Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '12

 
Kategori
Güncel
 

Bayanlar, siz gerçekten mutlu musunuz?

Bayanlar, siz gerçekten mutlu musunuz?
 

Bu soruyu aslında "memnuniyet anketinde" TÜİK(Türkiye İstatistik Kurumu) sormuş. Sonuçlar ise oldukça ilginç.  Gözlerinize inanamıyacaksınız.                                            
                                                        
TÜİK’in  2010 araştırmaları ilginç bilgiler içeriyor. Sonuçlar tamamen “uyutulmuş bir toplum” yapısı çiziyor. İncelendiğinde “aaaa” dememek elde değil.

TÜİK’in araştırması, 3 bin 440 hane halkında bulunan 18 ve yukarı yaştaki 7 bin 27 bireyle görüşülerek gerçekleştirilmiş.

Ankete göre; bireylerin yüzde 61,2'si kendisini ''mutlu'' hissediyor, yüzde 72,8'i de geleceğe ''umutla'' bakıyor.

Ben de çevremde bulunan bir çok insanla yazılı olmamakla beraber sözlü anketler yapıyorum. Bir anket formatım yok. Havadan sudan rast gele konuşurken, birden konular TÜİK’in araştırma ve anketlerinde olduğu gibi ciddi meselelere de geliyor. Benim tespitlerime göre kendini mutlu hissedenlerin sayısı yüzde yirmilerde kalırken, geleceğe umutla bakanların sayısı da yüzde otuzları geçmiyor. Önemli noktalardan birisi, benim anketimde 18 altı yaş gurubundan da kişilerin olması. Bana göre, ankete katılanların yaş dilimleri, sonuçları ters yönde etkileyecek önemli faktörlerden birisi. Anketin yapıldığı 2010 yılında, 2011’de YGS’ye (Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı) giren 1,5 milyon 18 altı yaş öğrenci gurubuna; “gelecekten beklentileriniz neler” sorusu yöneltilebilseydi, eminim ki TÜİK’in anket sonuçları bir anda ters yüz olurdu…

Ankette gerçeğe yakın sonuçlar da var. Her ne kadar rakamsal değerler tartışılabilirse de, bazı gerçekler de saklanamıyor. TÜİK 2010 yılı sonuçlarının önceki yılların sonuçlarından daha iyimser olduğunu iddia etse de,  görünen köyün kılavuz istemediği gibi, anketlerin de güvenirliliğinin anketi düzenleyenlere bağlı olduğu bir gerçek.

Anket hangi illerde, hangi semtlerde düzenlenmiş?

Bu konuda TÜİK kitapçığında açık bir bilgi yok. Sadece çalışmanın kent ve kırsalı kapsadığı bilgisi var. Kurumsal nüfus olarak tanımlanan okul, yurt, otel, çocuk yuvası, huzurevi, hastane ve hapishanede bulunanlar ile kışla ve ordu evlerinde ikamet edenler kapsanmamış. Ayrıca nüfusu toplam nüfusun %1’ini geçmeyecek şekilde yeterli (küçük köyler, oba, mezra v.b) örnek hane sayısına ulaşılamayacağı düşünülen yerleşim yerleri kapsam dışı bırakılmış.

73 milyon nüfusu 7 bin 27 kişi temsil etmiş. Hiç değilse yüzde 1 olsaydı! En azından 730 bin kadar “örneklem” e ulaşılmış olurdu…
    
Anket sonuçlarına göre kadınlarımız daha mutlu: yüzde 62,7. Erkeklerde ise bu oran 59,9. Kadınlarımızın mutluluğu gördükleri şiddetten olsa gerek! Ya da TÜİK şiddet konusunu  hiç hesaba katmamış, yani gözden kaçırmış!

Ankette; mutluluk kaynağı olan değerlerin başında yüzde 71,2 ile ''sağlık'' başı çekiyor. Bireylerin yüzde 13'ü ''sevgi'', yüzde 6,9'u ''başarı'', yüzde 4,6'sı ''parayı'' mutluluk değeri olarak betimlemiş.

Adli hizmetlerden memnun olduğunu belirtenlerin oranı önceki yıla göre azalmış: yüzde 37,2. Günümüzdeki manzaraya bakınca daha da az olması beklenirdi…

Bireylerin sağlık hizmetlerinden memnuniyetinde ise ciddi bir artış gözlenmiş: 2004'te yüzde 46,9 olan memnuniyet düzeyi, 2010'da yüzde 73'e ulaşmış.

Neden acaba?

Vatandaşın  özellikle ve çoğunlukla yararlandığı Devlet Hastanelerinde eskisi gibi saatlerce sıra beklenmediğinden mi?

Nasıl mı oluyor?

Hastaneye gidenler bunu gayet iyi bilirler; hasta poliklinik muayenesine giriyor-çıkıyor. İçerdeki doktorun gözü kapıda, bir an önce diğer hasta içeriye girsin, daha çok hastaya bakayım diye(!) acele ediyor… Kesinlikle döner sermaye gibi düşünceler yok kafasında . O sadece "kapıda bekleyen hastalar bir an önce azalsın" diye düşünüyor! Giriş ve çıkışı arasındaki sure ben diyeyim bir, siz deyin iki dakika. Polikliniğin kapısında bulunan(bazı hastanelerde) ekrandan, muayene olan hastaları takip etmek mümkün. Böylece bir saatte 40 hastanın jet hızıyla muayeneden geçtiğine siz de tanık olabilirsiniz.  Gariban vatandaşım ise “sıra beklemiyorum” diye seviniyor. Onun için önemli olan muayeneye girip, çıkmak. İki kalem de ilaç yazdırabilirse ne ala. Ondan memnun hasta yok, gerisi ayrıntı. Yani önemli değil.

Özet olarak anketlerdeki memnuniyet, bir çok kişinin olduğu gibi benim de memnuniyetimi yansıtmıyor.

Siz Türkiye’de enflasyonun tek hanelerde olduğuna, kişi başına milli gelirin 15 bin dolar olduğuna inanıyor musunuz?

Ben inanmıyorum.

Çünkü enflasyon rakamlarını da TÜİK hazırlıyor. TÜİK kendisini Türkiye’de en güvenilir kurumlar arasında kaçıncı sırada görüyor acaba?

Eğer TÜİK bu zamana kadar bu konuda bir anket hazırlamamışsa çok geç kalmış.

Sağlıklı ve Mutlu Yarınlar Dileğimle…                       

alirizaizgi@hotmail.com

Not:    1.Anket sonuçlarının tamamına TÜİK web sitesinden ulaşılabilir.

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..