Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Temmuz '09

 
Kategori
Futbol
 

Başrolde Rijkaard, Hisseli Harikalar Kumpanyası

Başrolde Rijkaard, Hisseli Harikalar Kumpanyası
 

TOBOL: 1 - GS: 1


Haydi dedim, yaz günü, hava mis gibi, püfür püfür rüzgar esiyor. Çekirdeklerimizi alalım da azıcık temaşa eyleyelim. Kurulduk ekran başına, başladık temaşaya…

Çocuklar eğitimli, güngörmüş, düzgün çocuklar. Belli ki tiyatro eğitimi almışlar, bu işe gönül vermişler. Öyle bir zevkle izliyoruz işte. Derken yanımdakiler uyardılar.

Seyfi: “Abiii! Bu tiyatro değil, maç!”
“Hadi canım sende, nerden belli maç olduğu”

“Olur mu abi ya, bas baya maç işte, görmüyor musun, sarılı-kırmızılı formalı olanlar Galatasaray nam İstanbul kulüplerinden bir tanesi, öteki de Kazakistan denen memalikin Tobol dedikleri futbol takımı”.
“Yahu bu maç ise, futbolcu dediğiniz bu çocuklar neden yapışık yapışık duruyorlar”

“Anlamadım abi, nereye yapışık duruyorlar”
“Sahaya”

“Arap olayım, anlamadım vallahi.”
“Yahu, futbolcu dediğin koşmaz mı birader. E bunlar sahaya zamklanmış gibi duruyorlar. Ne koşabiliyorlar, ne yürüyebiliyorlar.”

“Abi yürüyorlar ya işte”
“E koşmuyorlar o zaman”

“Koşuyorlar abi, koşmasalar olur mu, o zaman maç mı olur bu.”
“Ben de onu diyorum ya. Madem bu İstanbul’un meşhur takımıdır, takır-takır oynaması gerekmiyor mu?”

“Orası öyle tabi. Mecalleri yok gibi duruyorlar. Ama tabi maç tecrübeleri yok fazlaca”
“Nasıl yok yahu. Benim bildiğim bu takım Avrupa Fatihidir. Öyle diyorlar”

“Tamam, öyle de, yedek ağırlıklı çıkmış takım. Teknik direktörün tercihi işte. Yedekleri as gibi kullanmak istediğindendir.”
“Ama yedekler hallerinden memnun gibiler. As olmaya niyetleri yok gibi. Acaba as-papaz gibi bir şey mi sanıyorlar. Hani papaza gelmeyelim ayağına. O da neyse, işin içinde kupa kızı filan da var. Sakat yani.”

“Sakat değilmiş abi. Yedekler arasındaymış, lazım gelirse oyuna alınacakmış”
“Kim?”

“Baroş”
“Girerse gol olur”

“Nerden bildin abi?”
“Maçı Rıdvan yorumluyor ya, nasıl olsa “gol olur” diyecek. Nasıl olsa gol de olacak”

“Elektrikler kesilmiş”
“Demek ki doğal gaz hak getire. Burada da elektrikler kesiliyor”

“Anlamadım abi”
“E bu Kazak takımı ya, doğalgaz bol bunlarda. Bol keseden dağıtırken kendilerine kalmamış zahir”

“İkinci yarıya Allah kerim abi. Ama Cimbom gol bulur. Böyle bitmez”
“Bulsun da, ben beğenmedim bunları. Isırmıyorlar. Onu geçtim kemirmiyorlar. Yahu koklasalar razıyım, o da yok”

“Abi ikinci yarı ısırırız. Gel çay içelim.”
“İyi bakalım, ama korkuyorum, elektrik kesintisinden istifade bi gol daha atmasınlar bize.”

“Yok artık, gece yarısı golü mü olacak. Hahhah-hahahahah.”
“Bence komik değil. Gözlerini açsınlar da gece yarısı golü yemesinler o zaman. Atan mı suçlu, yiyenin dahli yok mu?”

“Neyse abi oraları geçelim.”
“Geçtik. Geçtik ama ikinci yarıda da umut yok gibi.”

“İşte gol… Baroş girince gol oldu abi, bildin vallahi.”
“Rijkaard da öğrenecek. Daha yaşı ufak ne de olsa”

“Golden sonra da baydılar abi ya.”
“Gol atınca bir şey oldu sandılar. Oysa daha pozisyonumuz yok be. İki gol var, pozisyon yok maçta. Kazaklar ayakta uyutuyor resmen. Başımıza çorap örmesinler.”

“Heh-hee… Kazak-çorap esprisi patlattın di mi? Sana bayılıyorum abi. Derhal espriyi patlatıyorsun.”
“Bu saatte bayılma aman. Uğraşamam şimdi. Ne bu çocuğun adı, ahanda kırmızı kart yer bu.”

“Alpaslan abi. Genç oyuncu. Gelecek vaad ediyor”
“Geleceği vaad etmesin istemem. Şimdiyi heba etmesin yeter.”

“Oldu mu şimdi?”
“Ben dedim di mi, işte kırmızıyı yedi. Gelecek mi demiştin?”

“Toplanır takım, son dakikalar bir gayretle gol atarlar.”
“Yahu sorun değil, İstanbul’da elerler bunları da, neden bu kadar ruhsuz oynuyorlar onu çözemedim. Arda bile isteksiz. Aziz Yıldırım'la söz dalaşı yapacağına futboluna baksa daha iyi olacak demek.”

“Adnan Polat’ın kabahati abi. Sen ne diye gereksiz polemiklere girersin ki?”
“Girer-girmez o ayrı, bu ayrı. Futbolcu saha dışında değil sahada konuşur Seyfi’ciğim. Yoksa düdüğü başkası öttürür.”

“Düdük-müdük ne mesajı bu abi, anlayamadım”
“Son düdük diyorum. Maç bitti, son düdük çaldı. Umutlar İstanbul’a kaldı.”

“Abi gel, çaylar tazeymiş. Çekirdek yeriz, çay içeriz.”
“Olur Seyficiğim. Ama evvel yazıyı yetiştireyim. Tatile gitmeden bir maç yazısı bulunsun sayfada.”

“Yahu bu kadar önemseme bu işi. Alt tarafı blogculuk oynuyorsun abi ya”
“Öyle deme Seyficiğim. Bakarsın buradan keşfederleri bizi. Aydın Doğan özel istek yapar filan. Oğlum yengenin yüzü gülmedi. Bir sükse yapalım, yoksa ömür bitti-gider”

“Öyle diyorsan öyledir abi.”
“Ha şöyle. Gelirim ben. Ah! Yaser o topa doğru dürüst vursaydı da bir gol izleseydik adamakıllı”

“Bir şey mi dedin abi”
“Yok, yok, Seyficiğim, kendi kendime şeyetmiştim. Çayları koy geliyorum.”

Murat HACIOĞLU
16 Temmuz 2009 Perşembe

Not=Öyküde geçen şahsiyetlerin, kişilerin, fikirlerin, zikirlerin, felanların, feşmekanların gerçekle ilgisi yoktur diyemiyorum; vardır da diyemiyorum. Ben ne dediğimi biliyor muyum allasen…

Bu blog Canlı Maç Anlatımı sayfamızda da yayınlanmaktadır

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..