Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

Başkan Erdoğan!

Başkan Erdoğan!
 

Başbakan Erdoğan, gündem belirlemeye devam ediyor. Türkiyede zaman zaman parlayan Başkanlık sistemi tartışmasını yeniden alevlendirdi Başbakan...

Anayasa değişiklik paketinin dumanı tüterken, Başkanlık ateşini alevlendirmenin ne anlamı ya da ne amacı olabilir?..

Başbakan Erdoğan, ya Anayasa paketinin ateşini biraz küllendirmek istiyor, ya da hazır ortam sıcakken Başkanlık işini de pişirmeye koyulalım, diye düşünüyor.

Türkiyede, halen kör topal yürümekte olan Parlementer sistem, ihtilal dönemi "erklerinin" demokratik olmayan yapısı nedeniyle verimli olamıyor. Yürütme, sorumluluğunda olan icraatları yapmakta zorlanıyor. Sürekli patinaj yaparak ilerlemeye çalışmak ülkeye zaman ve enerji kaybettiriyor.

Bütün bunlar bu ülkedeki yarım yamalak parlementer sistemin iyi işlemediğini gösteriyor; zaten bundan memnun olan da yok...

Ama yerine konacak olan şeyin ne olacağı konusunda epeyce farklı düşünceler var. Başkanlık sisteminin Türkiye coğrafyasında, giderek Tek Adam diktatöryasına döneceği endişesi var, örneğin... Gerçekten de, bu coğrafya Tek Adam çıkarmakta oldukça verimli topraklara sahip... Bu durum fazla bir şikayet konusu da olmamış üstelik... Sadece, Tek Adam'ın kimden olacağı tartışması kafaları yoran!...

Başbakan Erdoğan'ın, Başkan Erdoğan olmak arzusunu "Tek Adam" olma arzusu olarak lanse edip buradan bir "diktatörlük emeli" çıkarmaya çalışanlar, geçmişin Tek Adamlarına ve onların icraatlarına hala hayranlık duyuyorlar. Demek ki, önemli olan "Tek Adam" olmak değil, bu Tek Adam'ın kimden yana olacağı meselesi!...

Kendi ifadesiyle on sekiz yaşından beri siyasetin içinde bulunan ve ömrünün son sekiz yılını Başbakan olarak geçirmiş bir insanın, Türkiye gibi parti başkanlarının ancak ilahi irade ile işlerini bıraktığı ülkede, genç yaşında köşeye çekilmesini beklemek zaten pek beklenmiyordu. Bu açıdan bakınca, Sayın Erdoğan'ın kendine "yeni bir iş" arayışı içerisinde olduğunu söylemek de mümkün...

Ancak, bu ülkede mevcut sistemin çarklarının iyi işlemediği de ortada..O halde, meseleye ne "yeni bir iş" ne de "tek adam" kutuplarından bakmadan, ortadan ortadan tartışarak bir sonuca varmak olacaktır akıllıcası...

Türkiye, Başkanlık sistemini ne kadar kaldırır? Bunun dünyadaki uygulamaları nasıldır ve hangi altyapıyı gerektirir?..Bunlar tartışılmalı, önyargıları bir kenara bırakarak...

Önemli olan, Türkiyede iyi işleyen ve kalitesi yükselmiş bir demokratik sistemin yerleştirilmesidir.. Bu, bugünki parlementer yapının Avrupa örneğindeki gibi yüksek standartlı bir demokratikleştirme ameliyesi ile mi olur; yoksa bütünüyle farklı bir Başkanlık sistemi ile mi olur, bunları konuşup tartışarak bir yere varılabilir...

Daha, darbe anayasasının demokratikleştirilmesine karşı duranların, Başkanlık sistemi üzerinde ne kadar düşünebilecekleri de ayrı bir konu, elbette...

Önce, bu ülkede hiç bir şeyin değişmemesini isteyen, her yenileşmeye kafadan karşı çıkan "kafaların" değişmesi lazım... Ama, onların değişmesini beklerken üçüncü bin yılı da görmüş olma ihtimali göz ardı edilmemeli...

En azından tartışma konusu sıkıntısı çekmiyoruz bu ülkede; o da bir şeydir!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..