Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Siyaset
 

Eksik tanı, hasta zor günler geçiriyor...

Eksik tanı, hasta zor günler geçiriyor...
 

Yakın zamanda siyasilere karşı saldırılar oldu…

Van’da Deniz BAYKAL’a, Samsun’da Ahmet TÜRK’e ve Önceki gün de Kayseri’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner YILDIZ’a…

Bu saldırıların hiç birine “Olumlu” bir taraftan bakmak, “Aman ne güzel oldu, hak ettiklerini buldular, yüreğim soğudu” gibi bakmak mümkün değil. Böyle düşünenin de akli dengesinden, saldırganlardan daha çok kuşku duymak gerekir.

Böylesi saldırıları en hafif deyimi ile kınıyorum. Elbette ki hükümetten, saldırganlar hakkında gereğinin yapılmasını bekleyeceğiz.

Ancak düşüncem o ki, bu olaylara birçoğumuz eksik, diğer birçoğumuz ise “Yanlı” ve yanlış pencereden bakıyoruz.

Geçenlerde Hürriyet Gazetesi Yazarı Yılmaz ÖZDİL’in Ahmet TÜRK’e yapılan saldırıdan sonra, o yazıyı kastederek Ahmet Altan Taraf gazetesindeki köşe yazısında : “Hürriyet’te, (Ahmet) Türk’e vurulan yumruğu ‘adaletin tokmağı’ olarak değerlendiren insafsız bir yazı yayımlandı. Belli ki Kürtleri de Türkleri de öfkeden çıldırtmaya çalışıyorlar. Bu ülkede Hürriyet gibi bir gazete 68 yaşındaki bir adama yapılan rezilce bir saldırıya alkış tutacak hale geldiyse, kışkırtmalar bu boyutlara varıyorsa, bu, çaresizliği ve çaresizlerin her türlü belaya razı olduğunu gösterir” diyor…

Ahmet ALTAN böyle yazarsa, bu yazıdaki düşünceye, aynı üslupta cevap vermek mümkün, ancak ben o boyutuna girmeyi istemiyorum. Girersem Ahmet ALTAN amacına ulaşmış olur.

Şiddetin her türlüsünü kınarken durup soruyorum; niye şiddet ve ne işe yarıyor?

Bana göre düşünülmesi ve üzerinde durulması gereken, bu soruya verilecek cevabın içinde.

Şiddeti körükleyen ve bundan doğacak sonuçtan “Çıkar” bekleyen taraflar var, bu açık. Bu “Taraf”ların başını da başta BDP ile bir kısım basın çekiyor. Ahmet ALTAN’ın “Taraf” gazetesi de adına uygun yayın yapıyor.

Ortam sürekli ”Gergin” olunca da elbette vatandaş da geriliyor.

Dikkat ediyor musunuz bilmem, AKP iktidara geldiği günden bu yana, Başbakan nerede konuşmuşsa, hiç sakin değil. Konuşmalarının hemen hepsi şiddet dolu, tehditkâr ve uygun zamanda da vatandaşı azarlayıcı, aşağılayıcı bir davranışı var.

Türkiye’de vatandaşın birçoğu gergin, yay gibi gerilmiş durumda. Gerek ekonomik koşulların getirdiği zorluklar, gerekse başta Başbakan olmak üzere siyasilerin gerdiği ve PKK terör örgütü ile onun TBMM’deki uzantısı görünümündeki BDP’nin yarattığı ortam, vatandaşı patlamaya hazır bomba haline getirdi ve serseri mayın gibi dolaşıyor.

Kimse kabul etmeyebilir hatta “Bu nasıl yorum” diyebilir, ama gördüğünüz gibi zaman zaman bir yerlerde “Yumruk” olup patlayabiliyor.

Elbette bu benim yorumum. Elbette “Tam teşhis değil” denebilir. Ancak bu türden olaylara “Kınıyoruz” demek ve “Arkasında bir şeyler var” demek yetmez, arkasında illa bir örgüt aramak, yanlış yöne gitmek de doğru değil.

Ülkenin ekonomisi bozuldu, siyaseti yoldan çıktı, psikolojisi tahrip oldu…

Hükümet bunlara çare üretmek yerine, bakınız nelerle uğraşıyor. Uğraşırken de tavrını hiç değiştirmiyor, ortamı geriyor.

Tamam…

Yumruk atanların, saldıranların, şiddete bulaşanların, onları destekleyenlerin akli dengesinden kuşkulanalım, peki vatandaşın bozulan psikolojik dengesini, ruh halini, bozulan akli dengesini kim tedavi edecek?

Durum belli, eksik tanı ve hasta zor günler geçiriyor. Yakın bir gelecekte “Komaya” girerse sorumlusu kim olacak? Yumruk ananlar mı, yoksa milletin ruh halini, psikolojisini bozanlar mı?

Elbette kimse için “Oh olsun” demiyoruz, “Geçmiş olsun, Allah acil şifalar versin” diyoruz. Ancak hastaya da doğru tanı koymayı unutmayın diyoruz.

Yanlış mı söylüyoruz?

20 NİSAN 2010

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..