayanıyor… Çamaşırlar kişilerin özelidir… Balkonlara asılması pek hoş olmuyor… Göz estetiğini bozuyor ve bir görüntü kirliliği oluşturuyor… Ayrıca ses cihazlarının çok açılması, belli saatlerde balkonlarda yüksek sesle konuşulması, doğum günü vb kutlamalarda gürültü kirliliği oluşmaması için Belediyelerin bu yönde halkı eğitici bir çalışmanın içinde olmalı…

 

*** Belediyemiz bir kent estetiği kurulu oluşturmalı. Kurul kent estetiğini geliştirici bir çalışmanın içinde olmalı ve Belediyemize öneriler sunmalıdır…

 

Kent estetiği yönünde söylenecek daha çok söz ve öneriler var… Belediyemiz öncelikle kısa vadeli olarak basit makyaj çalışmalarıyla bir düzenleme yapabilir… Kentimizin sokaklarına kaldırımlarına bir usta eli değmelidir. Belediyemiz yaptırdığı işlerin kontrolünü estetik yönünden de değerlendirerek kontrol etmelidir. Uzun vadede ise çarpık, çok katlı yapılaşmadan uzaklaşarak yapıların estetiğini ön plana almalıdır… Kentsel dönüşümlerle yenilecek binalarda da emsal yerine mekânların daha rahat kullanımına ve estetik görünümüne önem verilmelidir…

 

Atabay’a, bir Didim sevdalısı olarak önerilerim devam edecek…

Didim'e estetik bir görünüm kazandırılması dileğimle, görüşmek üzere…

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..